Detaylı Arama

İptal
Bulunan: 198 Adet 0.001 sn
- Eklemek veya çıkarmak istediğiniz kriterleriniz için 'Dahil' / 'Hariç' seçeneğini kullanabilirsiniz. Sorgu satırları birbirine 'VE' bağlacı ile bağlıdır.
- İptal tuşuna basarak normal aramaya dönebilirsiniz.
Filtreler
Filtreler
Bulunan: 198 Adet 0.001 sn
Koleksiyon [10]
Tam Metin [2]
Yayın Türü [3]
Yazar [20]
Yayın Yılı [20]
Konu Başlıkları [1]
Yayın Dili [2]
Dergi Adı [20]
İki fazlı akımda direnç katsayısı ilişkilerinin karşılaştırılarak değerlendirilmesi

Kaleli, Ayla

Article | 1997 | Mühendis ve Makina38 ( 455 ) , pp.34 - 36

Katıların borularla hidrolik taşınımında, kritik hızın belirlenmesi pratikte oldukça önemlidir. Kritik hızın belirlenmesi için, direnç katsayısının $(C_D)$ bilinmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, $C_D$'nin hesaplanabilmesi için denklemler önerilmektedir. Bu denklemlerden bulunan $C_D$ değerleri ile, literatürdeki denklemlerden hesaplanan $C_D$ değerleri mukayese edilmiştir. Sonuç olarak, önerilen denklemler diğer denklemlerden daha iyi netice vermektedir ve Reynolds sayısının daha geniş aralığını kapsamaktadır. Determination of the critical velocity is quite important in hyraulic transportation of solids with pipes. Value of drag coe . . .fficient $C_D$ is required for determination of the critical velocity. In this study, a set of equations have been suggested for calculation of $C_D$. The $C_D$ values obtained from these equations have been compared to those obtained from the equations given in the literature. It has been demostrated that the proposed equations give better results than the other equations and cover a larger range of Reynolds number Daha fazlası Daha az

Toz metalurjisi ile üretilmiş demir esaslı parçaların akımsız nikel kaplanmasında asidik ve bazik çözeltilerin kaplama miktarına etkisi

Matik, Ulaş | Çıtak, Ramazan

Article | 2005 | Technology8 ( 1-2 ) , pp.51 - 56

Toz metalurjisi (T/M) ile üretilmiş demir esaslı parçaların akımsız nikel (AN) kaplanmasında asidik ve bazik kaplama çözeltilerinin kaplama miktarına etkisi incelendi. Ayrıca T/M parçaların gözeneklilik oranlarının kaplama miktarına etkisi de araştırıldı. Bu amaçla, 40 adet numune farklı basınçlar altında preslendi. Preslenen numuneler 1100 °C’de 45 dakika süre ile Ar atmosferinde sinterlenip tartılarak gözeneklilik oranları belirlendi. Numunelerin 20 adedi bazik, 20 adedi de asidik AN çözeltisiyle 30 dak kaplama işlemine tabii tutuldu. Kaplama işlemi sonrası yapılan hassas ağırlık ölçümü ve mikroskobik incelemelerle elde edilen kap . . .lama miktarları belirlendi. İnceleme sonucu asidik çözeltiyle elde edilen kaplama miktarının daha fazla olduğu ve her iki çözeltiyle elde edilen kaplama oranlarının parçanın gözeneklilik oranına bağlı olarak arttığı tespit edildi. Effect of acidic and alkali solutions on coating amount in electroless nickel (EN) coating of iron based parts produced by powder metallurgy (P/M) was investigated. For this aim, 40 specimens were pressed under different pressures. These specimens were sintered at 1100 °C in flowing Ar atmosphere for 45 min and the porosity ratios of specimens were determined. 20 of specimens were acidic EN both coated and the other 20 specimens were alkali EN coated for 30 min after coating processes, coating amount was determined with microscopic investigation and weighting specimens. It has been found that the acidic coating amount was more than that of alkali coating and the amount of coating increased with the porosity ratio Daha fazlası Daha az

