Kalkan Akyüz, Vildan
Master Tezi | 2020 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Ana Bilim Dalı Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Programı
Bu araştırma, jinekolojik ameliyat geçirmesi planlanan hastalara ameliyat öncesi verilen ağrı eğitiminin ameliyat sonrası ağrıya etkisinin incelenmesi amacıyla olgu kontrol çalışması olarak yürütüldü. Araştırma bir sağlık araştırma merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğun Kliniğinde arasında yürütüldü. Örneklemi araştırmaya katılmayı kabul eden, jinekolojik ameliyat planlanan 35’i olgu 35’i kontrol grubu olmak üzere 70 kadın oluşturdu. Olgu ve kontrol grubundaki hastalara Hasta Tanıtım Formu, Ağrı İzlem Formu ve Kısa Ağrı Envanteri veri toplamak amacıyla uygulandı. Olgu grubunda yer alan hastalara ameliyat öncesi dönemde sözlü ağrı eğiti . . .mi verildi. Ameliyat sonrası dönemde ilk 24 saatte olgu ve kontrol grubunun ağrı düzeyi değerlendirildi. Verilerin değerlendirilmesinde kategorik değişkenlere ait tanımlayıcı istatistikler frekans ve yüzde, sürekli değişkenler ortalama ve standart sapma ile verilmiştir. Yapılan istatistiksel değerlendirmede olgu ve kontrol grubunda yer alan hastaların tanıtıcı özellikleri ve sağlık özellikleri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı (p>0.05), grupların homojen olduğu saptandı. Jinekolojik ameliyat uygulanan hastalardan ameliyat öncesi ağrı eğitimi verilen olgu grubunun ameliyat sonrası ağrı şiddetinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptandı (p 0.05) in terms of descriptive characteristics and health characteristics of the patients in the case and control groups, and the groups were homogeneous. Postoperative pain severity was statistically significant in the patient group who received preoperative pain training (p Daha fazlası Daha az
Zor, Sercan
Master Tezi | 2017 | Bülent Ecevit Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Ana Bilim Dalı Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Programı
Bu araştırma, hastaların meme ameliyatı sonrası ilk 24 saat uyku özelliklerinin aktigrafi yöntemi ile değerlendirilmesi amacıyla yürütüldü. Araştırma tanımlayıcı olarak, Mayıs 2016- Mayıs 2017 tarihleri arasında Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uyulama Araştırma Merkezi genel cerrahi kliniğinde yürütüldü. Araştırmanın örneklemini, araştırmaya katılmayı kabul eden, ilk defa meme ameliyatı geçiren ve olasılıksız rastlantısal örnekleme yöntemi ile seçilen 35 hasta oluşturdu. Bülent Ecevit Üniversitesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan ve Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uyulama Araştırma Merkezi Müdürlüğünden yazılı izin alındı. V . . .eriler Veri Toplama Formu, Pittsburg Uyku Kalitesi İndeksi ve Uyku Düzenini Etkileyen Etmenler Formu kullanılarak yüz yüze görüşme yöntemiyle toplandı. Ameliyat sonrası uykuya ilişkin veriler ise aktigrafi yöntemi ile toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde kategorik değişkenlere ait tanımlayıcı istatistikler frekans ve yüzde, sürekli değişkenler ortalama ve standart sapma ile verilmiştir. Normal dağılım göstermeyen sürekli değişkenler arası ilişki Spearman korelasyon ve kısmi korelasyon analizi ile incelenmiştir. Hastaların Pittsburg Uyku Kalitesi İndeksi toplam puan ortalaması 3.82±1.74 olduğu, gece uyku etkinliğinin (%) ortalama 88.59±3.84, yatakta kalma sürelerinin 201.60±80.71 dakika, uyku sürelerinin ise 183.00±70.43 dakika olduğu saptandı. Hastaların Uyku