Filtreler
Araştırmacılar
Yayınlar
Antep Savunması ve Ali Şefik Özdemir Bey'in Faaliyetleri

Güner, Zekai

Makale | 2007 | Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (. Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi)3 ( 6 ) , pp.49 - 65

Mondros Ateşkes Antlaşması’nın 7.maddesine dayanılarak, İngilizler Antep’i 15 Ocak 1919’da işgal etmişlerdir. Daha sonra İngilizler 29 Ekim tarihi itibariyle, işgalleri altında bulunan Antep ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini Fransız işgaline bırakmışlardır. Fransız-Ermeni Alaylarının Türklere karşı uyguladıkları zulüm, işkence ve haince saldırıları karşısında, Millî Mücadele tarihimizin yiğitlik, kahramanlık ve fedakârlıklarla dolu bir mücadele örneği ortaya çıkmıştır. Antep Savunması, şehir halkının bütün yokluklara karşı; kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısı ve genciyle gerçekleştirdiği mücadeledir. Bu makalede, 8 Ağustos 1920’de Antep Mill . . .î kuvvetlerinin komutanlığı görevini üstlenen Ali Şefik Özdemir Bey’in bölgeye gelmesiyle birlikte gelişen olaylar ve savunmanın üçüncü devresi izah olunacaktır. Depending on the seventh item of Mondros Truse, Antep was first occupied on January 15th, 1919 by the English troops. Later the city with the region of Southeast Anatolia, which was under their occupation, was left to the French troops on October 29th.An example which is full of bravery, heroism and sacrifice in our history of National Struggle came out over against the opression, torture and traitorous assaults applied to the Turkish by the French-Armenian regiments. Antep Defence is a struggle given by the whole residents of the city with its women, men, elderly and the youngsters despite all kinds of poverty. In this paper, the events and the third period of Antep Defence soon after the arrival of Ali Şefik Ozdemir Bey, who undertook the commandership of Antep national troops on August 8th 1920, will be explained Daha fazlası Daha az

Türkiye'de 1980 Sonrası Dönemde İç Borçların Sürdürülebilirliği

Ulusoy, Ahmet | Cural, Mehmet

Makale | 2006 | Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (. Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi)2 ( 4 ) , pp.1 - 21

Borç stoku yüksek seviyelerde olan ülkelerde, makroekonomik istikrarın borçlanma dinamikleri ile yakın ilişkide olduğu, borçların sürdürülebilirliğine ilişkin bekleyişlerin ekonomik dengeler üzerinde belirleyici hale geldiği genel kabul görmektedir. Sürdürülemez borçlanma, fiyat istikrarını bozmakta, ekonomik büyümeyi engellemekte ve uzun dönemli makroekonomik politikaların uygulanmasını zorlaştırmaktadır. Türkiye ekonomisi de 1990’lı yıllarda giderek ağırlaşan bir iç borç sorunun etkisinde kalmıştır. Bu çalışmada, borçların sürdürülebilirliğine ilişkin rasyolar kullanılarak iç borçların sürdürülebilirliği analiz edilmiştir. It is g . . .enerally accepted that in the countries with high debt stocks, there is a close relationship between macro economic stability and debt dynamics; and the anticipations related to the sustainability of debt become important determinants of the economic balance. Unsustainable debt harms price stability; blocks economic development and causes difficulties in implementing long-term macroeconomic policies. Turkish economy was affected by a serious debt problem in the 1990s. In this study, sustainability of the domestic debt was analyzed by using ratios in respect to the domestic debt sustainability Daha fazlası Daha az

Meslek Yüksek Okullarına Sınavsız Geçişin Değerlendirilmesi

Tunç, Abdülkadir

Makale | 2005 | Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (. Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi)1 ( 2 ) , pp.75 - 81