Üre ve boraks çözeltili güneş havuzlarının ısı depolama karakteristiklerinin deneysel olarak incelenmesi

Kurt, Hüseyin | Özkaymak, Mehmet | Deniz, Emrah

Article | 2006 | Mühendislik Bilimleri Dergisi12 ( 3 ) , pp.449 - 455

Güneş havuzları, güneş enerjisini toplayan ve depolayan düşük maliyetli basit bir sistemdir. Yapılan bu çalışmada, güneş havuzunda, farklı yoğunluklara sahip üre ve boraks çözeltilerinin doğal ortamda ısı depolama karakteristikleri deneysel olarak incelenmiştir. Havuz içerisinde farklı konsantrasyonlarda yoğunluk gradyeni oluşturularak, sıcaklık ve yoğunluk gradyenlerindeki değişim dört farklı deneyde gözlemlenmiştir. Aynı dış ortam şartlarında üre çözeltili havuzda maksimum 28 °C depolama sıcaklığı ölçülürken, boraks çözeltili havuzda maksimum 36 °C depolama sıcaklığı ölçülmüştür. Havuz tabanı ile yüzeyi arasındaki sıcaklık farkı, . . .üre çözeltili havuzda 13 °C olurken, boraks çözeltili havuzda 17 °C olmuştur. Bu sonuçlara göre, boraks çözeltili havuzun ısı depolama karakteristiğinin, üre çözeltili havuzun ısı depolama karakteristiğinden daha iyi olduğu tespit edilmiştir. Salt gradient solar ponds are simple and low cost solar energy system for collecting and storing solar energy. In this study, heat storage characteristic of urea and borax solutions in the solar pond were examined experimentally. Establishing density gradients in different concentration, variations in the temperature and density profiles were observed in four different experiments. Maximum storage temperatures were measured as 28°C and 36 °C for the ponds with urea and borax solution, respectively. The temperature difference between the bottom and the surface of the pond were measured as 13 °C for urea and 17 °C for borax- solutions. According to these results, heat storage characteristic of the solar pond with borax solution was found to be better than urea solution Daha fazlası Daha az

Kar Payı Dağıtımın Şirket Değeri Üzerine Etkisi: İMKB 30 Endes Hisselerine Bir Analiz

Pekkaya, Mehmet

Article | 2006 | Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (. Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi)2 ( 4 ) , pp.183 - 209

Şirketlerin kar payı dağıtımını etkileyen faktörler ve kar payı dağıtımı ile ilgili görüşler üzerinde durulmuştur. İMKB 30 Endeksine dahil olan, 19 şirketin dağıtmadığı kâr miktarı ve dağıttığı kâr miktarının şirket değerini ne ölçüde etkilediği üzerinde regresyon analizi yapılmıştır. Türkiye’de düzenli veriler 1987-2006 tarih aralığında elde edilmiş olup, Türkiye’de kâr payı dağıtımının genellikle yıllık olmasından dolayı, 13-19 arasında az sayıda veriyle çalışma yapılmıştır. Çalışmada, ancak 5 şirketin istatistiksel sonuçları anlamlı çıkmıştır. Buna göre, otofinansmanla şirket değeri anlamlı ve pozitif ilişki sergilemektedir. Anca . . .k, kâr payı dağıtım miktarı için aynı netlik sözkonusu değildir. Kâr dağıtım miktarı, bazı şirketlerin değerini olumlu etkilerken, bazıları negatif yönde etkilemektedir. Bu durum, kâr payı üzerindeki bilmeceyi ve birbirine zıt görüşleri destekler niteliktedir. In this study, we focused on the factors that affect the dividend policy and opinions on dividend policy of firms. The regression analysis is applied to ISE 30 Index firms in Turkey. We measured the influence of dividend payment and internal financing on a firm value. Data are used between 1987-2006. In Turkey, since dividend payments are made annually, a few data between 13 and 19 are used. In this study, only 5 firms’ resulst are statistically significant. Accordingly, internal financing and firm value have a positively meaningful correlation. However, dividend payments have not such a clear meaning. While dividend payments of some firms have positive influence on firm value, some have negative influence. Consequently, this position supports puzzle on dividend payments and contrary theoretical opinions Daha fazlası Daha az

