Doğan, Güle
Master Thesis | 2019 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı
Bu çalışmada, Türkiye Himâye-i Etfâl Cemiyeti İstanbul Merkezi Umumi Rapor’unun Transkripsiyon ve Değerlendirilmesi yer almaktadır. Transkripsiyon kısmında gelir gider raporları tablolaştırılarak açıklanmıştır. Himâye-i Etfâl Cemiyeti’nin faaliyetleri, işleyiş mekanizması, idari birimi, çalışanlar hakkında bilgiler mevcut olup cemiyetin mali bütçesi, yardım toplama etkinlikleri ayrıntılı olarak metinde yer almaktadır. 1927 yılına ait mali bütçenin transkripsiyonu yapılarak Türkiye Himâye-i Etfâl Cemiyeti’ne dair genel bilgilere yer verilmiştir. Günümüz Çocuk Esirgeme Kurumuna gelinceye değin aşamaları, niceliksel ve niteliksel faali . . .yetleri belirtilmiştir. In the study, Turkey Himâye-i Etfâl Community İstanbul center of the general report’sis located transcription and evaluation. In the transcription section Is descri bed income andexpense with table. There is information about the activities of the Himâye-i Etfâl Community. These are the mechanism of operation, adminis trativeunit, financial budget of the community, and have a whip-round activities transcription of the financial budget belonging to 1927. Turkey Himâye-i Etfâl Community has included about information. From the past to the present, the activities in the child protection agency are indicated as qualitative and quantitative Daha fazlası Daha az
Ayyıldız, Yonca
Master Thesis | 2019 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sosyal Billimler Enstitüsü
Ekonomik kalkınmanın ve sosyal ilerlemenin en temel göstergeleri istihdamın büyüklüğü ve işsizliğin yapısı olarak görülmektedir. İşsizlik ve istihdam dünya ekonomisinde olduğu gibi Türkiye ekonomisinde de büyük bir sorun haline gelmiştir. Bu sorunların yarattığı ekonomik, toplumsal ve sosyal sorunların çözümü için ülkeler işgücü piyasası politikaları uygulamaktadır. Ülkemizde de İŞKUR tarafından pasif ve aktif işgücü piyasası politikaları uygulanmaktadır. Pasif işgücü piyasası politikaları işsiz kalan bireylere kısa sürelide olsa gelir desteği sağlamayı amaçlarken, aktif işgücü piyasası politikaları işsiz kalan bireyleri yeniden işg . . .ücüne dâhil etmeyi ve istihdam edilebilirliği arttırmayı amaçlamaktadır. Bu çalışmada aktif işgücü piyasası politikalarının içerisinde yer alan işgücü yetiştirme kurslarının, işsizliğe ve istihdam edilebilirliğe etkisi değerlendirilmektedir. Bu amaçla İŞKUR tarafından uygulanan İGMEK, MEK ve UMEM ele alınmış, Zonguldak ili özelinde etki değerlendirmesi yapılmış olup etki değerlendirmesi türlerinden yarı deneysel etki analizi yöntem olarak seçilmiştir. Ayrıca çalışmanın sonucuna göre programların ne yönde geliştirilmesi gerektiği ve programların uygulanmasında yol gösterici olması amaçlanmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre ev işleriyle meşgul olma ve öğrencilik istihdama katılmama nedenleri arasında ön plana çıkmaktadır. Program mezunlarının, programlardan genellikle memnun kalmalarına rağmen, kazandıkları mesleki becerilerin uygun alanlarda istihdama aktarılamaması bütün programların ortak sorunudur. Ayrıca Zonguldak ilinde açık işlerin meslekleri ile İŞKUR tarafından uygulanan işgücü yetiştirme kurslarında öğretilen meslekler arasında ilişki olmadığı görülmektedir. The main indicators of economic develoment and social progress are seen as the size of employment and the structure of unemployment. Unemployment and employment in the world economy as it is in Turkey’s economy has also become a big problem. Countries apply labor market policies to solve the economic, social and social problems created by these problems. Passive and active labor market policies aim to provide income support to unemployed individuals in a short period of time, active labor market policies aim to reinvolve unemployed individuals in the labor force and increase employability. In this study, the effect of labor force training courses, which areincluded in the active labor market policies, are evaluated. For this purpose, İGMEK, MEK and UMEM