Düzenini Etkileyen Etmenler Formundan en az 77 en fazla 119 puan aldıkları ve ortalama puanın 88.74±7.81 olduğu belirlendi. Sonuç olarak meme ameliyatı sonrası hastaların uyku özelliklerinin etkilendiği ve uyku sürelerinin azaldığı saptandı. This research was conducted with the aim of evaluate patients’ sleep features with actigraphy method in first 24 hours after breast surgery. The research was carried out between May 2016 and May 2017 at Bulent Ecevit University Health Research and Application Centre general surgery clinic. The sample, it comprised randomly selected 30 patients who had been having breast surgey, who could maintain communication and who agreed to participate to the study. Prior to the implementation, written consent of Bulent Ecevit University Clinic Research Ethics Committee and Bulent Ecevit University Health Research and Application Centre’s Management was obtained. The data were collected via face-to-face interviews and by means of Data Collection Form Pittsburgh Sleep Quality Index and Form of Factors Affecting Sleep Pattern. Data related to postoperative sleep colected by actigraphy method. Evaluation of the data is presented frequencies and percentages, continuous variables with mean and standard deviation in descriptive statistics for categorical variables. The relationship between continuous variables with not normal distribution examined, partial correlation analysis and Spearman Correlation analysis. The patients' Pittsburgh Sleep Quality Index mean score was found 3.82±1.74, and postoperative sleep efficiency (%) average was found 88.59±3.84, bed time average was found 201.60±80.71 minutes, sleep time average was found 183.00±70.43 minutes. Patients had 88.74±7.81mean score from the Form of Factors Affecting Sleep Pattern, the lower score was 77 and the highest score was 119. As a result, it was found that patients sleep characteristics was affected and sleep time decrase after breast surgery Daha fazlası Daha az
Ak Türkiş, Nigar
Master Tezi | 2019 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Yüksek Lisans Programı
Ameliyat; büyüklüğü farketmeksizin, fizyolojik, davranışsal ve psikolojik olarak hastaları etkileyen ve endişe yaşatan cerrahi işlemlerdir. Yaşanan bu endişe sonucu oluşan anksiyete, kontrol altına alınmazsa ameliyatın her aşamasında hastalarda istenmeyen sorunlara neden olur. Bu araştırma, gömülü yirmi yaş dişi cerrahisi öncesi gevşeme egzersizlerinin, hastaların anksiyete düzeyine ve fizyolojik parametrelerine (sistolik ve diyastolik kan basıncı, kalp atım hızı ve solunum sayısı) etkisini incelemek amacıyla 02.03.2017- 01.02.2018 tarihleri arasında randomize kontrollü, yarı deneysel olarak gerçekleştirildi. Araştırma örneklemini, . . .araştırmaya katılmayı kabul edilen 130 hasta oluşturdu. Ameliyat öncesi dönemde rahatlatıcı müzik eşliğinde progresif gevşeme egzersizleri, deney grubundaki 65 hastaya kulaklıkla 30 dk dinlettirilerek uygulandı. Kontrol grubundaki 65 hasta ise gevşeme egzersizi yapmadan 30 dk aynı ortamda dinlenerek bekledi. Her iki uygulama öncesi 0.dk ve uygulama sonrası 30.dk sistolik ve diyastolik kan basınçları, kalp atım hızları, solunum sayıları, anksiyete düzeyleri ve uygulama sonrası memnuniyet düzeyleri değerlendirildi. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS 19.0 istatistiksel paket programı ile analiz edildi. Bulgular % 95 güven aralığında 0,05 anlamlılık düzeyinde yorumlandı. Araştırmada, deney grubundaki hastaların uygulama sonrası durumluk kaygı puan ortalamalarının, kontrol grubuna göre anlamlı şekilde düşük olduğu ( Daha fazlası Daha az