The effect of foreign direct investment on poverty: Panel regression analysis for 40 selected underdeveloped and developing countries

Sarısoy, İdris | Koç, Selçuk

Article | 2012 | Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi21 ( 3 ) , pp.225 - 240

Bu çalışmanın amacı, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının (DYSY) az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yoksulluk düzeyini nasıl etkilediğini tespit etmektir. Bu amaçla 40 az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkenin %10’luk gelir dağılım dilimleri kullanılarak, DYSY’nin yoksulluk düzeyini nasıl etkilendiği panel regresyon yöntemiyle belirlenmiştir. Panel sonuçlarına göre DYSY ile elde edilen gelirden 1. ve 2. dilimin düşük, 9. ve 10. dilimin ise yüksek pay aldığı ortaya çıkmıştır. Ülkelerin ortalama gelir gruplarından nasıl farklılaştığını tespit etmek için yapılan ikinci panel regresyon sonuçlarına göre DYSY, ülkelerin bir kısmında . . . üst, bir kısmında alt ve orta, diğer kalan kısımda ise orta gelir gruplarının gelirleri artarken, diğerlerininki düşürdüğü sonucu elde edilmiştir. This study aims at determining the effects of Foreign Direct Investment (FDI) on the level of poverty in developed and developing countries. For this purpose, the panel regression method, which covers 40 countries’ income distribution data, is employed. The results show that the poorest segments receive a lower share of the income created by FDI than the richest segments of these countries, indicating that FDI does not have a serious contribution to poverty reduction. FDI affects the income levels of different income groups in every country, however, there is not a uniform effect in the countries examined Daha fazlası Daha az

Öğretmen adaylarının kişilikleri ile düşünme stilleri arasındaki ilişkinin belirlenmesi

Tortop, Hasan Said | Çalışkan, Gülşah | Dinçer, Mine

Article | 2012 | Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi9 ( 19 ) , pp.307 - 319

Günümüzde öğretmen eğitiminde önemli konulardan birisi öğretmen adaylarının niteliklerin doğru bir şekilde ortaya konmasıdır. Öğretmenlerin kişilik özellikleri ve düşünme stilleri birçok araştırmacı tarafından son zamanlarda incelenmeye başlanmıştır. Bu iki özelliğin birbiriyle ilişkili olup olmadığı sorunu da oldukça önemlidir. Araştırmanın amacı öğretmen adaylarının sahip olduğu kişilik özellikleri ile kullandıkları düşünme stili arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Nicel bir çalışma olan bu çalışma, ilişkisel tarama modelindedir. Veri toplama aracı olarak 94 maddelik Sünbül (2004) tarafından uyarlanan 5’li likert tipte Düşünme Stil . . .leri Ölçeği (DSÖ) ve 42 maddelik 5 li likert tipte 5 faktörlü Kişilik Ölçeği (KÖ) kullanılmıştır. Veriler, 2011-2012 güz döneminde Bülent Ecevit Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi, İlköğretim Matematik, Okul Öncesi, Sınıf, Fen ve Teknoloji Öğretmenliği bölümünde öğrenim gören 120 öğrenciden elde edilmiştir. Verilerin analizinde SPSS programı kullanılmıştır. İstatistik hesaplamalarda yüzde, frekans, t-testi, ANOVA ve Pearson Momentler Çarpımı kullanılmıştır. Araştırma sonucunda düşünme stilleri ve kişilik alt boyutlarının cinsiyet ve yaşa göre farklılaşmadığı görülmüştür. Ancak düşünme stilleri ve kişilik alt boyutlarından bazılarında ilişki belirlenmiştir. Nowadays, one of the important issues is that exhibition of prospective teacher characteristics truly in teacher education. Recently, teachers personalities traits and thinking styles has been started to investigate from lots of researchers. It is also important issue whether these characteristics of teachers are relate with or not. The aim of the research to determine the relationship between teachers’ personality and thinking style. This study is quantitative study which correlational survey model. Data tools are Thinking Style Inventory (TSI) which consists of 94 items were prepared base of five type likert scale adapted from Sünbül (2004) and Five Factor Personality Inventory (PI) which consists of 42 items were prepared base of five type likert scale. The data obtained from 120 student teachers Bulent Ecevit University Eregli Faculty of Education, deparment of primary education mathematic, preschool, class and science and technology teacher at autumn term 2011-2012. SPSS. statistical program was used to data analysis. The collected data were evaluated by frequency, percentage, t-test, ANOVA and Pearson moments multiplication correlation analysis. As a result of the research to determine that students teachers’ thinking styles and personality traits did not differ from for age, gender and deparment. However, it was found out relationship between student teachers’ thinking styles and personality several subdimensions Daha fazlası Daha az

