Filtreler
Filtreler
Bulunan: 54 Adet 0.004 sn
Koleksiyon [4]
Tam Metin [1]
Yayın Türü [3]
Yazar [20]
Yayın Yılı [12]
Konu Başlıkları [19]
Yayın Dili [2]
Dergi Adı [20]
Araştırmacılar
Yayınlar
ÖRGÜTSEL SESSİZLİK VE ÖRGÜTSEL VATANDAŞLIK DAVRANIŞI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN BELİRLENMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA

Korkmaz, Oya | Aydemir, Sibel

Makale | 2015 | Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi13 ( 2 ) , pp.140 - 165

Günümüzde yoğun rekabet ortamının yaşandığı bir iş çevresinde başarılı olmak isteyen örgütler çalışanlarının farklı, yenilikçi, orjinal fikir ve düşüncelerini bir zenginlik kaynağı olarak algılamaktadırlar. Bu nedenle günümüz modern örgütleri kendilerini yeni nesil insan kaynakları politikaları üretmek zorunda hissetmektedirler. Bu düşünceden hareketle bu çalışma Mersin ilinde faaliyet gösteren bir kamu kuruluşunda görev yapan 172 katılımcıya uygulanmış ve anket yöntemiyle veri toplanmıştır. Toplanan bu veriler yardımıyla örgütsel sessizlik ile örgütsel vatandaşlık davranışı arasında bir ilişki olup olmadığı incelenmiş ve örgütsel s . . .essizlik ile örgütsel vatandaşlık davranışının demografik değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediği araştırılmıştır. Araştırma sonucunda örgütsel sessizlik ile örgütsel vatandaşlık davranışı arasında zayıf ve ters yönlü bir ilişki (r= -0,186) olduğu ve örgütsel sessizliğin örgütsel vatandaşlık davranışındaki değişimin %8'ini açıkladığı tespit edilmiştir. Ayrıca örgütsel sessizlik faktörlerinden sadece izolasyon korkusu ile örgütsel vatandaşlık davranışı arasında ( Daha fazlası Daha az

İŞLETMELERDE SORUMLULUK MERKEZLERİNİN STRATEJİK KONTROL VE MUHASEBE SİSTEMİ AÇISINDAN ANALİZİ

Karakaya, Abdullah | Akbulut, Halim

Makale | 2013 | Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi9 ( 1 ) , pp.195 - 210

İşletmelerin başarmak zorunda oldukları öncelikli stratejik konulardan birisi de sorumluluk merkezlerinin etkin kullanımıdır. Bu bağlamda sorumluluk merkezlerinin stratejik kontrol ve muhasebe uygulamaları açısından etkileşiminin sağlanması önemlidir. Kardemir A.Ş.’de sorumluluk merkezlerinin stratejik kontrol ve muhasebe uygulamaları açısından önemli olan faktörlerin incelenmesini amaçlayan bu çalışma kuramsal ve uygulama olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Kuramsal kısımda literatür bilgilerinin sunulmasından sonra, uygulama kısmında şirket yöneticilerinin; sorumluluk merkezlerinin stratejik kontrol ve muhasebe uygulamaları ile . . . ilgili algılarını belirlemek amacıyla yüz yüze anket uygulanmıştır. Elde edilen veriler one-sample t test yöntemi ile analiz edilmiştir. Sonuçlar, sorumluluk merkezleri ile organizasyon yapısı, faaliyetler, kaynaklar ve stratejilerin; Stratejik kontrol sistemi ile vizyon, stratejik amaç ve hedeflerin önemli olduğunu göstermektedir. Sorumluluk merkezlerinin stratejik kontrol ve muhasebe uygulamaları açısından geliştirilmesi ve şirkete katkısının artırılmasında çalışma kapsamında anlamlı bulunan unsurların sürekliliğinin sağlanması, anlamlı bulunmayan değişkenlerle ilgili düzeltici önlemlerin üst düzey yönetimin desteği ve sorumluluk merkezi yöneticilerinin aktif katılımlarıyla uygulanması yararlı olacaktır. One of the primary strategic issues which business organizations have to succeed in is the effective use of responsibility centres. In this context, it is important to secure the interaction of responsibility centres in terms of strategic control and accounting practices. This research, which aims to analyze important factors in the sense of strategic control and accounting practices in responsibility centres of Kardemir A.S., consists of two sections as theoretical and practical. After the presentation of literature information in the theoretical section, a questionnaire was done in person to determine the perceptions of administrators related to strategic control and accounting practices in responsibility centres. The data acquired were analyzed using one-sample t test method. The results show that the structure of the organization with responsibility centres, activities, resources, strategies, and vision with strategic control system, strategic goals and targets are important. In the scope of developing responsibility centres in terms of strategic control and accounting practices and increasing their contribution to the company, it will be useful to insure the persistence of significant results and to take preventive measures related to insignificant variables with the support of high level management and active participation of administrators of responsibility centre Daha fazlası Daha az

VAKIF VE DEVLET ÜNİVERSİTELERİNİN LİSANS VE ÖN LİSANS DÜZEYİNDE ÇEVİRİ EĞİTİMİ VEREN BÖLÜMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Ersoy, Hüseyin | Şahın, Özden | Türkmen, Burcu

