Uzun Arslantaş, Ahu
Master Thesis | 2019 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Yüksek Lisans Programı
Bu çalışmaile ostomili hastalar için yurtdışında hazırlanmış ölçeğin, Pittman Ostomi Komplikasyon Şiddet Geçerlilik ve Güvenirlik İndeksi’nin (Pittman Ostomy Complication Severity Index (OCSI)) Türkçe geçerliliğini ve güvenilirliğinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma metodolojik araştırma türüne uygun şekilde yürütülmüştür. Araştırma, Zonguldak Bülent Ecevit Uygulama ve Araştırma Merkezi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Stomaterapi Ünitesinde 1 Ocak 2017-1 Ocak 2018 tarihleri arasında yürütülmüş olupörneklem büyüklüğü madde başına 10 katılımcı olarak belirlenmiştir. Belirlenen tarihler arasında Zonguldak Bülent Ecevit Uygulama ve Ara . . .ştırma Merkezi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Stomaterapi Ünitesine başvuran en az bir aydır kolostomi ve ileostomiye sahip olan sözel ve yazılı onamları alınan 90 ostomili birey araştırmaya dahil edilmiştir. Çalışmada veri toplamak için Stomalı Birey İzlem Formu ve Pittman Ostomi Komplikasyon Şiddet İndeksi formları kullanılmıştır. Ameliyat öncesinde“Stomalı Birey İzlem Form’u” ile hastaların demografik özellikleri değerlendirilmiştir. Ameliyat sonrasında Stomalı Birey İzlem Form’undaki stoma ile ilgili özellikler değerlendirilmiştir. Ameliyattan 30 gün sonrasında bireylerle birebir görüşülerek ve ostomi bölgesi değerlendirilerek “Pittman Ostomi Komplikasyon Şiddet İndeksi’ne”araştırmacı tarafından kaydedilmiştir. Çalışmanın istatistiksel analizlerinde SPSS 19,0 ve Excel 2016 paket programları kullanılmıştır. Çalışmada yer alan nitel değişkenlere ait tanımlayıcı istatistikler frekans ve yüzde ile; nicel değişkenler ortalama, standart sapma, medyan, minimum ve maksimum değerleriyle gösterilmiştir. Örneklem grubundaki bireylerin yaş ortalaması 60.22±13.23 olarak belirlenmiştir. Örneklemdeki bireylerin % 44.4’ünün kadın, % 55.6’sının erkek , %90’ının evli, %71.1’inin ilkokul mezunu, %41.1’inin ev hanımı olduğubelirlenmiştir. İndeksin dil geçerliliği için çeviri-geri çevirisi yapılmıştır. Kapsam geçerliliği için 11 uzmandan görüşü alınmıştır ve Kapsam Geçerlilik İndeks’i 0.95 olarak bulunmuştur. İndeksin yapı geçerliliği için komplikasyonla ilişkili parametreler Pittman Ostomi Komplikasyon Şiddet İndeksi toplam puan arasındaki anlamlılık hesaplanmıştır. Pittman Ostomi Komplikasyon Şiddet İndeksi’nin güvenilirliği bağımsız gözlemciler arası uyum ile değerlendirilmiştir. Uzman görüşlerinde gözlemciler arasındaki uyum incelendiğinde dil bakımından uyum olduğu görülmüştür (p Daha fazlası Daha az
Zaman, Funda
Master Thesis | 2019 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Yüksek Lisans Programı
Bu çalışma, tiroidektomi hastalarında ameliyat sonrası erken dönemde uygulanan soğuk buharın etkisini incelemek amacıyla deneysel olarak yapılmıştır. Araştırma, Bülent Ecevit Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde Genel Cerrahi servisinde 01.07.2017 - 01.07.2018 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini, tiroidektomi olan 60 hasta oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında; Hasta Veri Toplama Formu, Sayısal Değerlendirme Ölçeği (Ağrı Durumları) Formu, SIS (swallowing impairment score) Formu, Öksürük Şiddeti Formu ve Ses Handikap Endeksi (Voice Handicap Index10) Formu kullanılmıştır. Hastalar 2 gruba, soğu . . .k buhar alan grup ve kontrol grubu olarak ayrılmıştır. Ameliyat sonrası her iki gruba da ilk sekiz saat içersinde saat başı 15 dk soğuk buhar uygulanmış ve ameliyat sonrası ilk sekiz saat içinde 2 saat aralıklarla boğaz ağrısı, öksürük durumları değerlendirilmiştir. Ameliyat sonrası 8. saatten sonra soğuk buhar alan gruba buhar uygulaması iki ve üç saat aralıklarla 8., 10., 12., 15., 18., 21., 24. saatlerde ilk 24 saat boyunca uygulanmaya devam etmiş , kontrol grubuna ise ameliyat sonrası 8. saatten sonra soğuk buhar uygulaması sonlandırılmıştır. Her iki grubunda ameliyat sonrası 8. saatten sonra boğaz ağrısı, öksürük, yutma güçlüğü durumları iki saat ve üç saat aralıklarla 8., 10., 12., 15., 18., 21., 24. saatlerde ilk 24 saat boyunca, ses durumları ise 24. saatte değerlendirilmiştir .Araştırmanın gerçekleştirilebilmesi için Bülent Ecevit Üniversitesi Klinik Araştırmaları Etik Kurulu’ndan etik izin, kurumdan yazılı izin, hasta yakınlarından aydınlatılmış onam alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde NCSS (Number Cruncher Statistical System) 2007 (Kaysville, Utah, USA) programı kullanılmıştır. Çalışma verileri değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel yöntemler (ortalama, standart sapma, medyan, frekans, yüzde, minimum, maksimum) kullanılmıştır. Nicel verilerin normal dağılıma uygunlukları Shapiro-Wilk testi ve grafiksel incelemeler ile sınanmıştır. Normal dağılım gösteren nicel değişkenlerin iki grup arası karşılaştırmalarında Student t testi, normal dağılım göstermeyen nicel değişkenlerin iki grup arası karşılaştırmalarında Mann-Whitney U test kullanılmıştır. Niteliksel verilerin v karşılaştırılmasında ise Pearson Ki-Kare testi kullanılmıştır. İstatistiksel anlamlılık Daha fazlası Daha az
Doğan, Şükran
Master Thesis | 2020 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Yüksek Lisans Programı
Araştırma, yardımcı hizmet personelinin hijyenik el yıkama uyumuna yönelik eğitimin etkisini değerlendirmek amacıyla tek gruplu ön test-son test yarı deneysel tipte gerçekleştirildi. Araştırma, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi; cerrahi klinikler, ameliyathane, yoğun bakım üniteleri ve invaziv işlem yapılan kliniklerde 2 Ocak 2019-1 Haziran 2019 tarihleri arasında yürütüldü. Araştırmanın örneklemini kurumda çalışan 159 yardımcı hizmet personeli oluşturdu. Verilerin toplanmasında Kişisel Bilgiler Soru Formu, El Hijyenine Yönelik Veri Formu, Yardımcı Hizmet Personeli El Hijyeni Uyum Ölçeği ve Eğ . . .itim Değerlendirme Formu kullanıldı. Araştırmanın birinci aşamasında 8 uzmandan görüş alınarak Hijyenik El Yıkama Kitapçığı oluşturuldu. İkinci aşamasında, yardımcı hizmet personelinin önce anketleri ve ölçeği doldurması sağlanarak uygulamalı hijyenik el yıkama eğitimi verildi. Üçüncü aşamada, eğitimden üç ay sonra aynı anket ve ölçeğin tekrar doldurulması sağlandı. Verilerin analizinde, tanımlayıcı ve ilişki arayıcı testler kullanıldı. Araştırmaya katılan yardımcı hizmet personelinin %52.8’i 31-40 yaş aralığında, %73’ü erkek, %85.6’si evli, %56’sı ilköğretim mezunu, %58.5’inin 11 yılın üzerinde çalışma deneyimi olduğu belirlendi. Yardımcı hizmet personelinin %44’ü cerrahi serviste, %22’si yoğun bakım ünitesinde, %14.5’i ameliyathane, %19.5’inin ise diğer servislerde görev yaptığı saptandı. Yardımcı hizmet personelinin %99.4’ünün önceden el hijyeni eğitimi aldığı, %73.6’sı bu eğitimi hizmet içi eğitim ile aldığı saptandı. Eğitim sonrasında cerrahi servis ve yoğun bakım ünitesinde görev yapan yardımcı hizmet personelinin “Hastaya Temas Sonrası” puan ortalamalarının düştüğü, ameliyathanede görev yapan katılımcıların “hastaya temas sonrası” puan ortalamalarının arttığı, eğitimi 1 ay önce aldığını belirten yardımcı hizmet personellerinin “Hasta Çevresine Temas Sonrası” alt boyutunun eğitim sonrası puan ortalamasının, eğitim öncesi puan ortalamasından anlamlı derecede yüksek olduğu tespit edildi. The aim of this one-group pretest-posttest study was to evaluate the impact of training on the hand hygiene compliance. The study was performed between January 2019 and June 2019 in Zonguldak Bülent Ecevit University Health Practice and Research Center, and included: surgical clinics, operating room, intensive care units and clinics of invasive procedures. The sample of the study consisted of 159 assistant of service staff. Personal Information Questionnaire, Hand Hygiene Data Form, Assistant Service Personnel Hand Hygiene Compliance Scale and Training Evaluation Form were used in collecting the data. In the first stage of the research, 8 experts were consulted about the Booklet of hand hygiene. In the second stage, the participants were taught how to fill the survey of hand hygiene scale. In the third stage, the same questionnaire and scale were filled again three months after the training. In the analysis of the data, descriptive and correlational tests were used. 52.8% of participants were between the ages of 31-40 years, 73% male, 85.6% married, 56% primary school graduates, and 58.5% had more than 11 years’ experience. 44% of participants were from the surgical service, 22% the intensive care unit, 14.5% the operating room and 19.5% from other services. It was found that 99.4% of participants had received hand hygiene training before this study, and 73.6% of them received this training in their current work. After the training, the mean scores of “After Patient Contact” were decreased in the participants from the surgical service and intensive care unit; the mean scores of “contact with the patient” were increased in the participants from operating room, the mean score of “After Contact with Patient Environment” in participants who received the training 1 month ago were significantly higher than the pre-training mean score Daha fazlası Daha az
Öksüzoğlu, Ayşe
Master Thesis | 2018 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Yüksek Lisans Programı
Bu çalışma, mekanik ventilatör desteğindeki hastalarda iki farklı yöntemle verilen ağız bakımının etkisini incelemek amacıyla deneysel olarak yapılmıştır. Araştırma, Bülent Ecevit Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde Anestezi- Reanimasyon Yoğun Bakım Ünitesi ve Genel Yoğun BakımÜnitesinde 26.03.2017- 20.02.2018 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini, mekanik ventilatör desteği başlangıcından 24 saat geçmemiş 30 hasta oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında; Hasta Bilgi Formu, Hasta İzlem Formu, Ağız Değerlendirme İzlem Formu, Ağız Değerlendirme Ölçeği ve Mikrobiyolojik İzlem Formu kullanılmıştır. . . .Hastalar 2 gruba ayrılıp, deney grubundaki hastalara serum fizyolojik ve diş fırçası ile kontrol grubundaki hastalara sodyum bikarbonatlı spanç sarılı abeslangla 4 gün süreyle günde 4 kez ağız bakımı verilmiştir. Mikrobiyolojik inceleme için 1. ve 4. gün ağızdan swapla alınan kültür sonuçları değerlendirilmiştir. Araştırmanın gerçekleştirilebilmesi için Kocaeli Üniversitesi Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurulu'ndan etik izin, kurumdan yazılı izin, hasta yakınlarından aydınlatılmış onam alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde Pearson Ki-Kare testi, t testi, Mann Whitney testi ve Fisher Exact test; Mc Nemar testi kullanılmıştır. Sonuçlar % 95 güven aralığında, Daha fazlası Daha az
Ak Türkiş, Nigar
Master Thesis | 2019 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Yüksek Lisans Programı
Ameliyat; büyüklüğü farketmeksizin, fizyolojik, davranışsal ve psikolojik olarak hastaları etkileyen ve endişe yaşatan cerrahi işlemlerdir. Yaşanan bu endişe sonucu oluşan anksiyete, kontrol altına alınmazsa ameliyatın her aşamasında hastalarda istenmeyen sorunlara neden olur. Bu araştırma, gömülü yirmi yaş dişi cerrahisi öncesi gevşeme egzersizlerinin, hastaların anksiyete düzeyine ve fizyolojik parametrelerine (sistolik ve diyastolik kan basıncı, kalp atım hızı ve solunum sayısı) etkisini incelemek amacıyla 02.03.2017- 01.02.2018 tarihleri arasında randomize kontrollü, yarı deneysel olarak gerçekleştirildi. Araştırma örneklemini, . . .araştırmaya katılmayı kabul edilen 130 hasta oluşturdu. Ameliyat öncesi dönemde rahatlatıcı müzik eşliğinde progresif gevşeme egzersizleri, deney grubundaki 65 hastaya kulaklıkla 30 dk dinlettirilerek uygulandı. Kontrol grubundaki 65 hasta ise gevşeme egzersizi yapmadan 30 dk aynı ortamda dinlenerek bekledi. Her iki uygulama öncesi 0.dk ve uygulama sonrası 30.dk sistolik ve diyastolik kan basınçları, kalp atım hızları, solunum sayıları, anksiyete düzeyleri ve uygulama sonrası memnuniyet düzeyleri değerlendirildi. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS 19.0 istatistiksel paket programı ile analiz edildi. Bulgular % 95 güven aralığında 0,05 anlamlılık düzeyinde yorumlandı. Araştırmada, deney grubundaki hastaların uygulama sonrası durumluk kaygı puan ortalamalarının, kontrol grubuna göre anlamlı şekilde düşük olduğu ( Daha fazlası Daha az
Kurt, Tülin
Master Thesis | 2018 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Yüksek Lisans Programı
Cerrahi girişim sonrası yoğun bakımda mekanik ventilasyon desteği alan hastalarda mekanik ventilasyon uygulamasının, yararlı etkilerinin yanısıra zararlı fizyolojik ve psikolojik etkileri bulunmaktadır. Bu nedenle, hastanın zamanında, güvenli bir şekilde mekanik ventilasyondan ayrılması ve işlemin başarısını artırmak amacıyla hastanın hemodinamik parametrelerinin, ağrı ve anksiyete düzeyinin stabilitesini sağlamak oldukça önemlidir. Araştırma, cerrahi yoğun bakım ünitesinde yatan hastaların mekanik ventilasyondan ayırma sürecinde uygulanan doğa temelli ses terapisinin etkisini incelenmek amacıyla, randomize kontrollü deneysel araştı . . .rma olarak gerçekleştirildi. Araştırmada, 01/06/2016 - 01/07/2017 tarihleri arasında 30 dakika süreyle doğa temelli ses terapisi eşliğinde gözleri kapatılarak 34 hasta ventilatörden ayrıldı. Diğer 34 hastanın doğa temelli ses terapisi dinletilmeden kulaklık ile gözleri kapatıldı. Her iki uygulama öncesi 0.dk, uygulama sonrası 30.dk, ventilatörden ayırmanın 0., 10. , 20. ve 30.dk’sında hastaların arteriyel sistolik ve diyastolik kan basınçları, kalp atım hızları, solunum sayıları, oksijen satürasyonu değerleri, ağrı ve anksiyete düzeyleri değerlendirilerek karşılaştırıldı. Verilerin analizinde SPSS 24.0 programında tanımlayıcı istatistiksel yöntemler, parametrelerin gruplararası karşılaştırmasında t testi ve tekrarlı ölçümlerde iki yönlü ANOVA kullanıldı. Elde edilen bulgular, 0.05 anlamlılık düzeyinde yorumlandı. Araştırmada; deney ve kontrol grubundaki hastaların ortalama sistolik ve diyastolik arteriyel kan basınçları, kalp atım hızları ve solunum hızları, uygulama yöntemlerine ve ölçüm zamanlarına göre elde edilen bulguların, klinik ve istatistiksel açıdan anlamlı farklılık gösterdiği (p0.05). Deney grubunun ağrı, ajitasyon ve anksiyete seviyelerinin, kontrol grubuna göre klinik açıdan anlamlı olarak düşük olduğu ( Daha fazlası Daha az
Çelik Bekleviç,Arzum
Master Thesis | 2019 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Yüksek Lisans Programı
Araştırma, cerrahi kliniklerde çalışan hemşirelerin profesyonel değerlerinin bakım davranışlarına etkisini değerlendirmek amacı ile yapılmıştır. Tanımlayıcı nitelikteki bu araştırmanın örneklemini Zonguldak İl’inde bulunan hastanelerin cerrahi birimlerinde çalışan 245 hemşire oluşturmuştur. Veriler; Kişisel Bilgi Formu, Hemşirelerin Profesyonel Değerleri Ölçeği ve Bakım Davranışları Ölçeği-24 ile toplanmıştır. Verilerin analizinde, tanımlayıcı ve ilişki arayıcı testler kullanılmıştır. Araştırmada, hemşirelerin yaş ortalaması 33.63±7.53 olup, %82.9’ u kadın ve %68.6’sı evli, %68.2’si lisans mezunu ve %47.8’ inin meslekte çalışma yılı . . . 11 ve üzerindedir. Hemşirelerin %71.4’ü klinik hemşiresi, %9.8’i ameliyathane hemşiresi, %13.5’i yoğun bakım hemşiresi olarak çalışmaktadır. Hemşirelerin %56.3’ü bilimsel kongreye katılmamış olup %64.9’ u mesleki bir derneğe üye değildir. Profesyonel değerler ile ilgili eğitim almış hemşirelerin oranı %55.1, etik deontoloji ile ilgili eğitim almış olanların ise %57.1’dir. Cerrahi birimlerde çalışan hemşirelerin HPDÖ toplam puan ortalaması 118.26±21.10, ölçeğin alt boyutları ortalaması; insan onuru 42.24±7.91, sorumluluk 26.03±5.21, harekete geçme 18.81±3.91, güvenlik 15.67±2.84, otonomi 15.49±3.10 olarak bulunmuştur. Hemşirelerin, BDÖ-24 toplam puan ortalaması 5.25±0.66, alt boyut ortalamaları; güvence 5.21±0.72, saygılı olma 5.21±0.73, bilgi beceri 5.50±0.63 ve bağlılık 5.13±0.73’dür. Cerrahi birimlerde çalışan hemşirelerin HPDÖ ile BDÖ-24 puan ortalamaları arasında zayıf, pozitif yönde, anlamlı bir ilişki mevcuttur. Araştırma, cerrahi kliniklerde çalışan hemşirelerin profesyonel değerleri ve bakım davranışları algısının yüksek olduğunu ve profesyonel değerlerin bakım davranışlarını olumlu etkilediğini göstermiştir. Bu sonuç doğrultusunda, cerrahi birimlerde çalışan hemşirelerin profesyonel değerlerinin geliştirilmesi ve bakım davranışlarını içselleştirmesi için kişisel ve yönetimsel faaliyetlerin gerçekleştirilmesi önerilebilir. The aim of this study was to evaluate the effect of professional values on care behaviors of nurses working in surgical clinics. The sample of this descriptive study consisted of 245 nurses that working in the surgical units of the hospitals in Zonguldak. The data was collected by the Personal Information Form, the Professional Values of Nurses Scale (PVNS) and the Caring Behavior Scale-24 (CBS-24). Descriptive and correlational tests were used to analyze the data. In the study, the mean age of the nurses was 33.63 ± 7.53, 82.9% were women and 68.6% were married, 68.2% were bachelor's degree and 47.8% were occupational years 11 and over. 71.4% of the nurses work as clinical nurses, 9.8% are operating nurses and 13.5% are nurses as intensive care nurses. 56.3% of the nurses did not attend the scientific congress and 64.9% were not members of a professional association. The percentage of nurses who have received training in professional values is 55.1% and 57.1% is those who have been trained in ethical deontology. The mean total PVNS score of the nurses working in the surgical units was 118.26 ± 21.10, the mean of the sub-dimensions of the scale; human dignity was 42.24 ± 7.91, responsibility was 26.03 ± 5.21, action was 18.81 ± 3.91, security was 15.67 ± 2.84, autonomy was 15.49 ± 3.10. The mean total score of the nurses in CBS-24 was 5.25 ± 0.66, and the subscale mean of the scale; assurance 5.21 ± 0.72, respectfulness 5.21 ± 0.73, knowledge skill 5.50 ± 0.63 and commitment 5.13 ± 0.73. There is a weak, positive and significant relationship between the professional values of nurses working in surgical units (PVNS) and the scale of care behaviors (CBS-24). The study showed that professional values and care behaviors of nurses working in surgical clinics were high and professional values had a positive effect on care behaviors. In line with this result, it can be suggested that personal and managerial activities should be carried out to improve the professional values of nurses working in surgical units and internalize their care behaviors Daha fazlası Daha az