Uğurbaş, Suat Hayri | Özcan, Mehmet Emin | Erdoğan, Berktuğ | Alpay, Atilla
Other | 2008 | Türk Oftalmoloji Dergisi38 ( 2 ) , pp.122 - 127
AMAÇ: Bu çalışmada glokomlu,oküler hipertansiyonlu hastalar ve normal populasyonda merkezi kornea kalınlığı ile retina sinir lifi tabakası ölçümleri arasındaki ilişkinin belirlenmesi hedeflenmiştir. YÖNTEM-GEREÇLER: Çalışmaya kliniğimizde rutin takipte olan 43 glokom hastası, 28 oküler hipertansiyonlu hasta ve 49 kontrol hastası dahil edilmiştir. Merkezi kornea kalınlığını ölçmek için ultrasonik pakimetri, göz içi basıncını ölçmek amacı ile goldman aplanasyon tonometresi ve retina sinir lifi tabakası (RSLT) parametrelerini ölçmek amacı ile de Tarayıcı lazer polarimetre kullanılmıştır. SONUÇLAR: Gruplar arasında intraoküler basınç, m . . .erkezi kornea kalınlığı, number, ortalama kalınlık, superior ortalama ve inferior ortalama ölçümleri karşılaştırıldı ve ortalama kalınlık ölçümü (p=0.061) haricinde tüm ölçümlerde istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı (p0.05). TARTIŞMA: Sinir lifi analizörü ile RSLT ölçümü glokom ve oküler hipertansiyonlu olguları normal olgulardan ayırt etmekte faydalı bir teknik olmakla beraber kullandığımız cihazın kornea düzelticisi olmaması nedeniyle kornea kalınlıklarının RSLT ölçümleri doğrudan ilişkisi gösterilememiştir. OBJECTIVE: To identify the relationship between central corneal thickness with retinal nevre fiber layer measurements in glaucomatous,ocular hypertansive and normal eyes. METHOD-MATERIAL: 43 Glaucomatous eyes,28 ocular hypertansive eyes and 49 control eyes included in this study whose were already control in our clinic.Ultrasonic pachimetry was used to evaluate central corneal thickness, goldmann applanation tonometry was used to evaluate intraoculer pressure and Scanning Laser Polarimetry was used to evaluate nerve fiber layer thickness parameters. RESULTS: Intraocular pressure,central corneal thickness,The Number value,avarage thickness,superior avarage and inferior avarage values were significantly different between ocular hypertansive,glaucomatous and normal eye groups ( Daha fazlası Daha az
Kılıç, Deniz | Göker, Yasin Şakir | Yüksel, Kemal | Alpay, Atilla | Uğurbaş, Suat Hayri | Uğurbaş, Sılay Cantürk
Article | 2016 | Retina-Vitreus24 ( 1 ) , pp.31 - 36
Amaç: Gebeliğin fovea altı koroid kalınlığı (FAKK), retina sinir lifi tabakası kalınlığı (RSLTK) ve merkezi makula kalınlığı (MMK) üzerine etkisini prospektif olarak değerlendirmek.Gereç ve Yöntem: 24 gebenin 48 gözü çalışma gurubu olarak ve sağlıklı gebe olmayan 24 kadının 48 gözü kontrol grubu olarak karşılaştırmalı prospektif çalışmaya dahil edildi. Spectral domain optik koherens tomografi (SD-OKT) ile FAKK, RSKLTK ve MMK gebeliğin 1-3. trimesterinde ve doğum sonrası 1. ayda ölçülerek kontrol gurubu ile karşılaştırıldı.Bulgular: FAKK çalışma gurubunda gebeliğin 1. trimesterinde medyan 350.50±81.01 µm. 2. trimesterinde 348.50±80.3 . . .7 µm, 3. trimesterinde 348.50±82.29 µm ve doğum sonrası 1. ayda 