Filtreler
Filtreler
Bulunan: 65 Adet 0.002 sn
Koleksiyon [6]
Tam Metin [1]
Yayın Türü [2]
Yazar [20]
Yayın Yılı [14]
Konu Başlıkları [19]
Yayın Dili [2]
Dergi Adı [20]
Araştırmacılar
Yayınlar
HİZMETLERDE TÜKETİCİLERCE ALGILANAN RİSKİN ALGILANAN KALİTE ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Erdoğan, Evrim | Aksoy, Ramazan

Makale | 2013 | Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi9 ( 2 ) , pp.121 - 150

Hizmetlerde tüketici algısını etkileyen çok sayıda faktör bulunmaktadır. Tüketicinin algıladığı risk ve hizmetten algılanan kalite bu faktörlerden ikisidir. Hizmet sektöründe kalite olgusu müşteri memnuniyetini etkileyen önemli bir faktördür. Risk algısı ise tüketicinin kalite değerlendirmelerinde etkili olmaktadır. Literatürde tüketicilerin risk ve kalite algıları arasındaki ilişkileri konu alan çalışmalar olmakla birlikte bu çalışmaların daha çok ürünler hakkında olduğu görülmektedir. Yine; hizmetlerde tüketicinin kalite değerlendirmeleri konusunda araştırmalar çok sayıdadır, ancak hizmet kalitesi ve algılanan risk konusundaki ara . . .ştırmaların sınırlı olduğu dikkat çekmektedir. Türkiye'de ise hizmetlerde algılanan risk ve kalite ilişkisine dair herhangi bir çalışmanın olmadığı anlaşılmaktadır. Bu araştırmada hizmet sektöründe gerek risk gerekse kalite algılarının tüketici değerlendirmelerini etkilediği düşünülen bankacılık sektörü seçilmiştir. Bu araştırma bankacılık sektöründe tüketicilerin algıladıkları riskin algıladıkları kaliteye etkisini incelemektedir. Tüketicinin risk ve kalite algısı çok boyutlu olarak ölçülmüştür. Hizmetten algılanan risk boyutlarının algılanan hizmet kalitesine etkisi boyutlar bazında araştırılmıştır. Araştırma hipotezleri yapısal eşitlik modellemesi kullanılarak test edilmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre; bankacılık sektöründe algılanan risk boyutları algılanan kalite boyutlarının tamamını olumsuz etkilemektedir. Algılanan kalite üzerinde; bankacılık sektöründe psikolojik riskin etkisi diğer boyutlara göre daha fazla oldğuu tespit edilmiştir. There are many factors that affect consumer perception in services. Consumer perceived risk and perceived quality are two of these factors. The Quality concept is an important factor that effects consumer satisfaction in service sector. It impacts risk perception and quality evaluations. Although there are some studies which take in services in literature; studies are mostly about intensive product. Nevermore; it is noteworthy, there are lots of studies about quality evaluations in services but studies about service quality and perceived risk relationship is limited. In Turkey, there is no study about perceived risk and quality relationship in service sector. In this study; banking sector has been researched because of being effected by risk and quality of consumer perceptions. This study is analyzing the impact of consumers' perceived risk on the perceived service quality in services in banking sector. Consumers' perceived risk and quality is measured as multi-dimension. Relationship of perceived risk and quality is analyzed in dimensional terms. Research hypotheses were tested using structural equation modeling. According to the results of the study; the dimensions of perceived risk in the banking affect all dimensions of perceived quality. On the perceived quality of the banking sector; psychological risk impact is the most Daha fazlası Daha az

Namal, Yücel | Mızrak, Sezgin Topal

Makale | 2017 | Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı ( 23 ) , pp.1 - 44

Türkçe Öğretmenliği Bölümünde Yazma Eğitimi Dersi: Bilme ve Uygulama Karşılaştırması