Bakır ve çelik levhaların örtülü elektrod ve TIG kaynak yöntemleri ile birleştirilmesi ve arayüzey özelliklerinin incelenmesi

Durgutlu, Ahmet | Kahraman, Nizamettin | Gülenç, Behçet

Article | 2005 | Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi20 ( 2 ) , pp.183 - 189

Bu çalışmada, düşük karbonlu çelik ile bakır levhalar örtülü elektrod ark ve TIG kaynak yöntemi ile birleştirilmiş ve kaynak bağlantılarının mekanik ve mikroyapı özellikleri araştırılmıştır. Kaynaklı numunelere çekme, eğme ve sertlik testleri uygulanmış ayrıca optik mikroskop ve SEM incelemeleri gerçekleştirilmiştir.Çekme testleri sonucunda kopma bütün numunelerde kaynak bölgesi dışında ve birleşmenin bakır tarafında meydana gelmiştir. Eğme testi sonucunda kaynaklı bölgede gözle görülebilir herhangi bir hataya rastlanılmamıştır. Sertlik ölçümleri sonucunda, örtülü elektrod ile birleştirilmiş numunelerde ölçülen sertlik değerlerinin . . .TIG kaynağı ile birleştirilmiş numunelerde ölçülen sertlik değerlerinden daha yüksek olduğu ve her iki kaynak yönteminde de kaynak metali sertliklerinin çelik malzemeden düşük, bakır malzemeden ise daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Mikroyapı incelemelerinde ise, birleşme bölgelerinde düzenli bir kaynak geçişinin olduğu ve TIG kaynak yöntemi ile birleştirilen numunelerde ısı girdisinin fazlalığı nedeni ile tane yapısının diğer kaynak yöntemine göre daha iri bir hal aldığı görülmüştür. In this study, low carbon steel and copper plates were welded to each other by shielded metal arc and tungsten arc welding processes. Mechanical and microstructural properties of the joints were investigated. Tensile, bending and hardness tests of the welded specimens were conducted. Optical microscopy and SEM studies were carried out, in order to make the microstructural evaluation. During the tensile tests of the welded specimens,fracture occurred in the copper side apart from the weld region. Macro examination of the bended specimens showed no crack and tears. The results showed that hardnesses of the shielded metal arc welded specimens were higher than those of tungsten arc welded samples. However, hardness values of the weld metal were found to be lower than those of the low carbon steel but it was found to be higher than those of the copper side. From the results of metallographic examination, a uniform transition from parent metal to weld metal was observed in the weld region and more grain growth was observed in TIG welding specimens due to higher heat input when compared to the shielded metal arc welded samples Daha fazlası Daha az

2019-12-23

Hasanov, Bahram

Article | 2016 | Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi (elektronik)15 ( 59 ) , pp.1437 - 1446