349±83.15 µm; kontrol gurubunda ise 320.00±85.71 µm olarak tespit edildi. RSLTK çalışma gurubunda gebeliğin 1.trimesterinde medyan 100.50±11.14 µm, 2. trimesterinde 100±11.27 µm, 3. trimesterinde 101±11.41 µm ve doğum sonrası 1. ayda 98.50±11.21 µm; kontrol gurubunda ise 101.00±10.90 µm olarak tespit edildi. MMK çalışma gurubunda gebeliğin 1.trimesterinde medyan 214.50±12.31 µm, 2. trimesterinde 215±12.16 µm, 3. trimesterinde 215.50±17.38 µm ve doğum sonrası 1. ayda 215±12.13 µm; kontrol gurubunda ise 217.50±14.61 µm olarak tespit edildi. FAKK, RSLTK ve MMK ölçümlerinin zaman içerisindeki değişimleri istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (sırasıyla p=0.87 p=0.092 ve p=0.538). Çalışma gurubu ve kontrol gurubu karşılaştırıldığında FAKK, RSLTK ve MMK için anlamlı fark bulunmadı (sırasıyla p=0.086; p=0.526; p=0.238).Sonuç: Gebelik boyunca ve doğumdan 1 ay sonraya kadar FAKK' da, RSLTK'de ve MMK'da anlamlı bir değişiklik izlenmemiştir. Purpose: To evaluate the effect of pregnancy on subfoveal choroidal thickness (SFCT), retinal nerve fiber layer thickness (RNFLT) and central macular thickness (CMT) via spectral domain optic coherence tomography (SD-OCT).Materials and Methods: 24 pregnant women's 48 eyes as study group and 24 healthy non-pregnant women's 48 eyes as control group were enrolled in this prospective comparative study. SFCT, RNFLT and CMT were calculated at trimester 1-3. and postpartum month 1 via SD-OCT and compared with control group.Results: SFCT was median 350.50±81.01 µm at trimester 1., 348.50±80.37 µm at trimester 2., 348.50±82.29 µm at trimester 3. and 349±83,15 µm at postpartum month 1. in study group and 320.00±85.71 µm in control group. RNFLT was median 100.50±11.14 µm at trimester 1., 100±11.27 µm at trimester 2., 101±11.41 µm at trimester 3. and 98.50±11.21 µm at postpartum month 1. in study group and 101,00±10,90 µm in control group. CMT was median 214.50±12.31 µm at trimester 1., 215±12.16 µm at trimester 2., 215.50±17.38 µm at trimester 3. and 215±12.13 µm at postpartum month 1. in study group and 217,50±14,61 µm in control group. SFCT, RNFLT and CMT changes were not statistically significant in the course of time (p=0.87 p=0.092 and p=0.538 respectively). When study group and control group were compared, no statistically significance was found in terms of SFCT, RNFLT and CMT (p=0.086; p=0.526 and p=0.238 respectively).Conclusion: No significant change was found in terms of SFCT, RNFLT and CMT during pregnancy and until postpartum month 1 Daha fazlası Daha az
Çelik, Tuba
Article | 2017 | MN Oftalmoloji24 ( 1 ) , pp.38 - 42
Amaç: Bu çalışmanın amacı, kısa ve uzun dönem sigara içmenin koroid kalınlığına etkisinin spektral optik koherans tomografi ile değerlendirmektir.Gereç ve Yöntemler: Bu prospektif çalışmaya 30-50 yaş arasında, kısa süredir (0.05). Conclusions: Long-term smoking was not associated with significant change with regards to choroidal thickness by evaluating spectral domain optical coherence tomography.