Mete, Filiz

Makale | 2015 | Ana Dili Eğitimi Dergisi3 ( 2 ) , pp.81 - 91

Dil eğitiminde amaç, öğrencide dil becerilerini geliştirerek iletişim yeteneklerinin artırılmasıdır. Dil becerileri anlama ve anlatmayı ifade etmektedir. Okuma ve dinleme becerileri anlamanın, konuşma ve yazma becerileri ise anlatmanın kapsamında yer almaktadır. Birey iletişim kurarken kendini sözlü veya yazılı olarak ifade eder. Yazma becerisi okul sürecinde gelişen karmaşık bir eylemdir. Bu çalışmada, Türkçe öğretmen adaylarının metin oluştururken yaptıkları anlatım bozuklukları incelenmiştir. Tespit edilen yanlışlıklar gruplandırılarak eşdeğer düzeyde yanlışların bulunduğu yeni bir metin araştırmacı tarafından oluşturulmuş ve ada . . .ylardan metinde bulunan yanlışları tespit edip düzeltmeleri istenmiştir. Daha sonra adayların kendi yaptıkları yanlışlar ile tespit edip düzelttikleri yanlışlar karşılaştırılmıştır. Öğretmen adaylarının kendi yaptıkları yanlışları başkaları yaptığında rahatça tespit edip düzelttiği belirlenmiştir. Bu sonuca göre öğretmen adaylarının anlatım bozukluğuna yol açan yanlışları bildiği ancak kendileri metin oluştururken benzer yanlışları yaptığı söylenebilir. Ortaya çıkan bu durumun nedenleri ise öğretmen adaylarıyla görüşmeler yapılarak araştırılmıştır. The main goal of language education is to improve communication ability of students by developing language skills. Language skills refer to and explaining. Understanding includes reading and listening skills, explaining includes speaking and writing skills. Individuals express themselves orally or in writing while communicating. Writing is a complex action which developed in the process of school. In this study, Turkish teacher candidates’ disorders were examined while they were writing. Spotted mistakes were gathered into groups and a new text with similar mistakes was made by the researcher. The participants were asked to spot and correct the mistakes in the text. Then, the mistakes they made and the mistakes they corrected in the new text were compared. It was observed that teacher candidates were able to spot the same mistakes they made when they were made by another participant. In conclusion, it could be said that teacher candidates know about the mistakes that cause incoherence but they still make similar mistakes while constructing a text. The reasons that caused this situation were researched by debating with the teacher candidates Daha fazlası Daha az

Döviz kuru rejimlerinin politik ekonomisi: Seçilmiş Avrupa Ülkeleri üzerine bir panel veri analizi

Beşkaya, Ahmet | Ergün, Havanur

Makale | 2015 | Çankırı Karatekin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi5 ( 1 ) , pp.157 - 172

Bu çalışmanın amacı, döviz kuru rejimi tercihinde ekonomik ve politik faktörlerin etkisini araştırmaktır. Bu amaçla, seçilen AB üyesi ülkelerde ( Avusturya, Almanya, Belçika, Fransa, Danimarka, İngiltere, İsveç, İtalya ) 1980–2013 yılı verileri kullanılarak ülkelerin döviz kuru rejimi tercihleriyle finansal derinlik, sermaye girişleri, reel döviz kuru ve demokrasi arasındaki ilişki İkili Tercih Panel Probit Modeli kullanılarak tahmin edilmiştir. Çalışmanın sonucuna göre, finansal derinlik, reel döviz kuru ve sermaye girişleri arttıkça ve demokrasi iyileştikçe sabit döviz kuru dezavantajlı hale gelmekte ve esnek döviz kuru rejimi doğ . . .ru bir tercih olmaktadır. The aim of this study is to investigate the effects of economic and political factors on the choice of exchange rate regimes. In order to achieve this goal, we apply for Binary Choice Panel Probit Model to examine the relationships between exchange rate r egimes and financial depth, real exchange rate, capital inflow and democracy. Our data covers the period of 1980 -2013 for the selected EU countries, namely, Austria, Germany, Belgium, France, Denmark, England, Sweden and Italy. Estimation results demonstr ates that the choice of fixed exchange rate regime become disadvantageous and flexible exchange rate turn out to be the right choice as financial depth, real exchange rate, capital inflow and democratization increases Daha fazlası Daha az