Bu çalışmada, meslek yüksek okullarının gelişimi, YÖK/Dünya Bankası Endüstriyel Eğitim Projesi, MYO’larına sınavsız geçiş ve sınavsız geçişin değerlendirilmesi üzerinde durulmuştur. Sınavsız geçişle MYO’larının kontenjanlarının dolmadığı Mesleki ve Teknik Ortaöğretimden sınavsız geçiş yapan öğrencilerin yetersiz ve isteksiz olduğu anlaşılmıştır. Mesleki ve Teknik Ortaöğretim yönetmeliklerinin ve sınavsız geçişin yeniden gözden geçirilmesi önerilmiştir. In this work the evaluation of the progress of vocational schools of higher education, the Association of Higher Education (YÖK)/industrial education project of the Bank of the W . . .orld and the students’ transfer with no exams to the vocational schools of higher education are studied on. The quota of these above mentioned schools is observed not to have been filled via this system, and the students transferred from vocational and technical schools in secondary education are observed to be insufficient and reluctant. It is suggested that governing statute of vocational and technical schools in secondary education should be revised Daha fazlası Daha az

Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarını Çekme Çabalarının Kurumsalaşması: Yatırım Promosyon Ajansları

Tüylüoğlu, Şevket | Aktürk, Levent Necmi

Makale | 2006 | Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (. Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi)2 ( 3 ) , pp.85 - 105

Dünyada pek çok ülke doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını çekebilmek için çaba sarfetmekte ve bu amaçla rekabet etmektedirler. Bu çaba ve rekabet sürecinde son yıllarda yatırım promosyon ajansı (IPA) denilen kurumları oluşturmaya başlamışlardır. IPA’lar doğrudan yabancı sermaye çekme çabalarının uzmanlaşmış kurumsal bir faaliyet olarak sürdürülmesini sağlamaktadır. IPA’ların temel fonksiyonları ülkenin yatırım ortamı imajını geliştirmek, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının arttırılmasını sağlamak, mevcut yatırımlarda yatırımcılara hizmet sunmak ve her aşamada politik destek sağlamaktır. IPA’lar özel, kamusal ve yarı kamusal bi . . .r kurum olarak kurulabilmektedirler. Ulusal düzeyde kurulan IPA’lar kısa bir süre içinde WAIPA, ANIMA, AfrIPA, EuropeanIPA ve IPANET portalı şeklinde uluslararası organizasyonlar oluşturmuş ve pek çok ülkede ekonomik kalkınmanın önemli bir aracı haline gelmişlerdir. Many countries in the world struggle and compete in order to attract foreign direct investment (FDI). In this process, they have started to generate institutions called investment promotion agency (IPA). IPAs ensure endeavours of attracting FDI to proceed as a specialized institutional activity. The main functions of IPAs are to improve the image of the countries’ investment environment to increase FDI, to give service to investors and to provide them with political support. IPAs can be established as private, public or semi-public institutions. IPAs which are founded at the national level have, in a short term, compose international organizations such as WAIPA, ANIMA, AfrIPA, EuropeanIPA, and they have become an important means of economic development Daha fazlası Daha az

Analitik Hiyerarşi Süreci Yöntemi ile Otel İşletmelerinde Hizmet Kalitesini Değerlendirme: Bartın Örneği

Murat, Güven | Çelik, Nermin

Makale | 2007 | Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (. Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi)3 ( 6 ) , pp.1 - 20

Rekabetin yoğun olarak yaşandığı turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmeler, her geçen gün değişen müşteri beklentilerine anında cevap verebilmek için hizmet kalitelerini sürekli geliştirmek zorundadır. Bu sektörde önemli bir paya sahip olan otel işletmeleri, yüksek kalite anlayışı ve müşteri odaklı politikalara bağlı kalarak rekabet avantajı elde edebilir. Bu çalışmada Bartın İli’nde faaliyet gösteren turizm işletme belgeli üç yıldızlı oteller hizmet kalitesi açısından incelenmiştir. Çok kriterli bir karar verme yaklaşımı olan Analitik Hiyerarşi Süreci (AHS) ile oteller karşılaştırmalı olarak değerlendirilerek en iyi otel alter . . .natifi tespit edilmiştir. In the tourism sector in which there exists a big competition, the active enterprises must continuously improve their service quality to meet customer’s expectations that change every day. Hotel enterprises which have a considerable market share in this sector can obtain competitive advantage by following customercentered strategies and high quality approach. In this paper, active hotels licenced with three stars in Bartın were studied according to their service quality. The best hotel alternative was determined by evaluating the hotels in a comparative way with Analytical Hierarchy Process (AHP) which is an approach of multi-criteria decision making Daha fazlası Daha az

Bir Pazarlama Değeri Olarak Güven ve Tüketicilerin Elektronik Pazarlara Yönelik Güven Tutumları