Çelik, Tuba
Article | 2016 | MN Oftalmoloji23 ( 4 ) , pp.200 - 202
Amaç: Kornea epitel defekti iyileşmesinde sodyum hiyalüronat, ksantan zamkı ve netilmisin solüsyonun etkinliğini değerlendirmek.Gereç ve Yöntem: Travma ya da cerrahi sonrası kornea epitel defekti nedeniyle tedavi altına alınan 36 hasta iki gruba ayrıldı. Travma vecerrahi nedeniyle korneal epitelyal defekt geliştirenler kendi içlerinde her iki grupta eşit olacak şekilde gruplara dağıtıldı. Birinci gruba sodyum hiyaluronat, ksantan zamkı ve netilmisin içeren kombine göz solüsyonu tedavisi 5 gün süre ile uygulanırken, ikinci gruba %0,3'lük netilmisin damla tedavisi 5 gün süre ile uygulandı. Bütün hastalar birinci, ikinci ve üçüncü günl . . .erde yarıklı lamba biyomikroskobisi ile muayeneedilerek, floresein ile kornea boyanması tekniği ile reepitelizasyon değerlendirildi. Hasta konforunu değerlendirmek amacıyla her iki gruptaki hastaların birinci gün yapılan muayenelerinde batma ve ağrı şikayetleri sorgulandı.Bulgular: Kornea epitel defektinin kapanması birinci grupta yaklaşık bir günde (24±12 saatte) tamamlanırken, ikinci gruptaki hastalardayaklaşık iki günde (48±12) saatte tamamlandı. Bu sonuç istatiksel olarak anlamlı bulundu ( Daha fazlası Daha az
Uğurbaş, Sılay Cantürk | Sağdık, Hacı Murat | Çalışkan, Sinan | Alpay, Atilla | Uğurbaş, Suat Hayri
Article | 2011 | Glokom Katarakt6 ( 4 ) , pp.219 - 222
Gereç ve Yöntem: Fakoemülsifikasyon ile katarakt operasyonu geçiren ve ameliyat sonrası göz içi basıncı normal olan olgular geriye dönük olarak değerlendirildi. Lens kalınlıkları A-mod ultrasonografi ile GİB ölçümleri Goldmann aplanasyon tonometresi ile ölçüldü. GİB ölçümleri ameliyat sonrası 1. hafta, 1. ay, 3. ay ve 6. ayda tekrarlandı. Ortalama lens kalınlığı ile ameliyat öncesi GİB ile ameliyat sonrası 1. hafta, 1. ay, 3. ay ve 6. aydaki GİB değişimi Spearman korelasyon analizi ile değerlendirildi. Ameliyat öncesi GİB ile ameliyat sonrası GİB'nı, Wilcoxon eşleştirilmiş iki örnek testi kullanılarak araştırıldı. Ameliyat öncesi Gİ . . .B'nı ile ameliyat sonrası 6. ay'a kadar olan zamandaki GİB arasındaki değişim Friedman testi ile değerlendirildi. Bulgular: Fakoemülsifikasyon yöntemi ile katarakt cerrahisi uygulanan 64 hastanın 68 gözü çalışmaya alındı. Hastaların yaşları 50 ile 85 arasında değişmekteydi (ortalama 67±9 yıl). Ortalama lens kalınlığı ölçümü 4.09±0.44 mm (değişkenlik aralığı 3.03- 4.80 mm) bulundu. Ameliyat öncesi GİB ortalaması 15.79±2.74 mmHg, ameliyat sonrası 1. hafta GİB ortalaması 12.07±2.46 mmHg, ameliyat sonrası 1. ay GİB ortalaması 11.62±2.15 mmHg, ameliyat sonrası 3. ay GİB ortalaması 13.07±2.30 mmHg, ameliyat sonrası 6. ay GİB ortalaması 13.66±2.34 mmHg olarak ölçüldü (p0.05 ). Sonuç: Glokomsuz kataraktlı hasta grubunda fakoemülsifikasyon katarakt cerrahisi sonrasında GİB'nda küçük ama anlamlı düşüş gözlendi ancak izlenen GİB düşüklüğünün lens kalınlığı ile ilişkili olmadığı bulundu. Purpose: To investigate relationship between preoperative lens thickness and postoperative intraocular pressure change after phacoemulsification surgery. Materials and Methods: Patients undergoing phacoemulsification surgery are prospectively evaluated. Lens thickness was measured preoperatively with A-mode ultrasound and intraocular pressure (IOP) was measured preoperatively, postoperatively at 1st week, 1st month, 3rd month, and 6th month with Goldmann applanation tonometry. Preoperative lens thickness and postoperative IOP values were analyzed with Spearman rank correlation test. Preoperative and postoperative IOP values compared with Wilcoxon paired samples t-test. Significance of IOP