Ören, Nursen
Master Tezi | 2019 | Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı Cerrahi Hemşireliği Programı
Araştırma, hemşirelerin basınç yarası bilgi ve evrelerini tanılama düzeylerini incelemek amacıyla analitik-tanımlayıcı tipte gerçekleştirilmiştir. Araştırma, bir üniversite hastanesinin basınç yarası görülme riski fazla olan klinik ve yoğun bakım ünitelerinde çalışan hemşireler ile yürütüldü. Araştırmanın örneklemini araştırmaya katılmaya gönüllü olan 170 (%71.1) hemşire oluşturdu. Veriler,“Hemşire Bilgi Formu”, “Modifiye Pieper Basınç Yarası Bilgi Testi”, “Basınç Yarası Evrelendirme Kayıt Formu” kullanılarak yüz yüze görüşme tekniği ile toplandı. Basınç yarası evrelendirilmesi için uzman görüşleri doğrultusunda 50 yara fotoğrafı ku . . .llanıldı. Verilerin değerlendirilmesinde, tanımlayıcı istatistiksel yöntemlerin yanı sıra dağılım ölçülerinden standart sapma, korelasyon analizi, Kruskal Wallis testi ve Mann Whitney U testi kullanıldı. Araştırmada, hemşirelerin basınç yarası bilgi ve evlendirme düzeylerinin yetersiz olduğu saptandı. Hemşirelerin basınç yarası bilgi düzeyinin çalıştığı klinik ve basınç yarasına ilişkin eğitim alma durumları ile istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulundu ( Daha fazlası Daha az
Olgun, Koray
Master Tezi | 2016 | Bülent Ecevit Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Programı
Hemşirelik uygulamalarının bireyi rahatlatma üzerine temellenmesi, hemşirelerin hasta ile en fazla birlikte olan ekip üyesi olması ve onları yakından izlemeleri, ağrının belirlenmesinde ve giderilmesinde yoğun bakım hemşirelerine büyük sorumluluk yüklemektedir. Bu araştırma bir üniversite hastanesinin yoğun bakım ünitesinde yatan mekanik ventilasyon desteği alan hastaların ağrılarının değerlendirilmesinde iki farklı ölçek olan “Davranışsal Ağrı Ölçeği” ve “Yoğun Bakım Ağrı Gözlem Formu” den hangisinin daha etkin ağrıyı değerlendirdiğini saplamak amacıyla tanımlayıcı-analitik olarak gerçekleştirildi. Araştırmanın evrenini 15.09.2015- . . .31.12.2015 tarihleri arasında ilgili kurumun yoğun bakım ünitesinde tedavi gören hastalar, örneklemini ise Yoğun Bakım ünitesinde tedavi gören ve araştırmaya kabul edilme koşullarını taşıyan 101 hasta oluşturdu. Veriler, literatür doğrultusunda hazırlanan Veri Toplama Formu, Davranışsal Ağrı Ölçeği (DAÖ) ve Yoğun Bakım Ağrı Gözlem Formu (YAGF) ile toplandı. Araştırmada elde edilen veriler SPSS 19,0istatistiksel paket programı kullanılarak analiz edildi. Elde edilen bulgular % 95 güvenaralığında 0,05 anlamlılık düzeyinde yorumlandı. Araştırma sonucunda; her iki ölçekte de işlem öncesi dinlenme durumunda ve işlem sırasında ağrı puanı ortalamalarının artığı saptandı (p=0,000). İki ölçekte de tanıtıcı değişkenlere göre ağrı puanı ortalaması istatiksel olarak fark bulunmadı. İki ölçek karşılaştırıldı ve YAGF DAÖ’ye göre yoğun bakım ünitesinde mekanik ventilasyon desteği alan hastalarda ağrıyı değerlendirmesindeistatistiksel olarak daha etkili olduğu saptandı (p=0,000). The fact that nursing practices are based on relaxation of the person, and that nurses are together with the patients for long hours and are watching them closely, give great responsibility to intensive care nurses in determining and relieving the pain. This research conducted as a definer in order to define whether “Behavioral Pain Scale” or “Intensive Care Unit