Bu makalede İbn Haldun'un asabiyet kavramı ile Maurice Halbwachs' kolektif hafıza kavramı arasında bir karşılaştırma yapılmaktadır. Makalenin amacı asabiyet kavramının bugüne kadar üzerinde durulmayan ve Halbwachs'ın kolektif hafıza kavramı ile önemli benzerlikler gösteren temel boyutlarından birini gün yüzüne çıkarmak ve analiz etmektir. Ortak geçmiş imajının özgün bir topluluk olmanın vazgeçilmez şartı olduğunu savunan her iki düşünür de söz konusu imajı kuşaklararası iletişim bağlamında ele almaktadır. İbn Haldun toplum üyelerinin sahip olduğu ortak geçmiş imajının güçlü olma düzeyi ile sergilediği dayanışma düzeyinin doğru orant . . .ılı olduğunu savunmaktadır. Diğer taraftan, ona göre ortak geçmiş imajındaki deformasyon toplumsal dayanışmayı olumsuz şekilde etkilediğinden bu, güç/iktidar kaybını ve boyunduruk altında yaşamayı, dolaysıyla da daha fazla yabancılaşmayı ve toplumsal hafıza kaybını beraberinde getirmektedir. In this article Ibn Khaldun's notion of asabiyyah and Maurice Halbwachs's collective memory is compared. The purpose of the article is bring to light and analyse one of the asabiyyah's main dimension which share significant similarities with collective memory and is not investigated sufficiently. Both thinkers who consider the common past image as an essential condition of social group, deal with the above mentioned image in the context of intergenerational communication. İbn Haldun asserts that the level of community's common past image is directly proportionate to its level of solidarity. On the other hand he argue that, as deformation of common past image negatively affects social solidarity, it leads to the loss of power and living under the yoke of others. It means, more alienation and loss of social memory Daha fazlası Daha az

Türkiye'de İşsizlik Histerisinin Yapısal Kırılma ve Güçlü Hafıza Modellemesi ile Sektörel Analizi

Barışık, Salih | Çevik, Emrah İsmail

Article | 2008 | TİSK Akademi3 ( 6 ) , pp.66 - 87

Histeri etkisine göre ekonomik krizlerden sonra yükselen işsizlik oranları kendi ortalama değerine geri dönmemekte ve aksine artarak daha yüksek bir oranda denge noktası oluşturmaktadır. Türkiye ekonomisi son otuz yıldır sürekli artan işsizlik sorunu yaşamaktadır. 1994 ve 2001 krizlerinin ardından işsizlik oranlarında sıçramalar gerçekleşmiştir. Türkiye ekonomisi kriz sonrasında sektörel bazda farklı oranlarda büyümesine rağmen, işsizlik rakamlarında istenen azalmanın gerçekleşmemesi sektörel bazda histerinin araştırılmasını gerektirmiştir. Bu amaçla, çalışmada yapısal kırılma testleri ve güçlü hafıza modelleri ile sektörel bazda hi . . .steri etkisinin varlığı araştırılmıştır. Sonuçta yalnızca İmalat Sanayi ve Mali Kurumlar sektörlerinde histeri etkisinin varlığı ortaya çıkmıştır. Bu, Türkiye ekonomisinin 2001 sonrasında kesintisiz büyümesinin İmalat Sanayi ve Mali Kurumlar sektörleri dı- şında histeri etkisini ortadan kaldırırken, imalat sektöründe teknoloji yoğun malların üretimi ve istihdam yaratmayan büyümenin, bankacılık sektöründeki şubesiz bankacılığın histeri etkisini devam ettirdiğ i şeklinde yorumlanabilir. According to hysteresis effect increasing rate of unemployment rates, after the economic crisis does not turn back to its average value, on the contrary. It gets the much higher rate of equilibrium point the Turkish economy has been experienced the problem of continuously increasing unemployment for the last 30 years. Following the 1994 and 2001 crisis in Turkey, an increase in unemployment rates has been observed. After the crisis, non-decrease in unemployment rate is called hysteresis despite the growing economy. The differences in sector-specific increase unemployment rates, afterwards the crisis, have emerged the idea of investigating the sector-specific hysteresis. Meanwhile, since structural break leads spurious long memory, structural break based adjusted unemployment rates were used. As a result, hysteresis influence has only found in Manufacturing Industry and Financial Institutes sectors. This can be interpreted as although a strong growth has disappeared the hysteresis effect in the manufacturing and finance sectors after the 2001 crisis, the rise in technology-based production, jobless growth and self-service banking resulted in hysteresis effect in the sectors Daha fazlası Daha az