changes occuring up to 6th month after surgery was tested using the Friedman test. Results: Sixty-eight eyes of 64 patients underwent uncomplicated phacoemulsification surgery. The patients' age ranged between 50 to 85 years (mean: 67±9) and lens thickness measurements were in the range of 3.03- 4.80 mm (mean 4.09±0.44 mm). Mean preoperative IOP was 15.79±2.74 mmHg. IOP measurents postoperatively were 12.07±2.46 mmHg in the 1st week, 11.62±2.15 mmHg in the 1st month, 13.07±2.30 mmHg in the 3rd month, and 13.66±2.34 mmHg in the 6th month (p 0.05 for all ). Conclusion: In cataractous eyes without glaucoma phacoemulsification cataract surgery induces a small but consistent decrease in IOP, however, the decrease in IOP was found to have no association with lens thickness Daha fazlası Daha az
Yazgan, Serpil | Ayar, Orhan | Akdemir, M. Orçun | Taş, Mehmet | Alpay, Atilla
Article | 2015 | Glokom Katarakt10 ( 4 ) , pp.267 - 272
Amaç: Yüksek miyopi olgularında oküler cevap analizörü kullanılarak korneanın biyomekanik özelliklerini araştırmak.Gereç ve Yöntem: İleriye dönük randomize-kontrollü çalışmada sferik eşdeğeri (SE) >=-6.00 Diyoptri (D) olan 24 olgunun 42 gözü çalışma grubu, yaş-cinsiyet bakımından benzer, +0.50
Koban, Yaran | Özlece, Hatice | Ayar, Orhan | Koç, Mustafa | Çelik, Hüseyin | Yazar, Zeliha | Burcu, Ayşe
Article | 2017 | Türk Oftalmoloji Dergisi47 ( 4 ) , pp.235 - 237
Yetmiş iki yaşındaki kadın hasta akut gelişen çift görme, bilateral blefaroptozis ve tama yakın oftalmopleji ile başvurdu. Orbital ve beyin manyetik rezonans görüntüleme bulguları normaldi. Sonraki araştırmalar hastanın bisitopeni ve hepatosplenomegalisi olduğunu gösterdi. Karaciğer biyopsisi ile mantle hücreli lenfoma olduğu saptandı. Serebrosipinal sıvı analizinde mantle hücrelerin varlığı sitoloji ile gösterildi. Hastanın oftalmoplejisi birinci kür sistemik ve intratekal kemoterapi sonrası düzeldi. Bildiğimiz kadarıyla olgumuz literatürde oftalmopleji ile başvuran santral sinir sistemi tutulumu olan ikinci mantle hücreli lenfoma . . .olgusudur. Bu bulgu mantle hücreli lenfomanın başlangıç bulguları arasında göz önünde bulundurulmalıdır. A 72-year-old woman presented with acute onset of double vision, bilateral complete blepharoptosis, and nearly complete ophthalmoplegia. Orbital and brain magnetic resonance imaging were normal. Further investigation revealed bicytopenia with hepatosplenomegaly. Liver biopsy revealed mantle cell lymphoma. Cytology later showed the presence of mantle cells in cerebrospinal fluid analysis. Her ophthalmoplegia improved from her first cycle of systemic and intrathecal chemotherapy. To the best of our knowledge, this is the second case in the literature of mantle cell lymphoma with central nervous system involvement presenting with ophthalmoplegia. This symptom should be considered one of the initial signs of mantle cell lymphoma Daha fazlası Daha az
Kozluca, Yasemin | Uğurbaş, Hayri Suat
Other | 2009 | Glokom Katarakt4 ( 2 ) , pp.73 - 78
Gevşek iris sendromu (GİS), fako tekniği ile yapılan katarakt ameliyatı sırasında görülen anormal pupil davranışı ile tanımlanan bir durumdur. Bu sendromun üç anahtar özelliği bulunmaktadır. Bunlar gevşek irisin normal sıvı akışı sırasında anormal dalgalanma göstermesi, irisin fako ve yan kesiye prolapsus eğilimi ve ameliyat sırasında ilerleyici pupiller miyozis gelişmesidir. Bu özellikler ameliyatın daha yorucu ve komplikasyonlara açık olmasına neden olmaktadır. Bu makalede GİS’nun özellikleri ve sebep olan etkenler tartışılıp, alınması gereken önlemler üzerinde durulmuştur Floppy-iris syndrome (FIS) is a condition