Observation Scale” evaluating the pain of the patients who stay in hospital and get mechanical ventilation support, is the best way to evaluate the pain of the patients in the university hospital. Research stages, 15.09.2015 - 31.15.2015, were created with 101 patients who have treatment and have suitable conditions to be in this research. Findings in this study have been gathered with Data Collection Form, Behavioral Pain Scale and Intensive Care Unit Observation Scale which have been designed according to the revelant literature. Data obtained at the research has been analyzed by using SPSS. Findings have been evaluated at the level of % 95 confidence interval and 0,05 meaning level. Research; in the case of both scale and rest before the procedure revealed no longer mean score of pain during the procedure (p = 0,000). The mean pain score in both scale according to introductory variables was statistically no difference. Two scales were compared and CPOT BPS based on mechanical ventilation in the intensive care unit in support of evaluation of pain patients was found to be significantly more effective (p = 0,000) Daha fazlası Daha az
Karaman, Dilek
Master Tezi | 2016 | Bülent Ecevit Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Ana Bilim Dalı Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Programı
Meme kanseri tanılamasında ince iğne aspirasyon biyopsisi hücresel boyutta tanılamada basit, hızlı, ekonomik, güvenilir bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Bu yöntemde katater çapının küçük olmasına rağmen invaziv bir işlem olması sebebiyle, ağrı ve anksiyete önemli bir faktör olarak tanımlanmaktadır. Teknolojinin ilerlemesiyle gelişen sanal gerçeklik uygulaması kişilerin bilişsel ve dikkat süreçlerini kullanarak ağrı ve anksiyete algısını azaltan bir uygulamadır. Özel kamera sistemleri ile elde edilen ve dürbün gözlük sayesinde çok boyutluluk kazanan görüntülerle arka fonda müziğin yer aldığı uygulama, kişileri tıbbi işlemi düşünme . . .kten uzaklaştırır. Sanal gerçeklik gibi nonfarmakolojik yöntemlerle ağrı ve anksiyete yönetimi hemşirelik uygulamalarının temel amaçları arasındadır. Bu araştırma bir üniversite hastanesinin genel cerrahi anabilim dalında meme biyopsi örneği alınan hastalarda, işlem sırasında sanal gerçeklik uygulamasının ağrı ve anksiyete seviyeleri üzerine etkisini belirlemek amacıyla deneysel araştırma olarak gerçekleştirildi. Araştırmanın evrenini 15.02.2016-15.05.2016 tarihleri arasında ilgili kurumun meme ve endokrin polikliniğine başvuran hastalar, örneklemini ise araştırmaya kabul edilme koşullarını taşıyan ve ince-iğne aspirasyon yöntemiyle meme biyopsisi örneği alınan 60 gönüllü kadın hasta oluşturdu. Çalışmada veriler, literatür incelemesi ve uzman görüşü dikkate alınarak hazırlanan Veri Toplama Formu, Görsel Ağrı Skalası, Durumluk ve Sürekli Kaygı Envanteri ile toplandı. Araştırmada elde edilen veriler SPSS 17,0 istatistiksel paket programı kullanılarak analiz edildi. Elde edilen bulgular 0,05 anlamlılık düzeyinde yorumlandı. Araştırma sonucunda; Yaşları 18-69 arasında değişen hastaların yaş ortalamaları 44.0±12.3 yıl olduğu, deney ve kontrol grupları arasında, tanıtıcı özellikler bakımından farklılık olmadığı ve grupların homojen dağıldığı (p>0.05), deney grubundaki hastaların ağrı ve işlem sonrası durumluluk kaygı puan ortalamalarının, kontrol grubundaki hastaların puan ortalamalarına göre statistiksel olarak anlamlı düşük olduğu bulunmuştur ( Daha fazlası Daha az