Aksoy, Ramazan

Makale | 2006 | Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (. Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi)2 ( 4 ) , pp.79 - 90

Dünyadaki internet kullanıcılarının oranı 2005 yılı itibariyle dünya nüfusunun % 15’i olup, hızla artmaya devam etmektedir. İnternet tüketicilerin günün herhangi bir saatinde ve dünyanın herhangi bir yerindeki ürün ve hizmeti satın almasını olanaklı kılmakta, mesafe ve zaman engelini ortadan kaldırmakta veya aşındırmaktadır. E-pazarlarda, tüketicilerle uzun dönemli ve başarılı ilişkiler geliştirme ve korumanın temel yolu güven inşa etmektir. Güven tutumları, tüketicilerin elektronik pazarlara yönelik gelecekteki davranışları ve bağlılıklarını geniş ölçüde etkileyecektir. Bu çalışmada, Zonguldak’ta yaşayan tüketicilerin (örnek) elekt . . .ronik pazarlara ve pazarlama uygulamalarına yönelik güven tutumları incelenmiştir. Sonuç olarak, tüketicilerin elektronik pazarlarda bulunmak ve dolaşmaktan hoşlandıkları, fakat kredi kartı bilgilerinin verilmesi gibi yüksek risk algıladıkları işlemleri yapmak konusunda olumsuz tutuma sahip oldukları tespit edilmiştir. The ratio of worldwide internet users was 15% as of 2005 and has been increasing. Internet makes possible to shop at any time of the day from any part of the world overcoming the constraints set by geographical location and time differences. In e-markets, in order to create successful and long-term relationships with consumers, a well-build trust is required. Trust will largely affect the loyalty and attitudes of the consumers in e-markets.In this study, trust attitudes of the consumers (sample) , who live in Zonguldak, towards e-markets is analyzed. We found that although consumers enjoy surfing in the internet, they are reluctant in making transactions perceived as highly risky such as providing their credit card information Daha fazlası Daha az

Türkiye'de Yeni Ekonominin Oluşum Sürecini Hızlandırmaya Yönelik Uyum Çabaları

Barışık, Salih | Yirmibeşcik, Oya

Makale | 2006 | Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (. Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi)2 ( 4 ) , pp.39 - 62

Son çeyrek yüzyılda dünya ekonomisinde küreselleşme olgusu ile birlikte hızlı bir dönüşüm yaşanmaktadır. Bu dönüşüm bilgi teknolojilerine dayalı ekonomik ilişkilerin ve mevcut iş olanaklarının yeni iletişim ortamlarını kullanarak yeniden şekillenmesi olarak tanımlanan yeni ekonomi ile ifade edilmektedir. Türkiye’de küreselleşen dünyada yeni ekonominin oluşum sürecini hızlandırmak amacıyla son dönemde yoğun bir çaba içerisine girmiştir. Bilimteknoloji politikaları, teknoloji değişim politikaları, elektronik ticaret koordinasyon kurulu pilot çalışması, e-dönüşüm Türkiye gibi çalışmalar yapılmasına rağmen, Türkiye’nin yeni ekonomin fay . . .dalarından yeterince yararlanamadığı ve yeni ekonominin oluşum sürecini hızlandırıcı çabaların devam etmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Through the last quarter of the century, there has been a rapid change together with the concept of globalization. This change is explained by means of the new economy which is defined as the reformation of the current business facilities and economic relations that depend on information technologies by using the new communication atmosphere. In the globalizing world, Turkey has made an effort to increase the speed of the new economy process as well. Despite the efforts and studies, such as information and technology policies, technological change policies, Electronic Trade Coordination Committee’s pilot projects and e-transformation of Turkey Projects, it has clearly been seen that Turkey hasn’t taken enough advantage of the benefits of the new economy. Consequently, Turkey should immediately continue with the studies and efforts to speed up the new economy in the country Daha fazlası Daha az

Türkiye'de Sınır Ticaretinin Gelişimi, Ekonomik Etkileri, Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri

Öztürk, Nurettin

Makale | 2006 | Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (. Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi)2 ( 3 ) , pp.107 - 127