defined as abnor . . .mal pupil behaviour during cataract surgery using the phacoemulsification technique. There are three key features of this syndrome: a floppy iris that undulates abnormally during normal fluid movement, propensity of the iris to prolapse towards the phaco and side-port incision, and development of progressive pupillary miosis during surgery. These features make the operation more tiresome and complications more likely. In this article the features and causative factors of IFIS are discussed and preventive measures that must be taken are mentione Daha fazlası Daha az
Çelik, Tuba
Article | 2017 | Türkiye Klinikleri Oftalmoloji Dergisi26 ( 4 ) , pp.227 - 231
Timolol--dorzolamid sabit kombinasyonu (TDSK) tedavisi kullanırken timolol--bima-- toprost sabit kombinasyonu (TBSK) tedavisine geçilmiş olan primer açık açılı glokom (PAAG) has-- talarinda tedavi etkinliğinin ve diurnal göz içi basıncı (GİB) değişiminin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntemler: Daha önceden TDSK tedavisi kullanırken oküler rahatsızlık ya da istenen GİB kont-- rolünün sağlanamaması nedeni ile TBSK tedavisine geçilmiş olan 84 PAAG hastası çalışmaya dâhil edildi. Her iki tedavi sırasında kaydedilen günlük ortalama GİB değerleri, GİB
Koban, Yaran | Ayar, Orhan
Article | 2017 | Türkiye Klinikleri Oftalmoloji Dergisi26 ( 4 ) , pp.232 - 237
ÖÖZZEETT AAmmaaçç To report on the outcomes of posterior chamber lens implantation with scleral fixation (SFIOL) in children with traumatic cataract after 1 year. Material and Methods: Eleven eyes of eleven cases were included in the study. All patients had corneal or corneoscleral lacerations that were primarily repaired except one patient. Traumatic cataract subsequently developed and SFIOL was performed due to insufficient posterior capsule support. Pre-operative and post-operative best corrected visual acuity (BCVA), intraocular pressure (IOP), intraocular lens (IOL) position, anterior chamber reaction, and retinal evaluation we . . .re analyzed via retrospective medical record review. Results: From 2013-2015, 11 SFIOLs were implanted in 11 children with traumatic cataracts. The average age of the patients was 8.2 years (range: 5 to 14 years). All cases had SFIOL implanted via internal route using triangular double scleral flaps made of 10-0 polypropylene after a complete anterior vitrectomy. Average follow-up was 16.57±3.41 months (range: 12 to 26 months). Visual acuity was increased at the last visit in all patients ( Daha fazlası Daha az
Ayar, Orhan | Yazgan, Serpil | Akdemir, Mehmet Orçun | Alpay, Atilla | Uğurbaş, Suat Hayri | Işık, Metin
Article | 2014 | Türk Oftalmoloji Dergisi44 ( 6 ) , pp.484 - 485
Kırk üç yaşında bayan hasta iki haftadır sağ gözde bulanık görme ve kızarıklık şikayetiyle göz kliniğine başvurdu. Yapılan biyomikroskobik muayenede korneada incelme ile seyreden periferik ülseratif keratit tespit edildi. Hastaya topikal florometalon, moksifloksasin, prezervan içermeyen suni göz yaşı ve vitamin A göz pomadı reçete edildikten sonra hasta Romatoloji kliniğine yönlendirildi. Klinik bulgular ve yapılan sistemik araştırmalar neticesinde hastaya Behçet hastalığı teşhisi konularak oral sistemik azotiyopurin, hidroksiklorokin ve prednizolon başlandı. Bu çalışmada Behçet hastalığında nadir bir oküler bulgu olan periferik üls . . .eratif keratit olgusu sunulmuştur. (Turk J Ophthalmol 2014; 44: 484-5) A 43-year-old female patient presented to our eye clinic with blurred vision and redness in the right eye for 2 weeks. Biomicroscopic examination revealed peripheral ulcerative keratitis with corneal thinning. After prescribing topical fluorometholon, moxifloxacin, preservative-free artificial tears, and vitamin A ointment, the patient was referred to Rheumatology department. Based on clinical findings and systemic research, the diagnosis of Behçet’s disease was established, and oral systemic azathioprine, hydroxychloroquine, and prednisolone treatment was started. In this study, we presented a case of peripheral ulcerative keratitis, an ocular manifestatio Daha fazlası Daha az