programs implemented by İŞKUR were discussed, in Zonguldak province impact assessment was made and semi-experimental impact analysis was used as the method. Besides, according to the results of the study, it is aimed to Show how the programs should be developed and to guide the implementation of the programs. According to the results of the research, the reasons for being busy with household chors and not joining the employment of students come to the forefront. Although graduates of the program are generally satisfied with the programs, it is a common problem of all programs that their Professional skills cannot be transferred to employment in appropriate fields. In addition there is no relationship between the occupation of open jobs in Zonguldak province and the occupations taught in labor training courses implemented by İŞKUR Daha fazlası Daha az
Şiraslan, Mammadov
Master Thesis | 2020 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Anabilim Dalı
Muhasebe Bilgi Sistemi, örgütsel düzeyde muhasebe bilgisinin tanımlanması, toplanması, kaydedilmesi ve yorumlanmasını içermektedir. Güvenli veri depolama özelliğine sahip, şirketin hedefleriyle uyumlu, güvenilir, yönetime ihtiyaç duyduğu bilgiyi sağlayan, zamanında rapor üreten, muhasebe standartları, yasa ve kanunlarla uyumlu, hata ve hileleri önlemek için tasarlanmış, işletme bilgilerini doğru ve eksiksiz bir biçimde yansıtan etkin bir muhasebe bilgi sistemi, örgütün performansının geliştirilmesinde örgütsel yönetime yardımcı olan bir araçtır. Etkin muhasebe bilgi sistemi işletmelerde, maliyet tasarrufu sağlamakta, kalite ve verim . . .liliği artırmakta, işletmeye rekabet avantajı sağlamakta, daha doğru ve etkin kararlar alınmasında yönetime yardımcı olmakta, çalışanların işletmeye bağlılığı ve müşteri memnuniyetini artırmaktadır. Dünya’da ve Türkiye’de muhasebe bilgi sisteminin işletmelerde uygulanması ve uygulama ile elde edilen yararlar kapsamlı bir şekilde araştırılmıştır. Bununla birlikte güncel literatürde muhasebe bilgi sistemi ile örgütsel performans arasındaki ilişkiyi inceleyen sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu çalışma, muhasebe bilgi sisteminin örgütsel performans üzerindeki olası etkisini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda, Zonguldak, Karabük ve Bartın illerini içine alan TR81 bölgesinde faaliyet gösteren 120 üretim işletmesi yöneticilerine yüz yüze anket yöntemi uygulanmış olup elde edilen veriler istatistiki yöntemler aracılığıyla analiz edilerek yorumlanmıştır. Çalışmada elde edilen sonuçlara göre; muhasebe bilgi sistemi ile örgütsel performans arasında pozitif yönde istatistiki olarak anlamlı bir ilişki olduğu saptanmış olup, muhasebe bilgi sisteminin %33,4 seviyesinde örgütsel performansdaki değişimi açıkladığı tespit edilmiştir. Accounting Information System includes the definition, collection, recording and interpretation of accounting information at the organizational level. An effective accounting information system with secure data storage; consistent with the company’s objectives; reliable; providing the information that management needs; generating timely reports; complying with accounting standarts, laws and regulations; designed to prevent errors and frauds; accurately and completely reflecting bussines information is a tool that helps organizational management in improving the performance of the organizational. An effectife accounting information system provides cost savings, icreases quality and productivity, provides competitive advantage to the enterprises, helps management in making more accurate and effective decisions, and increases employee loyalty and customer satisfaction. In the world and Turkey in accounting information system implementation and success of the business has been investigated in a comprehensive manner. However, there is a limited number of studies in the literature examining the relationship between accounting information system and organizational performance. This study aims to analyze the possible impact of accounting information system on organizational performance. In this context, data obtained by using face to face survey method for 120 production enterprises operating in TR81 region including Zonguldak, Karabük and Bartın provinces were analyzed and evaluated with statistical methods. According to the results obtained in the study; It has been found that there is a statistically significant relationship between accounting information system and organizational performance and it is found that accounting information system explains the change in organizational performance at the level of 33.4% Daha fazlası Daha az
Orhan, Cansu
Master Thesis | 2019 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı
Dil, genel anlamıyla insanlar arasında anlaşmayı sağlayan en yaygın ve en güçlü araçtır. Düşünceler, dil yardımıyla ortaya konur ve başkalarına iletilir. Dil sayesinde bir milletin yüzyıllar boyunca edindiği bilgi nesilden nesile aktarılır ve geçmişle bugün arasında bağ kurar. Türkçenin eğitimi ve öğretimi, toplumumuzda dil bilincinin oluşmasında oldukça önemlidir. Bu nedenle Türkçe eğitiminde okullar ve öğretmenler büyük önem taşımaktadır; ancak dil öğretiminde eğitim kurumlarının vazgeçilmezlerinden biri de öğretim programlarıdır. Türk Dil Kurumunun tanımıyla öğretim programı “ bir okulu bitirmek veya bir alanda uzmanlaşmak için o . . .kunması gereken ders ve konuları kapsayan plan, müfredat, ders programı, müfredat programıdır. Öğretim programı, eğitim programlarında kazandırılmak istenilen becerilerin gerçekleşebilmesi için gerekli olan öğretmen, konular, metod, teknik, ölçme ve değerlendirme gibi faktörleri içeren bir bütündür. Bu araştırmada, 1992, 2005, 2017 Ortaöğretim Türkçe programları çeşitli değişkenler açısından incelenmiştir. Araştırmada bilimsel araştırma yöntemlerinden genel tarama modeli esas alınmıştır. Araştırmanın problemi, alt problemleri, önemi ve sayıltıları belirtildikten sonra Türkçe öğretiminin tarihsel gelişimi hakkında bilgi verilmiştir. Sonraki bölümde şekil bilgisiyle ilgili genel bilgiler verilmiştir. Araştırmaya zenginlik kazandırması için şekil bilgisinin tarihsel gelişimi ele alınmıştır. Bu çerçevede şekil bilgisinin tarih tarihî sürecine bakılırken Tanzimat Dönemi’nden Cumhuriyet Dönemi’ne kadar yazılan dil bilgisi kitaplarında şekil bilgisi öğretimi incelenmiştir. Çalışmanın asıl konusu olan 1992, 2005 ve 2017 yıllarına ait ortaöğretim müfredat programları v incelenirken ortaöğretim program çalışmalarının tarihsel süreci hakkında bilgi verilmiştir ve ortaöğretim program çalışmalarında Türkçe öğretimi tarihi de ayrı bir başlık altında incelenmiştir. Araştırmada, uygulamaya konulan programların hedefleri, içerikleri, öğrenme-öğretme durumları ve ölçme değerlendirme başlıkları altında da ayrıca program incelemeleri yapılmıştır. Araştırmanın devamında, 1992 öğretim programlarında kullanılan davranışçı yaklaşım ve 2005 öğretim programlarında kullanılan yapılandırmacı yaklaşım ve 2017 programı hakkında bilgi verilmiştir, yapılandırmacı yaklaşım ve davranışçı yaklaşımın karşılaştırılması yapılmıştır. 1992 Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Programı ve genel amaçları, aynı inceleme yöntemiyle 2005, 2017 Ortaöğretim Türkçe Programı ve genel amaçları incelenmiştir. 1992, 2005, 2017 yıllarına ait öğretim programlarında kabul edilen ve okullarda okutulan ders kitapları şekil bilgisi öğretimi bakımından incelenip üç programın da kazanımları belirlenmiştir. The language, is the most common and most powerful tool for communication among people. Thought sare presented and delivered by language. Bymeans of language, the information gathered by nations is transferred to the younger generations and language establishes a connection between past and today. Nowadays, teaching and education of Turkish language is essential for creating the language awareness. Inorder to have an efficient learning, teaching and education should be made in a pre-planned programme. Schools and teachers have a significant importance in the education of Turkish however one of their replace able elements is teaching programmes. By the definition of Turkish Language Institution, a teaching programme means “the plan, programme, syllabus covering lectures and subjects for the purpose of completing a school ortoobta in proficiency in a subject”. Teaching programme coversentire elements such as necessary teachers, subjects, methods, techniques, assessment for realising the goals stated in the education programmes. In this research, subjects regardings hape information in these condary education lecture boks have been focus edinto. General surveying method has been used in this research. The problem, sub-problems, importance have been specifiedand historical progress of Turkish education have been explained. In the nextchapter, general information regardings hape knowledge has been explained. Historical progress of shape knowledge has been taken into account for the enrichment of the research. In this context, shape knowledge in lecture boks from the political reform era in the Ottoman Empire to the Republic Era have been explained. Historical progress of the shape information has been explained while analysing 1992 and 2005 Secondary Education Syllabus Programmes which is the main subject and the history of Turkish Education under Secondary Education Programmes has been analysed. Following the research, behaviourist approachused in 1992 Teaching Programme and constructivist approachused in 2005 Teaching Programme have been analysed and both approaches have been compared. General aims of 1992 Turkish Language and Education Teaching Programme and 2005 Language and Expression Teaching Programme have been analysed. Lecture boks used in 1992, 2005 and 2017 Teaching Programmes have been analysed and educational attainments of both programmes have been specified Daha fazlası Daha az
Erkahraman, Emrah
Globalleşen dünyamızda rekabet, sık sık kullanılan, önemini sürekli koruyan ve tüm sektörler için her geçen gün daha da önemli bir hal alan terim olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemiz için lokomotif sektör olarak tanımlanan inşaat sektörü ile paralel büyüme sergileyen kule vinç sektörünün global piyasada yer alan rakiplerine karşı kuşkusuz güncel rekabet stratejisi belirlemeli ve sürdürülebilir kılmalıdır. Bu doğrultu da kule vinç sektörünün benimsediği stratejiler ve rekabet konusunda attığı adımlar incelenecektir. Çalışmamızın konusu olan kule vinç sektörü için Michael E. Porter’ ın ‘Elmas Modeli Analizi yardımı ile sektörün ulusa . . .l ve uluslararası düzeyde rekabet seviyesinin ölçülmesi amaçlanmaktadır. Türkiye’ de kule vinçler genel olarak bina-inşaat yapımında kaldıraç görevi üstlenmektedir. Ortalama olarak 8-10 ton kaldırma kapasitesine sahip makineler kullanılmaktadır. İnşaat sektörüne paralel olarak gelişme gösteren kule vinç sektörü ülkemizde ağırlıklı olarak ithalat yolu ile temin edilmekte ve kiralama yoluyla kullanılmaktadır. 2012 yılında ülkemizde özel sektör girişimleri ile başlayan imalat çalışmaları, 2018 yılında döviz kurunda yaşanan artış ve konut sektörünün öncülüğünde kule vinç sektörünün bugünü, yarını ve sektör temsilcilerinin beklentileri incelenecektir. Türkiye kule vinç sektörü için elmas modeli analizi yardımı ile sektörün, Faktör Koşulları, Talep Koşulları, İlgili ve Destekleyici Endüstriler ile olan bağlantıları, Firma Yapısı, Stratejisi ve Rekabet, Devlet ve Şans Faktörü açısından değerlendirilmesi yapılarak sektörün yukarıda bahsi geçen faktörler çerçevesinde mevcut durumunun tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Competition is a term that is frequently used at present time, which keeps its agenda constantly and becomes important day by day for today's business world. The tower crane sector which is growing in parallel with the construction sector which is defined as the locomotive sector for our country should be determined and sustained undoubtedly current competetion strategy against the competitors in global sector.In this direction, the strategies adopted by the tower crane sector and the steps taken in the competition will be examined. For the tower crane sector which is the subject of our study, it is aimed to measure the competitiveness level of the sector at national and international level with the help of Michael E. Porter's Diamond Model Analysis. Turkey's tower cranes are assumed to leverage the overall building-building construction. Machines with an average lifting capacity of 8-10 tons are used. . Turkey's tower cranes are assumed to leverage the overall building-building construction. Machines with an average lifting capacity of 8-10 tons are used. The tower crane sector, which develops in parallel with the construction sector, mainly supplying by import and using by leasing way in our country. Manufacturing activities started with private sector initiatives in our country in 2012, increase in exchange rate in 2018 and the expectations of today, tomorrow and sector representatives of the tower crane sector under the leadership of the housing sector will be examined. For Turkey tower crane sector ,Demand Conditions, Factor Conditions, Related and Supporting Factors, Company Structure Strategy and Competition, State and Luck Factore assessed from the angle in the framework help of diamond model analysis.It is aimed to determine the current status of the sector within the framework of the factors mentioned above Daha fazlası Daha az
Gemici, Sevgi
Master Thesis | 2019 | Zonguldak Bülenet Ecevit Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Örgütsel adalet, örgütün başarıya ulaşması, çalışanlarının etkililiği ve verimliliğinin belirlenmesi açısından önemli rol oynamaktadır. Çalışanlar tarafından algılanan adalet onların tutum ve davranışlarına yansımaktadır. Dolayısıyla çalışanlar örgüt içinde uygulanan prosedürleri adil olarak algıladıkları takdirde, kendisini değerli hissedecek ve performansı daha çok artacaktır. Bu çalışmada, idari personel açısından örgütsel adalet ve boyutlarının çalışan performansına etkileri araştırılmış olup, bulguların karar vericilere, yöneticilere ve literatüre katkı sağlaması amaçlanmıştır. Bu amacı gerçekleştirmek için Samsun Valiliği ve İ . . .l Milli Eğitim Müdürlüğünde görev yapan 224 idari personelden oluşan örneklem üzerinde, örgütsel adalet ve iş performansına ait konuları içeren 49 soruluk anket uygulanmıştır. İlgili konu ve boyutlarına ait ölçümler cevaplayıcıların özellikleri de dikkate alınarak istatistiksel olarak incelenmiştir. İlgili araştırma sonucuna göre çalışanlarda örgütsel adalet ve iş performansı arasında anlamlı ve pozitif yönlü ilişki tespit edilmiştir. Çalışanların örgütsel adalet algısı arttıkça iş performansları da artmaktadır. Örgütsel adaletin alt boyutlarından etkileşimsel adaletin iş performansı üzerinde en güçlü etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir. Organizational justice plays an important role in success of the organization and determination of the effectiveness and the productivity of employees. Organizational justice perceived by the employees reflect on their behaviour and attitude. Therefore, employees will feel valued and improve their performance if they perceive the procedures implemented within the organization fairly. The aim of the study is the effects of organizational justice and its dimensions on the employees performance and present the results to administrators, decision makers and related literature. In order to achieve this aim, 49-item survey was conducted on a sample of 224 administrative personnel working in Samsun Governorship and Provincial Directorate of National Education, covering issues related to organizational justice and business performance. According to the results of the study, a significant and positive relationship between organizational justice and business performance has been determined in the employees. The more employees perception of organizational justice increases, the more their business performance has increased. Of the organizational justice dimensions, interactive justice has been found to have the strongest effect on business performance Daha fazlası Daha az
Durmuş Kayhan, Şebnem
Master Thesis | 2019 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Anabilim Dalı
Küreselleşmenin etkisi, teknolojik ilerlemeler, daha fazla getiri elde etmek arzusu ve finansal serbestleşmeye yönelik düzenlemeler doğrudan sermaye hareketlerinin artışında etkili olmuştur. Bu gelişmelerden en çok etkilenen ve doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını çeken sektör ise bankacılık sektörüdür. Çalışmamız iki kısımdan oluşmaktadır; ilk olarak Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı sermaye hareketlerinin bankaların finansal performansları üzerindeki etkisini değerlendirmek amacı ile Türkiye’de faaliyet gösteren 11 mevduat bankasının 2008-2017 dönemi CAMELS analizleri karşılaştırmalı olarak yapılmıştır. Yapılan analiz sonuçların . . .da yabancı sermayeli ve özellikle kamu sermayeli bankaların finansal performanslarının daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Ardından çalışmanın ikinci bölümünü oluşturan doğrudan yabancı sermaye hareketlerinin CAMELS üzerinde etkisinin olup olmadığını test etmek için EKK yöntemleri ile analiz yapılmıştır. Doğrudan yabancı sermaye hareketlerinin CAMELS üzerinde etkisi olduğu sonucuna varılmıştır. Bu çalışmanın en önemli katkısı bankaların finansal performanslarını gösteren CAMELS analizine, doğrudan yabancı sermaye hareketlerinin etkisinin olup olmadığını gösteren çalışmanın literatüre yeni bir bakış açısı sağlamış olmasıdır. The impact of globalization, technological advances, the desire to obtain more returns and the regulations for financial liberalization were directly influential in the increase of capital movements. The sector that is most affected by these developments and attracts foreing direct investment is the banking sector. Our study consists of two parts; in the first movement of foreign direct investment came to Turkey with the aim of assessing the impact on the financial performance of banks operating in Turkey 2008-2017 period, 11 deposit banks a comparative analysis was made CAMELS. According to the results of the analysis it was determined that the financial performances of foreing and especially Public banks were higher. Then the analysis of the direct foreign capital movements, which constitute the second part of the study, has been carried out by means of OLS methods to test whether the effect of foreign capital movements on CAMELS. It was concluded that foreign direct capital movements had an impact on CAMELS. The most important contribution of this study is that the CAMELS analysis which shows the financial performance of banks provides a new perspective to the literatüre, whether the study shows the effect of direct foreign capital movements Daha fazlası Daha az
Tanrıverdi, Adem
Master Thesis | 2020 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
https://hdl.handle.net/20.500.12628/8984
Yeşilkuş, Mehmet Salih
Master Thesis | 2019 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Ekonomik yaşamın temel girdilerinden biri olan enerji, ülkelerin gelişmesinde ve ekonomik büyüme düzeylerinin artırılmasında anahtar bir role sahiptir. Öte yandan ülkelerin ekonomik büyüme, sanayileşme ve kentleşme gibi faktörlere bağlı olarak hızla artan enerji tüketimi, makroekonomik performans üzerinde önemli etkilerin oluşmasına da sebep olmaktadır. Bu çalışmada enerji-büyüme arasındaki ilişkinin net enerji ihraç eden ve net enerji ithal eden ülkeler açısından incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda enerji-büyüme ilişkisi 1990-2014 dönemi için Panel SVAR ve Panel Regresyon yöntemi yardımıyla araştırılmıştır. Çalışmada bağımlı . . . değişken olarak ekonomik büyüme, bağımsız değişkenler olarak enerji (enerji tüketimi, petrol fiyatı, sanayi üretim endeksi), enflasyon ve nüfus ele alınmış olup tüm değişkenlerin logaritmaları alınarak analiz edilmiştir. Yapılan ampirik bulgular neticesinde uzun dönemde tüm değişkenlerin birlikte hareket edildiği tespit edilmiş olup aralarında eşbütünleşik bir bağlantının var olduğu sonucuna varılmıştır. Energy, which is one of the basic inputs of economic life, plays a key role in the increase in economic growth and development of countries. On the other hand, energy is rapidly increasing due to factors such as industrialization and urbanization and it causes important impacts on the macroeconomic performance. The aim of this study is to examine the relationship of energy and economic for net energy exporter and net energy importer countries. In this context, the relationship between energy and economic growth was investigated by using Panel SVAR and Panel Regression method covering the period 1990-2014. the dependent variable of the model that used in the study is economic growth, while the independent variables are energy (energy consumption, oil price population, industrial production index), inflation and population. The results of the study support the long term relationship among all the variables and it is concluded that there is a cointegrated connection between them Daha fazlası Daha az
Ballı, Eda Elif
Master Thesis | 2019 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı
Atasözleri ve deyimler, önceki kuşakların yaşadıkları olaylar sonucunda edinmiş oldukları bilgi ve tecrübeyi gelecek kuşaklara aktaran kalıplaşmış ifadelerdir. Bir sözün atasözü veya deyim olarak nitelendirilebilmesi için anonim olması, toplum tarafından genel kabul görmesi, kalıplaşmış ifadeler olması gibi bazı özellikleri taşıması gerekmektedir. Bunun yanında yine bir sözün atasözü ya da deyim olabilmesi için yaygınlaşması da önemli bir husustur. Lakin bazı atasözleri ve deyimler bulundukları yöreyle özdeşleşmiştir. Bulunduğu yörenin kültürüyle bütünleşen ve yıllar içinde değişikliğe uğrayıp, yöre halkı tarafından değiştiği şekliy . . .le kabul gören atasözleri ve deyimler o yöreye mal edilebilir. Bu çalışmada Zonguldak ilinin Devrek ilçesinde kullanılan atasözleri ve deyimler incelenmiştir. Çalışmada Devrek ilçe sınırları içinde yer alan şehir merkezi, belde ve köylerde kullanılan halk dilindeki atasözleri ve deyimler incelenmiş, bu atasözleri ve deyimler tematik açıdan değerlendirilerek gruplandırılmıştır. Proverbs and idioms are stereotypes that convey the knowledge and experience acquired by our ancestors to future generations. In order for a word to be described as a proverb or idiom, it needs to be anonymous, generally accepted by society, and have certain features such as stereotypes. In addition, I t is also important that a word need to be common in order to become a proverb or idiom. However, some proverbs and idioms are identified with the region. Proverbs and idioms that integrate with the culture of the region in which it is located and which have been changed by the local people over the years, can be attributed to that region. In this study, proverbs and idioms used in Devrek district of Zonguldak province were examined. In the study, the proverbs and idioms used in the city center, towns and villages in Devrek district were examined and these proverbs and idioms were grouped by thematic classification Daha fazlası Daha az
Keskin, Şebnem
Master Thesis | 2019 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Gelişmekte olan ülkeler için yabancı finansman kaynakları arasında yer alan doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının hacmi 1980’li yıllardan itibaren tüm dünyada hızla artmıştır. 1980 öncesinde daha çok imalat sanayinde yoğunlaşan doğrudan yabancı sermaye yatırımları finans piyasalarının serbestleştirilmesi ile finans sektörüne ilgi göstermeye başlamıştır. 1980’li yıllardan itibaren dış ticaret rejimi ve finans piyasalarının serbestleştiği Türkiye ekonomisinde, 1990’lar ve 2000’lerin başında finansal krizler yaşanmış ve 2001 yılından sonra Türk finans sektörüne giren doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında önemli artışlar ortaya çıkm . . .ıştır. Bu çalışmada 2007-2019 döneminde Türk finans sektörüne giren doğrudan yabancı yatırımları ile finansal gayri safi yurtiçi hasıla, kredi hacmi ve reel döviz kuru arasındaki ilişki ARDL eşbütünleşme tekniği ile uzun ve kısa dönemli olarak analiz edilmiştir. Buna göre finans sektörünün gayrisafi yurtiçi hasıladaki hacmi, ve kredi hacmi finans sektörüne giren doğrudan yatırımları hem kısa hem de uzun dönemde etkilemektedir. Reel döviz kuru ise sadece uzun dönemde etkiye sahiptir. Bu bağlamda elde edilen bulgular; finansal gelirin, finansal gelişmişliğin ve döviz piyasalarındaki hareketin finans sektörüne gelen doğrudan yatırımları etkilediğini işaret etmektedir. The volume of foreign direct investment, which is among the foreign financing sources for developing countries, has increased rapidly all over the world since the 1980s. Prior to 1980, foreign direct investments, which were mostly concentrated in the manufacturing industry, began to show interest in the financial sector with the liberalization of financial markets. The liberalization of foreign trade regime, andfinancial markets, since the 1980s in Turkey's economy, has experienced financial crises the 1990s, and in the early 2000s, and has emerged a significant increase in foreign direct investment entering the Turkish financial sector after 2001. In this study, the relationship between foreign direct investments investments in Turkish finance sector, and financial gross domestic product, credit volüme and real exchange rate in the period of 2007-2019 has been analyzed with ARDL cointegration technique as long and short term. Accordingly, the volume of the financial sector in the gross domestic product, and the credit volume affect the direct investments entering the financial sector in both short and long term. The real exchange rate, has a long-term effect only. Findings in this context indicate that financial income, financial development and movements in foreign exchange markets affect foreign direct investments in the financial sector Daha fazlası Daha az
Eruygur, Nuriye
Master Thesis | 2019 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Avrupa Birliği, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağıdır. AB ile yapılan ticarette de tarım önemli bir yer tutmaktadır. Çalışmada Türk tarım sektörünün tarihi gelişimi, AB ile ilişkiler, dış ticaret teorileri ve rekabet teorileri, rekabet gücü, rekabet gücünün belirleyenleri ve ölçüm yöntemleri hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmada, Türk tarım sektörünün, AB karşısındaki rekabet gücünün, Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler yöntemi ile ölçümü amaçlanmıştır. Balassa ve Vollrath’ın hesaplama yöntemleri kullanılarak 2007-2017 yılları için inceleme yapılmıştır. Veriler Birleşmiş Milletler İstatistik Portalı’ndan elde edilmiş ve SITC Rev . . . 4 sınıflandırması verileri kullanılarak hesaplama yapılmıştır. Tarım sektörünün bütünü ve seçilen 22 alt sektör için karşılaştırma yapılmıştır. Türk tarım sektörü, AB karşısında karşılaştırmalı üstünlüğe sahiptir, seçilen alt sektörlerde ise; bazı sektörlerde avantaj, bazı sektörlerde dezavantajlar tespit edilmiştir. The European Union is the biggest trade partner of Turkey. Agriculture has a significant place in this partnership. In this study, the information about the historical development of The Turkish agriculture area, Turkey's relationships with the EU, the theories of the foreign commerce and competition, competitive capacity, determiners of competitiveness and method of measurement of competitiveness were given. The aim of this study is to determine the competitiveness of the Turkish Agriculture Sector against the EU by using the Revealed Comparative Advantages Method. The calculation methods of Balassa and Vollrath were used between 2007 and 2017 to identify this competitiveness. The data were obtained from the United Nations Statistics Portal and required calculations were computed by utilzing the SITC Rev 4 classification data. Comparisons were prepared for the entire agricultural sector and 22 selected sub-sectors. The Turkish Agricultural Sector has a comparative advantage over the EU. However, some of the selected sub-sectors have advantages and others have disadvantages over the EU Daha fazlası Daha az