Şehbenderzade'nin Hayatına Dair Yeni Bilgiler ve Osmanlı Sultanına İthaf Edilen Tek Türk Romanı

Arık, Şahmurat

Makale | 2008 | Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi11 ( 1 ) , pp.93 - 101

Son devir Osmanlı aydınları arasında önemli bir yere sahip olan Şehbenderzâde Filibeli Ahmet Hilmi; sıkıntılı memuriyet hayatı, hapis ve sürgünler yaşamış bir fikir adamıdır. Sirkeci postanesinde başlayan devlet memuriyeti, Abdülhamit devri siyasî çalkantıları arasında İzmir ve Beyrut’ta devam etmiş, siyasi sebeplerle Mısır’da son bulmuştur. Beyrut’tan Mısır’a uzanan firar hadisesi; memuriyetten men, tutuklanma ve mahkûmiyetle neticelenmiştir. Bu cezaların ardından Fizan sürgünüyle karşılaşmış, ancak II. Meşrutiyet’ten sonra İstanbul’a dönmüştür. İttihat ve Terakki döneminde neşrettiği gazete ve dergiler, kaleme aldığı makale ve kit . . .aplarla büyük bir şöhret kazanmıştır. Türk Edebiyatında Osmanlı Sultanına ithaf edilen tek Türk romanı Öksüz Turgut’u da bu dönemde yazmıştır. Lâkin, yazarın rahata erdiği bu günler çok sürmemiş, yeni iktidara yönelttiği eleştiriler sebebiyle Bursa’ya nefyedilmiştir. Makalede, söz konusu romanın Sultan Reşad’a ithafı, Filibeli Ahmet Hilmi’nin Bursa’ya sürülüşü, af talebiyle Mebusan Meclisi’ne müracaat etmesi ve Sultan Reşad tarafından affedilerek İstanbul’a geri dönmesi gibi, yazar hakkında bu güne kadar bilinmeyen bazı konular ele alınmıştır. Şehbenderzâde Filibeli Ahmet Hilmi who had a distinguished place among the late period Ottoman intellectuals was a man of thought who experienced civil service full of troubles, prison life and exiles. His civil service life started in Sirkeci Post Office, continued in İzmir and Beirut during the political disorder in the period of Abdülhamit and ended in Egypt due to the political reasons. Ahmet Hilmi’s escape from Beirut to Egypt resulted in dismissal from the civil service, arrest and conviction. After these penalties, he was exiled to Fizan and returned to İstanbul after the second constitution. In the period of İttihat ve Terakki, he had a great reputation in the Otoman Empire by the newspapers and magazines he issued and by the articals and boks he wrote. He wrote “Öksüz Turgut” which was the only novel dedicated to an Otoman Sultan in Turkish literature in this period. However, the writer happy days didn’t last for a long time and criticisms he was forced to go Bursa due to his about the new party in power. In this article, the obscure points suchas the dedication of the novel to Sultan Reşad, Filibeli Ahmet Hilmi’s exile to Bursa, his application to Grand National Assembly for an amnesty and his return to İstanbul after being forgiven by Sultan Reşad are studied Daha fazlası Daha az

Avrupa Birliği ve Türkiye ekseninde yasadışı göç ve iltica paradoksu: Domino etkisi sonrası yaşananlar