Yazgan, Serpil | Çelik, Tuba | Aras, İrem Işık
Article | 2017 | Retina-Vitreus26 ( 3 ) , pp.250 - 252
Bu olgu sunumunda gözünde 30 yıldır demir içerikli metalik yabancı cisim taşıyan bir siderozis bulbi vakası tartışıldı. Klasik ve bilinen bir komplikasyon olmasına rağmen bu olguyu tartışmamızın amacı görüntüleme yöntemlerinin ve oküler cerrahinin çok ileri düzeye ulaştığı günümüzde, üstelik genç olgularda, hala bu komplikasyona rastlayışımızdır. Kırk-üç yaşında erkek hasta, 2 gündür sol gözünde kızarıklık ve gözünden dışarıya taşan yabancı cisim şikayetiyle başvurdu. Hastanın hikayesinde çocukken sol gözüne dinamit fi tili geldiği fakat ameliyat geçirmediği öğrenildi. Biyomikroskop muayenesinde saat 6 hizasında skleradan dışarıya u . . .zanan yabancı cisim görülüyordu. Konjonktival hiperemi ve travmatik lens kesafeti mevcuttu. Çekilen orbita bilgisayarlı tomografi sinde iki adet radyo- opak alan saptandı. Genel anestezi altında skleradan görünen yabancı cisim parçası çıkarıldı. Travmatik katarakt cerrahisi ve ön vitrektomi uygulandı. Yapılan arka segment muayenesinde retinada yaygın pigmenter retinopati geliştiği saptandı. Bu olgu ile özellikle demir-bakır veya içeriği bilinmeyen bir yabancı cisim ile travma öyküsü olan hastalarda mutlaka görüntüleme yapılması ve yabancı cisim saptandığı takdirde vakit geçirmeden göz içi yabancı cismin çıkarılması gerekliliğine vurgu yapılmak istendi. Aksi takdirde toksik etki retina tabakalarında kalıcı harabiyet oluşturmakta ve daha sonra uygulanan mükemmel ön -arka segment cerrahileri bile oluşan görme kaybını geri getirememektedir. A case of siderosis bulbi which carries iron containing metallic foreign body inside his eyes with a 30 year history has discussed in this case report. Although it is a classical and familiar complication, our purpose to discuss this case is still encountering this complication even in young patients despite todays imaging and ocular surgery techniques are in advanced levels. 43 year-old male patient was admitted with complaints of hyperemia, pain and a foreign body that extends out from his left eye. In the history, dynamite wick came to his eye but he did not undergo any operation. In a biomicroscopic examination, a foreign body was seen extending from sclera to the outside of eye at 6 o'clock line. Conjunctival hyperemia and traumatic lens opacifi cation had been appeared. Two radio-opac area was determined in his orbital computerized tomography. A foreign body that was seen from sclera was removed under general anesthesia. Traumatic cataract extraction and anterior vitrectomy was applied. In posterior segment examination, it was determined that diffuse pigmentary retinopathy was developed. In this case report, we would like to point out the necessity of performing imaging in patients with iron, copper or the foreign body that contains unkown material and if encountered, removing out the foreign body with operation without delay. Otherwise, toxic effect may cause permanent defects in retina layers and it is impossible to bring back visual lossdespite even excellent anterior-posterior segment surgeries Daha fazlası Daha az