Türkiye’de ilk kez 1978 yılında artan petrol talebini ucuz yolla karşılamak üzere İran’la sınır ticaretine başlanmıştır. Başlangıçta “karşılıklılık” ilkesi benimsenirken ardından bu kural unutulmuş, sınır ticareti sınırsız ticarete dönüşmüş ve Türkiye’ye her türden tarım ürünü ve motorin getirip sadece sınır illerinde değil ülkenin her yerinde bunları satma mekanizmasına dönüşmüştür. Bunun üzerine 1999’da tarım ürünleri, 2000 sonunda ise petrol ürünlerine önemli kısıtlama getirilmiş, 2002’de motorin ticareti tamamen yasaklanmıştır. 2005 yılına geldiğimizde dünya petrol fiyatlarının varil başına 60 Amerikan Dolarını geçtiği bir konjo . . .nktürde, temel petrol ihracatçısı komşu ülkelerden yeniden daha ekonomik fiyattan sınır ticareti kapsamında petrol ithal etmenin mümkün olacağı görünmektedir. Bu çalışma sınır ticaretinin yeniden başlaması gerektiğini vurgulamaktadır. Turkey initiated border trade with Iran first in 1978. The border trade was used as means of avoiding the surging oil bill due to increasing oil demand. Although the rule of mutuality was in effect at the beginning, this was gradually abondened and the border trade turned in to “borderless” trade. As a result, in additition to oil, any kind of agricultural products were brought into Turkey and sold not only in the border cities but all over Turkey. To prevent the informal cross border trade, Turkey restricted the trade of agrecultural products in 1999 and the oil in 2000. Later in 2002, the oil trade was completely prohibited. In the year 2005, as the oil cost per bomel exceeds 60 USD, reestablish of border trade seems to be a rational way to import oil at lower costs from the neighboring oil exporter countries. This paper emphasizes necessity of the border trade between Turkey and neighbour countries Daha fazlası Daha az

Zonguldak'ta Ayakta Tedavi Tüketicilerinin Sağlık Hizmeti Kalite Değerlendirmesi

Aksoy, Ramazan

Makale | 2005 | Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (. Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi)1 ( 1 ) , pp.91 - 104

Çalışmanın konusunu sağlık hizmetlerinin kalitesinin değerlendirilmesidir. Hizmet kalitesinin ölçümü esas itibariyle oldukça güç bir konudur. Bu çalışmada, sağlık hizmetlerinin kalite boyutları Parasuman ve diğerlerinin geliştirdiği servis kalite(servqual) ölçeği esas alınarak, ilave birkaç değişken eklenmek suretiyle belirlenmiştir. Kalite boyutu olarak 32 değişken kullanılmıştır. Veriler keşfedici faktör analizi ile analiz edilmiştir. Sonuç olarak, sağlık hizmeti kalitesini konusundaki tüketici değerlendirmelerinin 8 kalite faktörüyle açıklanması uygun bulunmuştur. Bunlar, kolaylık ve iletişim, personel, güven ve nezaket, doktor v . . .e hemşire, doğruluk ve hız, araç/gereç, cazibe ve vaat faktörleridir. The subject of this research is the evaluation of medical services quality. Measuring of service quality is a hard matter essentially. In this research, quality dimensions of medical services are determined for the most part of service quality(servqual) scale which was developed by parasuman et.al, and in addition a few variables. Thirty-two (32) variables were used as quality dimensions. Data were analyzed by exploratory factor analysis. As a result, it is fitted that consumers evaluations on service quality can be explaned by 8 quality factors. These are convenience and communication, personnel, trust and politeness, doctors and nurses, correctness and speed, appliances and materials, attractiveness and commitment factors Daha fazlası Daha az

KİT'lerde Özelleştirme Sonrası Yeniden Yapılanma: Çaycuma SEKA Örnek Uygulaması

Yıldırım, Halil | Yavan, Öznur

Makale | 2007 | Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (. Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi)3 ( 5 ) , pp.117 - 138