Sermaye Yapısını Belirleyen Faktörler: İMKB Sanayi ve Hizmet Sektörlerinde İşlem Gören İşletmeler Üzerine Bir İnceleme

Bayrak, Ali Sait | Akbulut, Ramazan

Article | 2008 | Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi0 ( 22 ) , pp.425 - 445

Bu çalışmanın amacı, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) sanayi ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren firmaların sermaye yapılarını etkileyen en önemli faktörleri karar ağacı algoritmalarından CRT ile araştırmaktır. Bu amaçla karlılık, likidite, varlık kullanım etkinliği, pazar değeri, işletme büyüklüğü, işletme riski, borç dışı vergi kalkanı, vergi düzeyi ve büyüme oranları gibi farklı alanlardan 38 farklı finansal gösterge seçilmiştir. Araştırma sonuçları işletmelerin sermaye yapılarının en önemli belirleyicileri likidite, varlık kullanım etkinliği ve işletme riski göstergeleri olduğunu göstermektedir. The purpose of this . . . study is to search the most important factors that determine the capital structure of the firms in the industrial and service sectors of Istanbul Stock Exchange (ISE) by using CRT (Classification and Regression Trees) algorithm of data mining techniques. For this purpose 38 indicators are chosen from different financial fields such as profitability, liquidity, activity efficiency, market value, firm size, business risk, none-debt tax shield, tax level and growth rates. Empirical results of the study show that the most important factors affect capital structures of firms are liquidity, activity efficiency and business risk Daha fazlası Daha az

Türkiye'de Uluslararası Sermaye Hareketleri Faiz İlişkisi: (1992-2005 Dönemi VAR Analizi)

Barışık, Salih | Açıkgöz, Ersin

Article | 2007 | TİSK Akademi2 ( 3 ) , pp.198 - 218

Bu çalışmada, Türkiye’ye yönelik uluslararası sermaye hareketleri ile Türkiye’deki faiz oranları ve İMKB 100 endeksi arasındaki ilişkiler Vektör Otoregresyon (VAR) modeli kullanılarak incelenmiştir. Model; mevduat, interbank ve devlet iç borçlanma senetleri faiz oranları, İMKB100 endeksi, doğrudan yabancı yatırımlar, portföy yatırımları, kısa vadeli sermaye hareketleri ve uzun vadeli sermaye hareketleri değişkenlerinden kurulmuş ve 1992Q1-2005Q4 dönemi için sınanmıştır. Ampirik sonuçlar, Türkiye’de, sermaye hareketlerinin faiz oranları üzerindeki etkisinin faiz oranlarının sermaye hareketleri üzerindeki etkisinden daha güçlü ve anla . . .mlı olduğunu göstermektedir. Elde edilen bulgulara göre, doğrudan yabancı yatırım ve portföy yatırımı şeklindeki sermaye hareketleri, mevduat ve devlet iç borçlanma senetleri faiz oranlarını düşürücü yönde etkilere sahiptirler. Kısa vadeli sermaye hareketleri ise İMKB’yi pozitif yönde etkilerken, mevduat faizleri uzun vadeli sermaye hareketlerini negatif yönde etkilemektedir. In this research, using the Vector Auto Regression (VAR) model, the relations between the international capital inflows to Turkey and the interest rates and the Index 100 of ‹stanbul Stock Exchange in Turkey are examined. The model is formed by the variables of deposits rates, interbank money market rates, domestic treasury bill rates, Index 100 of ‹stanbul Stock Exchange (IMKB), foreign direct investments, portfolio investments, short term capital flows and long term capital flows and tested for the 1991Q1-2005Q4 period. The empirical results indicate that, in Turkey, the effects of capital flows on the interest rates are significant and stronger than the effects of interest rates on capital flows. According to the results, the type of capital inflows like foreign direct investments and portfolio investments has decreasing effects on deposits rates and domestic treasury bill rates. Although, while short term capital flows have positive effects on ‹MKB, deposit rates have negative effects on long term capital flows Daha fazlası Daha az