Sever, Hanifi | Sever, Muhammed

Makale | 2013 | Polis Bilimleri Dergisi15 ( 2 ) , pp.85 - 108

Göçün günümüzde dünyanın en büyük sorunlarından biri haline gelmesine neden olan pek çok etken bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri; ekonomik eşitsizlik, devletlerin vatandaşlarının can güvenliğini sağlayamaması, siyasi çalkantılar ve şiddet eylemleri olarak sayılabilir. Kaynak veya hedef ülke olsun ya da olmasın, tüm devletleri zor durumda bırakan yasadışı göç sorunlarına hem ulusal, hem de uluslararası alanda çözüm arayışları sürmektedir. Avrupa Birliği, özellikle 2000’den sonra göç ve iltica konuları ile yakından ilgilenmektedir. Önceleri bir gereklilik olarak görülen göçmenlerin, artık bir sorun haline dönüştüğünü AB içerisind . . .eki yasal düzenlemelere bakarak söyleyebiliriz. 2010’un sonlarında patlak veren Arap isyanlarıyla ülkelerinden kaçan binlerce insanın Avrupa sınırına dayanmış olması Avrupa Birliği’nin yeni bir krizle imtihanı olarak değerlendirilmiştir. Yine benzer şekilde Avrupa Birliğine üye olmak için bekleyen Türkiye’nin de bu krize yaklaşımı söz konusu Arap ülkeleriyle tarihi bağları nedeniyle önem arz etmektedir. Bu çalışmada, Arap dünyasında domino etkisi yaratan halk ayaklanmaları sonrasında Avrupa ve Türkiye’de yaşanan göç ve iltica olgularının değerlendirilmesi yapılmıştır. There are many factors that make “migration” become one of the biggest problems of the contemporary world. The most significant ones of these factors are economic inequality, states’ incompetence in securing their peoples’ lives, political turmoil and acts of violence. No matter if they are the source or target countries, all nations are in search of possible national and multinational solutions against the issue of illegal migration that chronically delivers a great deal of problems. The European Union has been dealing with migration and refugee issues more intensively since 2000. Taking the new legal arrangements of the EU countries into account, it can be said that “immigrants who were once seen as a requirement” are considered as a problem today. As a result of the Arabian rebellions started in late 2010, thousands of people who fled from their countries have knocked European countries’ doors, which is in fact a new quest of crisis management. In addition to the European countries, approach of Turkey -a candidate country of the EU- is also important due to its historical relationships with the Arabian countries. In this study, an assessment on migration and refugee actions towards Europe and Turkey after the rebellion movements which caused domino effects in the Arabian world was made Daha fazlası Daha az

BUHARA'DAKİ CEDİTÇİLİK HAREKETİ VE YAŞ BUHARALILAR

Hatunoğlu, Nurettin

Makale | 2015 | Türkiyat Araştırmaları Dergisi0 ( 38 ) , pp.1 - 33

20. yüzyılın ilk çeyreğinde meydana gelen Birinci Dünya Savaşı ve Bolşevik Devrim'i gibi önemli siyasi gelişmelerin ortaya çıkardığı değişimlerden, Türkistan coğrafyası da üzerine düşen nasibi almıştır. Uluslararası siyaset arenasında köklü değişimlerin yaşandığı bu süreçte, Türkistan coğrafyasında eğitim ve kültür temelli ortaya çıkmış olan Ceditçilik (yenileşme) hareketinin Buhara Emîrliği'ndeki kolu, Bolşevik Devrimi'nin etkisi ile mevcut emîrlik idaresini ortadan kaldırmayı amaçlayan devrimci siyasi bir harekete dönüşmüştür. Bolşevikler ile yapılan iş birliği neticesinde Buhara Emîrliği'nin son emîri Âlim Han devrilerek yerine B . . .uhara Halk Sovyet Cumhuriyeti kurulmuştur. Ceditçi aydınlar bu yeni cumhuriyetin yönetim kadrolarında yer alsalar da, ülkenin kontrolü kızıl ordunun sahibi olan Sovyet Rusya'nın elinde olmuştur. Milliyetçi aydınlar zamanla tasfiye edilerek cumhuriyetin siyasi varlığına Sovyet yönetimi tarafından 1924 yılında son verilmiştir. Rusya'ya bağlı olan Buhara Emîrliği'nde yenileşeme hareketlerinin ortaya çıkışı, bu hareketin Yaş Buharalılar adını alması, Yaş Buharalılar oluşumunun yürüttüğü faaliyetler, hareketin siyasi partiye dönüşmesi, emîrliğin bağımsızlığına kavuşması ve Yaş Buharalılara karşı tutumu, Bolşevikler ile iş birliği yaparak Emîrlik idaresini devirmeleri, Buhara Halk Sovyet Cumhuriyeti'nin kurulması gibi konular bu çalışmanın konusunu teşkil etmektedir. The changes that experienced at the first quarter of 20. century caused by the political developments after the First World War and Bolshevik Revolution has affected Turkestan geography as well. In that period, when radical changes had occured in international political area, the extension of Jadidism (innovation) movement in Bukhara Amirate, which was emerged in Turkestan geography based on education and culture, has converted into a revelotionary political movement that aimed to remove existed amirate government because the influence of Bolshevik Revolution. As the result of collaboration with Bolsheviks, last Amir of Bukhara Amitare's Âlim Khan has fallen and Bukhara People Soviet Republic? has established. Although innovator (Jadids) intellectuals took part in that republic's cadre, the state has been controlled by Soviet Russia which has Red Army. National intellectuals has been eliminated over time and Republic was abolished by Soviet administration in 1924. The emergence of innovation movement in Bukhara Amirate which was depend on Russia, how this movement become to be mentioned ad "Yaş Bukharians", the activities hold by Yaş Bukharas formation, convertion of this movement into political party, Emirate's independence and its attitude towards Yaş Bukharians, collaboration with Bolsheviks and take down Amirate administration, the establishment of Bukhara People Soviet Republic are the subjects of this study Daha fazlası Daha az

Şüpheli ve Mağdur Üzerine Bir Araştırma

Çakıcı, Leyla Gerçek

Makale | 2006 | Polis Bilimleri Dergisi8 ( 3-4 ) , pp.79 - 98

Suç ile ilgili çalışmalarda katkı sağlayabilecek yeni verilere ulaşabilmek amacı ile şüpheli ve mağdurla ilgili bir araştırma yapılmıştır. Araştırmanın amacı şüpheli ve mağdurun demografik özelliklerinin belirlenmesidir. Şüpheli ve mağdura ait bilgilere dayanarak şüpheli ve mağdur profillerinin elde edilmesi, suçun işlenmesinin önlenmesi ve özelMkle mağduriyetten korunma yollarının belirlenmesinde yararlanılacak bir kaynak olabilecektir. Bu amaçla Zonguldak'in Alaplı ilçesinde, İlçe Emniyet Müdürlüğünde tutulmuş olan beş yıllık (2000-2005) vukuat raporları incelenmiştir. Beş yıllık sürede ilçede meydana gelen 1071 adet adli olayla i . . .lgili kayıtlardan, şüpheli ve mağdurun yaşı, cinsiyeti, medeni hali ve eğitim düzeyleri ile ilgili bilgiler tespit edilmiştir. Elde edilen veriler istatistiksel açıdan değerlendirilmiştir. Şüpheli ve mağdurla ilgili literatür araştırması yapılmış bu konuda yapılan benzer çalışmalar araştırılmıştır. Yaptığımız çalışma sonucunda, şüpheli ve mağdura ait profilin aynı olduğu ve bu profili 20 ile 40 yaş arasında, ilkokul mezunu ve evli erkeklerin oluşturduğu tespit edilmiştir. Aresearch has been made on the concepts of the suspect and the victim in order to reach new data that can make contributions to the works on crime. The purpose of the research is to determinethe demographical characteristics of the suspect and the victim. It will be a resource that can be consulted in order to obtain the profiles of the suspects and the victims depending on the information about them, to prevent the crime from happening at the first place, and especially determining the defence methods from being the victim. For this purpose, the case reports held by the district security office in the Alapli district of Zonguldak for five years (2000- 2005) have been examined. From the reports about 1071 forensic incidents that's happened in the district during these five years, information about the age, sex and marital status of the victim and the suspect have been obtained. The data gained have been evaluated statistically. The literature research on the suspect and the victim has been made with the investigation on similar works as well. The results of this work have shown us that the profile for the suspect and the victim is the same and is the age of 20 to 40, primary school graduate and married men Daha fazlası Daha az

PETROL FİYATLARININ İMKB ENDEKSLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Güler, Sevinç | Temel, Halime Nalın

Makale | 2013 | Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi9 ( 2 ) , pp.81 - 98

Bu çalışmanın amacı, petrol fiyatındaki değişimin İMKB 100, İMKB Sınai ve İMKB Kimya, Petrol ve Plastik endeksleri arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Bu amaçla İMKB endekslerinin 03.02.1997 - 30.11.2012 aralığında haftalık kapanış fiyatları ve aynı döneme ait ham petrol fiyatları analize dahil edilmiştir. Çalışmada zaman serilerinin ilişkilerini tespit etmeye yönelik Granger eşbütünleşme analizi ve Granger nedensellik testi gerçekleştirilmiştir. Analizin bulgularına göre serilerin uzun dönemde birlikte hareket ettikleri, ancak kısa dönemde aralarında nedenselliğin olmadığı ortaya çıkmıştır. This study examines impact of oil prices a . . .nd National 100, manufacturing industry and chemical-petroleum-plastic industry of Istanbul Stock Exchange (ISE). For this purpose, indixes of ISE and oil prices analysed weekly closing prices over the period between 03.02.1997 and 30.11.2012 In the study, Granger cointegration analyse and Granger causality test was applied to determine the relationship of time series. According to results of analyses, it was observed that series act together in long period, but there is no causality in short period Daha fazlası Daha az

Öğretmen adaylarının sosyal aktivite tercihlerinin ikili karşılaştırmalı ölçekleme yöntemiyle belirlenmesi

Polat, Betül | Göksel, H. Çağlar

Makale | 2014 | Eğitimde ve Psikolojide Ölçme ve Değerlendirme Dergisi5 ( 1 ) , pp.88 - 100

Bu araştırmada öğretmen adaylarının tercih ettikleri sosyal aktivitelerin öğretmen adaylarının görüşleri doğrultusunda ikili karşılaştırmalı ölçekleme yöntemiyle belirlenmesi ve elde edilen ölçek değerlerinin öğretmen adaylarının öğrenim gördüğü üniversiteye, üniversiteye giriş puan türüne ve cinsiyetlerine göre karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda hazırlanan Sosyal Aktivite Tercih Ölçeği, 2012-2013 eğitim öğretim yılında, Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi, Sınıf Öğretmenliği, Türkçe, Sosyal Bilgiler, Resim ve Müzik Eğitimi ve Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümlerinde öğrenim gören 174 ile Büle . . .nt Ecevit Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği, Fen Bilgisi, İlköğretim Matematik ve Türkçe Eğitimi bölümlerinde öğrenim gören 201 olmak üzere toplam 375 gönüllü öğretmen adayına uygulanmıştır. Yapılan ölçekleme sonucunda, her iki üniversitedeki öğretmen adaylarının sosyal aktivite tercihleri arasında uyum olduğu belirlenmiştir. Puan türüne göre sosyal aktivite tercihleri karşılaştırıldığında sayısal, eşit ağırlık ve sözel puan türüne göre üniversiteye giren öğretmen adaylarının tercihleri arasında uyum olduğu fakat yetenek puan türüne göre üniversiteye girenlerin sosyal aktivite tercihlerinde diğer puan türlerine göre farklılıklar olduğu belirlenmiştir. Öğretmen adaylarının sosyal aktivite tercihleri cinsiyetlerine göre karşılaştırıldığında ise kadın ve erkek öğretmen adaylarının en az ve en çok tercih ettikleri aktivitelerin aynı olduğu fakat diğer aktivite tercihleri arasında farklılıklar olduğu belirlenmiştir. The aim of this study is to determine the candidate teachers’ preferences of social activities in accordance with their opinions with the scaling method of pair wise comparison and compare the results according to the universities they graduate, their type of scores in University Entrance Exam and their genders. In the 2012- 2013 educational year, the Social Activity Preference Scale, prepared in accordance with this aim, has been conducted to 174 voluntary candidate teachers from the Science Teaching, Primary School Teaching, Turkish Teaching, Social Sciences Teaching, Art Teaching, Music Teaching and Psychological Counseling and Guidance departments of Niğde University Faculty of Education and 201 voluntary candidate teachers from the Science Teaching, Elementary Mathematics Teaching and Turkish Teaching departments of Bülent Ecevit University. As a result of the scaling, it has been determined that there is a consistency between the preferences of the candidate teachers from the two universities. When compared according to the types of University Entrance Exam scores, the preferences of the candidate teachers with the scores of numeric, verbal and equally weighted exams are consistent, while the candidate teachers who are accepted to university according to the scores of talent exam have different preferences of social activities. When compared according to the genders, the preferences of the candidate teachers it has been determined that the most and least preferred social activities of the two genders are the same but the preferences of the other activities are changeable Daha fazlası Daha az

İlköğretim Öğrencilerinin Matematik Dersine Yönelik Öz-Yeterlik İnanç Düzeyleri Üzerine Bir Çalışma

Yaman, Süleyman | Dede, Yüksel

Makale | 2006 | Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi0 ( 1-2 ) , pp.109 - 119

Öz-yeterlik inancı, davranışları etkilediği için insan davranışlarının gelişiminde belirleyici rol oynar. Bu bağlamda bu araştırmanın amacı, öğrencilerin matematik dersine yönelik öz-yeterlik inanç düzeylerinin, cinsiyet, sınıf düzeyi ve karne puanlarına göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğinin belirlenmesidir. Bu amaçla, Yaman tarafından geliştirilen ve araştırmacılar tarafından Matematik dersine uyarlanan 30 maddelik Likert tipindeki ölçekten yararlanılmıştır. Ölçeğin güvenirliği için Cronbach Alpha katsayısı 0.86 olarak hesaplanmıştır. Ölçeğin geçerliği ise kapsam geçerliği ile sağlanmıştır. Ölçek, 2004-2005 eğitim-öğr . . .etim yılında ilköğretim 6., 7. ve 8. sınıflarda öğrenim gören ve random yöntemiyle seçilen 262 öğrenciye uygulanmıştır. Verilerin analizi sonucunda, ilköğretim öğrencilerinin matematik dersine yönelik öz-yeterlik inanç düzeylerinin orta seviyede olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, öğrencilerin cinsiyete göre matematik dersine yönelik öz-yeterlik inanç düzeylerinin farklılaşmadığı da belirlenmiştir. Self-efficacy belief plays an essential role in development of human behavior as it affects behaviors. It also can be regarded as an effective guide of individual mathematics achievement. In this connection, the aim of this study is to determine whether there is a significant difference among sexes, grades and marks of students in self- efficacy belief levels of students towards mathematics. For this purpose, it has been used a Likert -type scale which was developed by Yaman and adapted to mathematics lessons by researchers. Cronbach Alpha coefficient is calculated as ,86 for reliability of the scale. Moreover, validity of the scale is provided by content validity. The scale was applied on 262 students who were selected by random method and studied at 6th, 7th and 8th grades of primary schools in 2004-2005 educational terms. At the end of analyzing data, it has been found out that self- efficacy belief levels of primary graders towards mathematics are at middle level. However, it has also been determined that there is no difference in self- efficacy belief levels of primary graders towards mathematics according to sex Daha fazlası Daha az


6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.


Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.