İçinde bulunduğumuz çağın değişim çağı olarak nitelendirilmesine sebep olan değişim hızı, işletmeleri yeniden yapılanma gibi çağdaş yönetim yaklaşımlarını benimsemeye zorlamaktadır. Türkiye’de özeleştirmeye verilen önemin artması ile birlikte kamu ve özel sektörde gerçekleşen yeniden yapılanma girişimleri hız kazanmaya başlamıştır. Bu çalışmada yeniden yapılanma konusunda genel bir teorik çerçeve sunulmakta, sonrasında Zonguldak ili Çaycuma ilçesindeki SEKA’nın (Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikaları) özelleştirilerek OYKA (Ordu Yardımlaşma Kağıt ve Ambalaj) İşletmesi’ne dönüştürülmesinin meydana getirdiği değişim ve girişilen yeniden . . . yapılanma çabaları incelenmektedir. Yeniden yapılanma kapsamında işletmede yaşanan değişiklikler üretim, yönetim, organizasyon, satış, insan kaynakları ve finansal yapı açısından ortaya konulmaktadır. The age we have been in is described as change age because of the speed of change. This rapid change forces the enterprises to adopt contemporary management approaches such as restructuring. Restructuring enterprises show increasing trend in Turkey in both public and private sector due to rising importance of privatization. This study firstly discusses theoretical aspect of restructuring and then analyzes the change and restructuring efforts at SEKA Paper Factory which had been privatized and became part of the OYKA Enterprise in Çaycuma in Zonguldak. Changes were analyzed in Çaycuma SEKA from production, management, organization, sales, human resources and financial perspective in the terms of restructuring Daha fazlası Daha az

İç Paydaş Olarak Akademik Personel Memnuniyetini Etkileyen Faktörlerin Analizi: Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Örneği

Murat, Güven | Çevik, Emrah İsmail

Makale | 2008 | Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (. Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi)4 ( 8 ) , pp.1 - 18

İş memnuniyeti, ülkenin ihtiyaç duyduğu nitelikli bireylerin yetiştirilmesi ve bilim teknik alanında ilerlemenin sağlanması açısından akademisyenler için büyük önem arz etmektedir. Bu amaçla çalışmada Zonguldak Karaelmas Üniversitesinde görev yapan akademik personelin genel olarak iş memnuniyetini belirleyen faktörler tespit edilmeye çalışılmıştır. Öğretim elemanlarının iş memnuniyeti anket ile araştırılmış ve faktör analizi sonucunda iş memnuniyetini belirleyen altı faktör olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen altı faktörün genel memnuniyet üzerindeki etkisi regresyon analizi ile araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, altı fa . . .ktörün genel memnuniyet üzerinde pozitif etkisi bulunmuş ve en önemli etkiyi yönetim ve örgüt yapısı ile ilgili faktörün oluşturduğu sonucuna varılmıştır. The job satisfaction is of great importance for academicians in terms of training the well-qualified individuals which the country needs and providing scientific and technical advances. For this aim, in this study, the factors which determine job satisfaction of the academicians in Zonguldak Karaelmas University are investigated. The job satisfaction of the academicians is analyzed by survey and it is concluded by the factor analysis that six factors determine the job satisfaction. The effect of these six factors on general satisfaction is investigated using the regression analysis. According to the results, while the six factors have positive effects on general satisfaction, the factor of the structure of management and organization has the most important effect Daha fazlası Daha az

Türkiye'de Döviz Kuru Rejimi, Konvertibilite, İhracaat-İthalat İlişkisi (1980-2001)

Barışık, Salih | Demircioğlu, Elmas

Makale | 2006 | Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (. Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi)2 ( 3 ) , pp.71 - 84

Döviz kurları dış ticaretin yönlendirilmesinde önemli bir etken olarak görülmektedir. Buna rağmen, uygulanan döviz kuru sistemi her ülkenin dış ticaretinde aynı sonuçları vermediği gibi beklenen sonuçlar da vermeyebilir. Bu çalışmada Türkiye’de uygulanan döviz kuru sistemi ihracat- ithalat ilişkisi incelenmektedir. Analiz sonucunda döviz kuru rejimi ve ihracat-ithalat arasında kuvvetli olmayan bir ilişkinin varlığı ortaya çıkmaktadır. Konverbilitenin dış ticareti yönlendirmede etkin olmadığı sonuçlarına varılmaktadır. Foreign Exchange rates are seen as an important factor in determining level of foreign trade. Despite this the excha . . .nge regimes used in different countries do not always give consistent or expected results. This study examines the relationship between the exchange regime used in Turkey and export-import. Analysis shows that there is a weak relationship between exchange rate regimes and export-import. It is found that convertibility is not effective in orientating foreign trading Daha fazlası Daha az


6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.


Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.