Sınıf Öğretmeni Adaylarının Uygulama Deneyimlerinin Mesleki Sosyalizasyon Süreci Olarak İncelenmesi

Öntaş, Turgay | Atmaca, Taner | Kaya, Bengisu

Article | 2017 | Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi7 ( 2 ) , pp.550 - 577

Bu araştırmanın amacı sınıf öğretmeni adaylarının okul deneyimi ve öğretmenlik uygulaması dersleri kapsamında gittikleri okullarda yaşadıkları hizmet öncesi deneyimde ön plana çıkan noktaları belirlemektir. Araştırmada öğretmenlik uygulaması kapsamında uygulama okullarına giden öğretmen adayları ile öğretmen adaylarına rehberlik eden uygulama öğretmenlerinin, mesleki sosyalizasyon sürecindeki deneyimlerini yansıtabilmek amacıyla nitel araştırma desenlerinden olgu bilim kullanılmıştır. Öğretmen adaylarının mesleki davranışlarını kazanıp ilk meslekî yeterlikleri geliştirdikleri dönem olan öğretmenlik uygulaması sürecinde öğretmen aday . . .larının öğretmenlik mesleğine hazırlanması beklenmektedir. Öğretmen adaylarının uygulama sırasındaki uygulama öğretmenleriyle olan birliktelikleri ve geçirdikleri süre kimi zaman istenilen şekilde olumlu geçmemekte ve öğretmen adayları meslekleri ile ilgili rehber öğretmenlerden kaynaklı olumsuz mesleki deneyim yaşayabilmektedirler. Öğretmen adaylarının mesleğe başlamadan önce yaşadıkları olumsuz mesleki deneyimlerin mesleğe olan bakış ve yaklaşımı da olumsuz etkilediği düşünülmektedir. Bu olumsuz deneyimlerin çoğalması mesleği yapmaya yönelik duyulan heyecanı da olumsuz etkileyebilmektedir. Öğretmenlik basamağının henüz başında olan öğretmen adaylarının bu olumsuz yaşantılarının en aza indirilmesi, öğretmenlik mesleğine ilişkin düşüncelerini olumlu yönde etkileyeceği ileri sürülebilir. The aim of this study is to determine the issues that come to the forefront of teacher candidates' experiences regarding their pre-professional training, their experiences at school, and the teaching practices they use as part of their classes at the schools where they work. In this study, qualitative phenomenological research design was used in order to reflect and capture the school experiences (within the context of teaching practices) of both the teacher candidates and the teacher mentors who guided them, experiences which were encountered during the process of professional socialization. During the teaching practices process when the teacher candidates developed their first professional competencies and learned proper workplace behavior, it was expected that they would be prepared for everything required of them as a teacher. During this process, the time that the teacher candidates and teacher mentors spent together was not always as positive as it was hoped to be, and the teacher candidates sometimes had negative professional experiences that originated from their teacher mentors. It is believed that these negative professional experiences (encountered by the teacher candidates even before they officially started working) adversely affect their view of and approach to teaching. The gradual buildup of these negative experiences is also thought to diminish the excitement they feel about teaching as a profession, and it can also be contended that minimizing these negative experiences will benefit candidate teachers, who are taking their first steps on their journey toward becoming a full-time educator, by helping them to create positive selfschemas and associations with the profession of teaching Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms