Filtreler
Filtreler
Bulunan: 112 Adet 0.002 sn
Koleksiyon [13]
Tam Metin [2]
Yayın Türü [3]
Yazar [20]
Yayın Yılı [19]
Konu Başlıkları [19]
Yayın Dili [2]
Dergi Adı [20]
Araştırmacılar
Konjestif kalp yetmezliği teşhisinde kullanılan çapraz doğrulama yöntemlerinin sınıflandırıcı performanslarının belirlenmesine olan etkilerinin karşılaştırılması

Narin, Ali | İşler, Yalçın | Özer, Mahmut

Other | 2014 | Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Fen ve Mühendislik Dergisi16 ( 48 ) , pp.1 - 8

Konjestif kalp yetmezliği (KKY) vücudun ihtiyaç duyduğu miktarda kanın pompalanamaması durumudur. Bu tanıya sahip hastaların ölüm oranı çok yüksek olduğundan erken teşhis önemlidir. Bu amaçla gerçekleştirilen sınıflandırma algoritmalarının performanslarının ölçümü için farklı doğrulama yöntemleri vardır. Bu çalışmada, KKY hastalarının teşhisinde sık kullanılan 5 farklı sınıflandırıcının performans ölçümleri için k-parçalı ve birisi-dışarıda çapraz doğrulama yöntemleri denenmiştir. Her algoritma 100 defa denenerek ortalama başarım ve standart sapmaları kayıt edilmiştir. Sonuç olarak, çapraz doğrulamada kullanılan veri parçası sayısı . . .arttıkça ortalama başarımın arttığı ve başarım değişkenliğinin azaldığı tespit edilmiştir. Congestive heart failure (CHF) occurs when the heart is unable to provide sufficient pump action to maintain blood flow to meet the needs of the body. Early diagnosis is important since the mortality rate of the patients with CHF is very high. There are different validation methods to measure performances of classifier algorithms designed for this purpose. In this study, k-fold and leave-one-out cross validation methods were tested for performance measures of five distinct classifiers in the diagnosis the patients with CHF. Each algorithm was run 100 times and the average and the standard deviation of classifier performances were recorded. As a result, it was observed that average performance was enhanced and variability of performances was decreased when the number of data sections used in the cross validation method was increased Daha fazlası Daha az

Vektör alan kılavuzu yöntemi ile görsel çizgi takibi İçin İnsansız hava aracı üzerindeki yalpanın model öngörülü denetimi

Altan, Aytaç | Köksal, Kerem | Hacıoğlu, Rıfat

Article | 2017 | Karaelmas Fen ve Mühendislik Dergisi7 ( 1 ) , pp.218 - 227

Bu çalışmada, görsel çizgi (rota) takibi için İnsansız Hava Aracı (İHA) üzerinde bulunan 3 eksenli yalpanın dış bozucu etki altında model öngörülü denetimi gerçekleştirilmektedir. İHA ile görsel çizgi takibi için Tanjant Vektör Alan Kılavuz (TVAK) yöntemi kullanılmaktadır. Dış ortam ve kapalı ortamda yapılan testlerde, ön tanımlaması yapılan çizginin görüntü işleme algoritmalarıyla tespiti ve sonrasında TVAK yöntemi kullanılarak rota takip işlemi gerçekleştirilmektedir. İHA’nın alçak ve yüksek irtifa uçuşlarında rota takibi başarım oranları deneysel olarak gözlemlenmektedir. Elde edilen sonuçlar PID denetime sahip yalpadan elde edil . . .en veriler ile karşılaştırılmaktadır. Dış bozucu etki altında TVAK yöntemi ile rota takibi için İHA üzerindeki 3 eksenli yalpanın MPC denetiminde PID ile denetime göre başarılı sonuçlar elde edilmektedir. In this study, Model Predictive Control (MPC) is performed under the external disturbance effect of the 3-axis gimbal on the Unmanned Aerial Vehicle (UAV) for visual line tracking. The Tangent Vector Fields Guide (TVFG) method is used for visual line tracking with UAV. In the tests performed in the outdoor and indoor environments, the pre-defined line is detected with the image processing algorithms and then the line tracking process is performed using the TVFG method. The visual line tracking success rates in the low and high altitude of UAV flight are observed experimentally. The obtained results are compared with data obtained by the gimbal having PID control. The successful results are obtained with MPC control according to PID control of 3 axis gimbal on UAV under external disturbance for visual line tracking using TVFG method Daha fazlası Daha az

İnce düzlemlerde yayılan ultrason dalgası kullanılarak hedef uzaklığının kestirilmesi

Onur, Tuğba Özge | Carlson, Johan E. | Svanström, Erika | Hacıoğlu, Rıfat

Article | 2017 | Erzincan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi10 ( 1 ) , pp.138 - 147

Elastik dalgalar, sadece gaz ve sıvılarda değil aynı zamanda katılarda da yayılırlar. Katılar, sıvı ve gazlarda olmayan form elastisitesine sahip olduğundan, katıların elastik özellikleri farklıdır. Bu nedenle, sadece boylamsal dalgalar değil aynı zamanda diğer dalgalar da katılarda yayılabilir. Katı içinde yayılan dalgalar kullanılarak hedefin konumu hakkında bilgi edinilebilir. Bu çalışmada ince düzlemlerde tek transdüktör kullanılarak ultrasonik dalga yayılımının modellenmesi yapılarak, uyarlamalı algoritma ile hedef uzaklığı kestirilmektedir. Elde edilen sonuçlarda, modellenen dalga yayılımında ultrasonik dalganın hızı ile birli . . .kte zaman gecikmesi uyartım noktasının sensöre olan uzaklığı ile ilintili olduğu için, uyarlamalı algoritma ile darbe cevabı başlangıç noktası belirlenerek hedef konumunun tespit edilebildiği görülmektedir. Elastic waves propagate not only in gases and liquids but also in solids. The elastic properties of solids are different since they have form elasticity which liquids and gases don't have. Because of this reason, not only longitudinal waves but also other waves can propagate in solids. Waves propagating in solids can be used to get information about target location. In this paper, modelling of ultrasonic wave propagation in thin plates is investigated by using a single transducer and target distance is estimated with adaptive algorithm. According to the obtained results, it can be seen that target location can be estimated by detecting the starting point of the impulse response with adaptive algorithm since the delay along with the velocity of ultrasound wave in the modelled wave propagation is related to the distance between the excitation point and sensor Daha fazlası Daha az

Taşkömür Havzasındaki Tasman Oluşumlarının Yeryüzü Üzerindeki Etkilerinin Cbs ile Belirlenmesi

Arca, Deniz | Kutoğlu, Hakan Şenol

Article | 2017 | Karaelmas Fen ve Mühendislik Dergisi7 ( 1 ) , pp.31 - 39

Madencilik, ülke ekonomisine olumlu katkı sağlamasına rağmen, üretimin gerçekleştiği sahanın üzerinde ya da yanındaki yerleşim alanları tasman tehlikesi altındadır. Madencilik tasmanı, yeraltı üretiminden doğan zemin içi hareketlerinin yeryüzündeki etkisidir. Tasmanın etki alanı üzerinde ve içinde bulunan yollar, tüneller, yeraltı galerileri, maden kuyuları, binalar, santraller, barajlar, su, gaz, elektrik, kanal ve kanalizasyon hatlarının, işletmelerin, kentlerin ve ülkenin sürdürülebilir yaşamı açısından büyük önemi bulunduğundan etki alanlarının belirlenmesi gereklidir. Bu çalışmada, Zonguldak Taşkömür havzası Kozlu üretim bölges . . .inde gerçekleştirilen yeraltı madencilik faaliyeti sonucunda yer yüzeyinde oluşan tasman etki alanlarının Python programlama dilinde bilgisayar kodları geliştirilerek ArcGIS yazılımına entegre edilmesi ile hesaplanması amaçlanmıştır. Mining, although it provides a positive contribution to the economy of a country, settlement areas constructed next to or on top of mining areas are under the risk of subsidence. Mining subsidence effects underground movements to the ground surface arising from underground productions. That’s why, roads; tunnels, underground sectors; mine shafts; buildings; plants dams, water, gas electricity channels and infrastructures lines under effects have strong emphasis with respect to sustainable developments in cities and country itself, it is necessary to determine of effect areas. The aim of this study determine of effect area of subsidence induced from subsurface mining in the Zonguldak Hard coal Basin Kozlu production region of developing computer code in the python programming language and integrated into the ArcGIS software Daha fazlası Daha az

The bryophyte flora of Sinop Peninsula (Turkey)

Söylemez, Burçin | Ören, Muhammet | Ursavaş, Serhat | Keçeli, Tamer

Article | 2017 | Biological Diversity and Conservation10 ( 3 ) , pp.120 - 129

This study presents knowledge about bryophytes of Sinop peninsula which one of the Key Biodiversity Areas (KBA). Research materials were collected from 60 different sites between September 2014-June 2016. As a result of the evaluation of 614 samples 25 species of 17 genera belonging to 17 families from Marchantiophyta (Liverworts), 130 species of 74 genera belonging to 28 families from Bryophyta (mosses), 2 species of 2 genera belonging to 2 families from Anthocerotophyta (Hornworts). In total, 157 specific and infraspecific taxa belonging to 47 families and 93 genera were identified. Among these, 95 taxa are new to Sinop province a . . .nd 26 taxa are new to A3 square according to Henderson (1961) grid system. Bu çalışma Önemli Doğa Alanları (ÖDA)’ndan biri olan Sinop Yarımadası’nın briyofitleri hakkında bilgi sunmaktadır. Araştırma materyali Eylül 2014-Haziran 2016 tarihleri arasında 60 farklı notadan toplanmıştır. 614 örneğin değerlendirilmesi sonucunda Machantiophyta’dan (Ciğerotları) 17 familya ve 17 cinse ait 25, Bryophyta’dan (Karayosunları) 28 familya ve 74 cinse ait 130, Anthocerotophyta’dan (Boynuzotları) 2 familya ve 2 cinse ait 2 tür tespit edilmiştir. Toplamda 47 familya ve 93 cinse ait, tür ve tür altı düzeyde 157 takson tespit edilmiştir. Bunlar arasından 95 tanesi Sinop ili için, 26 tanesi ise Henderson (1961) kareleme sistemine göre A3 karesi için yenidir Daha fazlası Daha az

Artificial neural network versus surface polynomials for determinetion of local geoid

Kutoğlu, Hakan Şenol

Article | 2007 | Harita Dergisi73 ( 18 (özel sayı) ) , pp.78 - 83

National heights systems throughout the world are referenced to the geoid whereas heighting by GPS directly results in ellipsoidal heights. These GPS-defined ellipsoidal heights have to be transformed into the national height systems. In practice, the surface polynomials are the most practical method to perform the transformation. Because of advances in computer science, surveyors have had an alternative method, the artificial neural networks, to the surface polynomials. In this study, these two methods are compared to each other using the data from Istanbul, Turkey. The investigations carried out show that the neural network method . . . provides comparable results in modeling general characteristics with the conventional polynomial, but better results in modeling local characteristics. National heights systems throughout the world are referenced to the geoid whereas heighting by GPS directly results in ellipsoidal heights. These GPS-defined ellipsoidal heights have to be transformed into the national height systems. In practice, the surface polynomials are the most practical method to perform the transformation. Because of advances in computer science, surveyors have had an alternative method, the artificial neural networks, to the surface polynomials. In this study, these two methods are compared to each other using the data from Istanbul, Turkey. The investigations carried out show that the neural network method provides comparable results in modeling general characteristics with the conventional polynomial, but better results in modeling local characteristics Daha fazlası Daha az

Denizden çıkarılan kumun beton mukavemetine etkisi (2003)

Özkan, Ömer

Other | 2003 | Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Mühendislik Bilimleri Dergisi9 ( 1 ) , pp.73 - 78

1999 yılında meydana gelen depremler sonrasında, kıyı şeridinde bulunan şehirlerde yapı malzemesi olarak kullanılan betonun karışımında deniz kumunun kullanılmasının beton mukavemetine ve dayanımına etkisi tartışılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada Zonguldak-Alaplı bölgesinde denizden çıkarılan kum ile Zonguldak-Alaplı Çay'ından çıkarılan kumun mukavemetlerinin zamana göre değişimleri karşılaştırılmıştır. Kullanılan ince agregada birim ağırlık, özgül ağırlık, ince madde oranı, organik madde oranı tayin edilerek, incelik modülü deneyleri yapılmıştır. Yapılan deneyler neticesinde denizden çıkarılan kumun mukavemeti ortalama % 34 oranında . . . düşürdüğü tespit edilmiş olup bunun da kumun içeriğinden kaynaklandığı sonucuna varılmıştır. In the aftermath of massive earthquakes in 1999, the use of sea sand in the construction material as o substance has been widely questioned as it may have negative side effects on endurance strength of buildings in coastal cities. In this study, the change in the endurance of the concrete has been tested by the use of sea and river sand types from Zonguldak-Alaplı region. Some experiments concerning unit weights, absolute weights, and ratio of fine material and organic material ratio of sand types were also executed. As a result of experiment made about special features of the sand types, it is well understood that the endurance strength of concrete consisting of sea sand is 34% less than that of the normal sand due to tire changes in ingredients of sand types Daha fazlası Daha az

İyonik kanal aktivasyon ve inaktivasyon kapılarının dinamik davranışı için alternatif denklemler

Özer, Mahmut

Other | 2003 | Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Mühendislik Bilimleri Dergisi9 ( 3 ) , pp.349 - 356

Bu makalede, iyonik kanal aktivasyon ve inaktivasyon kapılarının dinamik davranışı için yol ihtimaliyet yöntemine dayalı olarak elde edilen alternatif denklemler sunulmaktadır. Gerilim-kapılı iyonik kanalın dinamik davranışı, geleneksel Hodgkin-Huxley (H-H) matematiksel biçimciliği ile modellenmektedir. Bu modelde kanal iletkenliği, aktivasyon ve inaktivasyon kapılarına göre tanımlanmaktadır. Aktivasyon ve inaktivasyon kapılarının dinamiği, kapı değişkenine ve membran potansiyeline bağlı birinci dereceden diferansiyel denklemlerle modellenmektedir. Bu çalışmada sunulan yeni yaklaşımda, aktivasyon ve inaktivasyon kapısının dinamik da . . .vranışı, istatistik fizikte yaygın olarak kullanılan yol ihtimaliyet yöntemi kullanılarak iç enerji ve membran potansiyeline bağlı birinci dereceden diferansiyel denklemlerle modellenmektedir. Yeni model, H-H modelinde açıkça kullanılan zaman sabiti ve sürekli-hal değerlerini de gerektirmemektedir. Sayısal sonuçlar önerilen yöntemin geçerliliğini göstermektedir. In this paper, alternative equations for dynamics of ionic channel activation and inactivation gates are proposed based on the path probability method. Dynamic behavior of a voltage-gated ionic channel is modeled by the conventional Hodgkin-Huxley (H-H) mathematical formalism. In that model, conductance of the channel is defined in terms of activation and inactivation gates. Dynamics of the activation and inactivation gates is modeled by first-order differential equations dependent on the gate variable and the membrane potential. In the new approach proposed in this study, dynamic behavior of activation and inactivation gates is modeled by a first-order differential equation dependent on internal energy and membrane potential by using the path probability method which is widely used in statistical physics. The new model doesn't require the time constant and steady-state values which are used explicitly in the H-H model. The numerical results show validity of the proposed method Daha fazlası Daha az

Pasif dendtrit elektriksel özelliklerinin benzetimi için bir yazılım

İşler, Yalçın | Ekmekçi, N.Hakan | Özer, Mahmut

Article | 2006 | Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Mühendislik Bilimleri Dergisi12 ( 1 ) , pp.97 - 104

Bu çalışmada, kablo teoremine dayalı pasif dentrit elektriksel özelliklerinin benzetimi için geliştirilen bir yazılım tanıtılmaktadır. Üzerinden sinaptik bilgi taşman dentritler, sinir hücresinin yüzey alanı bakımından en büyük bileşenidir. Dentritik nöronlar için kablo teoremi, sürekli pasif dentrit ağaç yapısı içinde akım-gerilim ilişkilerini modellemektedir. Pasif kablo ve dentritlerle ilgili iyi bir yaklaşıklık olan ve uyarılabilir membranlar için önemli bir referans olan kablo teoremi kısaca özetlenmektedir. Önerilen yazılım, kullanıcı tarafından tanımlanan dentrit ağaç yapısını oluşturmak için kullanılabilmektedir. Kullanıcı, . . .yazılımı kullanarak modeli detaylı olarak tanımlayabilmekte, oluşturduğu dentrit ağacını görüntüleyebilmekte ve dentrit ağacının temel elektriksel özelliklerini inceleyebilmektedir. In this study, a software is introduced for simulating the electrical properties of passive dendrite based on the cable theory. Dendrites along which the synaptic information is conveyed are the largest component of a neuron in surface area. The Cable theory for dendritic neurons addresses to current-voltage relations in a continuous passive dendritic tree. It is briefly summarized that the cable theory related to passive cables and dendrites, which is a useful approximation and an important reference for excitable cases. The proposed software can be used to construct user-defined dendritic tree model. The user can define the model in detail, display the constructed dendritic tree, and examine the basic electrical properties of the dendritic tree Daha fazlası Daha az

Muhtasar Metinlerin Hanefî Literatürü İçindeki Yeri

Orazov, Orazsahet

Article | 2018 | BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ5 ( 1 ) , pp.107 - 122

İslâm literatür alanında fıkıh adına yapılan çalışmalar, özellikle Hanefî mezhebi bağlamında hiç de küçümsenmeyecek kadar büyüktür. Çalışma konusu olan muhtasar eserler mezhep içi fıkhî literatürün önemli kısmını oluşturmaktadır. Hanefî külliyatı içerisinde hicri IV. asrın ilk yarısında telif edilmeye başlayan ilk muhtasar eserleri, mezhepte itibarlı metinler anlamına gelen muteber metinler takip ederken, benzeri çalışmalar günümüzde ilmihal eserler olarak istifadeye sunulmaktadır. İslâmî vecibeleri özlü bir şekilde ele alarak öğreten söz konusu muhtasar eserler, âlimlerin bırakmış olduğu paha biçilmez ilmî bir mirastır. Hanefî ulem . . .asının –özellikle Muteahhirîn fakîhlerinin- yoğun olarak mesaisini harcadığı sözü edilen telifler, muhtelif türde çalışmalara konu olmuş, mezhebin en muteber kitapları arasında yer almıştır. Bu metinler, asırlarca medreselerde okutulmuş, kadılar tarafından el kitabı olarak kullanılmış, Müslüman çoğunluğun günlük dini vecibelerini kolayca ifa edebilmeleri ve karşılaşılan fıkhi problemleri vuzuha kavuşturmaları için birinci elden kaynaklık etmiştir. Bu cümleden olarak çalışmada, Hanefî mezhebi literatürü içerisinde belli başlı ilk dönem ve son dönem muhtasar eserlerin müelliflerinin kısa biyografi bilgileri yanında, bu eserlerin ayrı bir sınıfa tabi tutulmaları, önemi ve bazı özellikleri hakkında bilgi verilecektir. The work done in the Islamic literature on behalf of fiqh is not large enough to be underestimated, especially in the Hanafi sect. The works of great importance constitute an important part of the in-sectarian jurisprudential literature. In the Hanafite collection, While the first great works that started to be copyrighted in the first half of the century follow prestigious texts which mean denominational texts, similar works are now being offered as ilmihal artifacts. The so-called fascinating works, which teach the Islamic traditions in a concise way, are an invaluable scientific heritage that scholars have left behind. These studies have been the object of different types of investigations and took place among the most presitigous works of the section. These texts have been used in the madrasah for centuries, used as handbooks by the ladies, and able to easily perform the daily religious practices of the majority of Muslims, and to help them solve the problems of jurisprudence. In this study, some information will be given about the Hanefi abreviations and the Hanafi scholars, as well as the brief biography of the authors of the first period and the last period Daha fazlası Daha az

MEKANİK ALAŞIMLAMA SÜRESİNİN Al + % 10 Al2O3 KOMPOZİTLERDE EĞME DAYANIMINA ETKİSİ

Karabulut, Hasan | Çıtak, Ramazan | Çinici, Hanifi

Article | 2013 | Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi28 ( 3 ) , pp.635 - 643

Bu çalışma, Al+%10Al2O3 kompozitlerin mekanik alaşımlama (MA) yöntemi ile üretilerek eğme dayanım (TRS) özelliklerinin belirlenmesini içermektedir. Bu amaçla, Al ve Al2O3 tozları 2, 4, 6, 8 ve 10 saat süreyle mekanik alaşımlama işlemine tabi tutulmuş ve MA sonrası tozların tane boyut ölçümü ve SEM analizi yapılmıştır. Tozlar tek eksenli preste 700 MPa basınçla sıkıştırılarak blok numuneler haline getirilmiştir. Blok haline getirilen numuneler 600 °C sıcaklıkta 1 saat süreyle sinterlenmiştir. Ardından numunelerin sertlik değerleri, yoğunluk değerleri ve TRS dayanımları belirlenmiştir. Yapılan deneysel çalışmalar sonucunda, mekanik al . . .aşımlama süresinin artmasıyla toz tane boyutlarında ve yoğunlukta azalma, sertlik ve eğme dayanımlarında artış meydana geldiği tespit edilmiştir. In this study, Al +% 10Al2O3 composites produced by mechanical alloying (MA) method, transverse rupture strengths (TRS) includes determination of the characteristics. For this purpose, Al and Al2O3 powders was carried out to mechanical alloying process for 2, 4, 6, 8 and 10 hours. Size of the powder and SEM analyses of particles were done. Powders were pressed under 700 MPa pressure in one direction. The samples were sintered at 600 °C in flowing Ar atmosphere for one hour. Then, hardness, density, porosity and transverse rupture strengths (TRS) of sintered composites were determined. As a result of the experimental studies, it was determined that powder dimension was decreased with increased the duration of MA. It has also been determined that mechanical alloyed samples had lower density but also high hardness and TR Daha fazlası Daha az

Östenitik paslanmaz çeliklerin işlenmesinde kesici takım kaplamasının ve kesme hızının kesme kuvvetleri ve yüzey pürüzlülüğüne etkisi

Çiftçi, İbrahim

Article | 2005 | Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi20 ( 2 ) , pp.205 - 209

Bu çalışmada, iki farklı kalitede östenitik paslanmaz çeliğin (AISI 304 ve AISI 316) işlenmesinde, kesici takım kaplamasının, kesme hızının ve iş parçası malzemesinin, kesme kuvvetleri ve yüzey pürüzlülüğü üzerindeki etkilerini incelemek amacıyla soğutma sıvısı kullanılmadan tornalama metoduyla işlenebilirlik deneyleri yapılmıştır. TiC/TiCN/TiN ve TiCN/TiC/Al2O3 katmanlarıyla çok katlı kaplanmış sementit karbür kesici takımlar kullanılmıştır. Deneyler dört farklı kesme hızında (120, 150, 180 ve 210 m/dak) ilerleme hızı ve talaş derinliği sabit tutularak yapılmıştır. İlerleme hızı 0,16 mm/dev ve talaş derinliği de 1,6 mm olarak alınm . . .ıştır. Deney sonuçları, TiC/TiCN/TiN kaplanmış kesici takımın TiCN/TiC/Al2O3 kaplanmış kesici takımdan daha düşük kesme kuvvetlerine sebep olduğunu ortaya çıkarmıştır. Kesme hızının kesme kuvvetlerinde önemli derecede bir değişikliğe neden olmadığı ancak işlenmiş yüzey pürüzlülüğünü önemli derecede etkilediği görülmüştür. Artan kesme hızı ile yüzey pürüzlülük değerleri belirli bir kesme hızı değerine kadar azalmış ancak bu değerden sonra artan kesme hızı ile artış eğilimi göstermiştir. In this study, machining tests through dry turning method were performed on two grades of austenitic stainless steels (AISI 304 and AISI 316) in order to examine the influences of cutting tool coating, cutting speed and workpiece material on the cutting forces and machined surface roughness. The cutting tools used were TiC/TiCN/TiN and TiCN/TiC/Al2O3 multiple layer coated cementide carbide inserts. The tests were performed at four different cutting speeds (120, 150, 180 and 210 m/min) while feed rate and depth of cut were kept constant at 0,16 mm/rev and 1,6 mm, respectively. The results showed that TiC/TiCN/TiN coated cutting tools gave lower cutting forces than did TiCN/TiC/Al2O3 coated ones. The cutting speed did not have any considerable influence on the cutting forces. However, the machined surface roughness values (Ra) was significantly affected by the cutting speeds used. With increasing cutting speed, the surface roughness values decreased until a minimum value is reached beyond which they increased Daha fazlası Daha az


6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.


Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.