Makale | 2017 | Tarih Okulu Dergisi10 ( 29 ) , pp.409 - 445

Uygulamalı İngilizce ve çevirmenlik programları, ön lisans düzeyinde 2010 yılında eğitime başlamış ve sayısı altı yılda 30'u bulmuştur. Var olan lisans düzeyindeki İngilizce Mütercim Tercümanlık bölümlerinden farklı bir program izleyen bu bölümlerin son yıllarda bu kadar hızlı bir şekilde artması, ilgimizi mesleki eğitim olarak çevirmenlik konusuna çekmiştir. Bu çalışmada, henüz üzerinde fazlaca inceleme yapılmamış olan ön lisans programları konusuna akademik ilgiyi çekmek amacıyla lisans ve ön lisans programları arasında karşılaştırmalı bir çözümleme yapmayı hedeflemektedir. Var olan programların sayısı ve değişkenlerin çokluğu seb . . .ebiyle çalışma akademik kadro, öğrenci kontenjanı, sunulan ikinci yabancı diller ve verilen dersler ile sınırlandırılacaktır. Akademik kadro, öğrenci kontenjanı ve sunulan ikinci yabancı dillerde genel görünümü vermesi için lisans ve ön lisans düzeyinde eğitim veren 5 devlet ve 5 vakıf üniversitesi karşılaştırılacaktır. Derslerin karşılaştırılmasında ise, bütün bölümlere ait bütün derslerin bu çalışmada gösterilmeyecek kadar çok olmasından dolayı, gerek lisans düzeyinde, gerekse ön lisans düzeyinde ülkemizde ilk kurulan bölümlerden birer tanesi karşılaştırılacaktır. Bu kapsamda ülkemizde kurulan ilk mütercim tercümanlık bölümlerinden olan Hacettepe Üniversitesi İngilizce Mütercim Tercümanlık bölümünün lisans programı ile ön lisans seviyesinde kurulan ilk uygulamalı İngilizce ve çevirmenlik programı olan Bülent Ecevit Üniversitesi Uygulamalı İngilizce ve Çevirmenlik programı karşılaştırmalı olarak incelenecektir. Tüm bu çözümlemelerden çıkarılacak sonuçlar ile, uygulamalı İngilizce ve çevirmenlik programı iyileştirilmesi için bazı öneriler getirilecektir Applied English and Translation programs, having started associate degree education in 2010, have reached 30 in number in the last six years. The heavy increase in the number of these departments, which follows a curriculum different than undergraduate English Translation and Interpretation departments, has driven our attention to the translatorship as vocational education. By comparatively analyzing the associate and undergraduate translation departments in state and foundation universities, this study aims to draw academic attention to associate programs, which are yet to be studied in detail. Due to the high number of programs and variants, this study is limited to the analysis of academic staff, number of students, the second foreign languages and translation courses offered. For obtaining a general view, academic staff, number of students, the second foreign languages are analyzed in five state and five foundation universities. Due to the high number of both associate and undergraduate programs, only the two programs are analyzed in terms of courses offered. Within this framework, the curriculum of Hacettepe University English Translation and Interpretation Department, one of the first undergraduate programs in Turkey, and the curriculum of Bülent Ecevit University Applied English and Translation Department, the first associate program in translation education, are comparatively analyzed. Some suggestions for improving Applied English and Translation departments are put forward in line with the results of these analyse Daha fazlası Daha az

ESERLERİNİN SESLENDİRİLMESİNE YÖNELİK OLUŞTURULAN MODELİN ÖĞRENCİ BAŞARISINA ETKİSİ (NİKRİZ MAKAMI ÖRNEĞİ)

Tunç, Turgay | Albuz, Aytekin

Makale | 2017 | Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi21 ( 1 ) , pp.131 - 158

Araştırmanın amacı, Türk Müziği kaynaklı kontrpuantal eserlerin piyanoda seslendirilmesine yönelik bir çalışma modeli oluşturmak ve bu modelin öğrenci başarısı üzerine etkilerini incelemektir. Bu bağlamda araştırmanın çalışma grubunu bir devlet üniversitesi konservatuvarında 2013-2014 öğretim yılı bahar döneminde eğitim gören 10 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma; Çokseslendirme yöntemlerinden karma armoni yaklaşımı, Nikriz makam dizisi ve oluşturulan kontrpuantal eser ile sınırlandırılmıştır. Araştırmada yöntem olarak; Tek grup ön test - son test deneme modeli kullanılmıştır. Deneysel verilerin elde edilmesinde araştırmacı tarafınd . . .an geliştirilen ölçme aracı kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde ise Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi uygulanmıştır. Ortaya çıkan sonuçlar doğrultusunda; Türk Müziği materyalleri kullanılarak yazılan kontrpuantal piyano eserlerinin seslendirilmesine yönelik hazırlanan çalışma modelinin işlevsel olduğu saptanmıştır The purpose of this study is to form a study model aimed at playing counterpointal pieces based on Turkish music on piano and investigate the effects of this model on student achievement. In this regard, the participants of this research were 10 students studying in a public university, state conservatory in spring term 20132014. The research was limited with mixed harmony which is one of the polyphonic methods, Nikriz maqamic scale and a composed counterpointal piece. The single group pretest – posttest experiment model was used as a research method in the study. Data was collected by a measurement tool developed by the researcher. In order to analyze the experimental data, Wilcoxon Signed-Rank Test was used. According to the findings, it was detected that the study model which was aimed at playing counterpointal pieces written by the use of Turkish music materials is fully operationa Daha fazlası Daha az

Osmanlı Döneminde İngilizlere Türkçe Öğretmek Amacıyla YazılanKitapların Dil ÖğretimiAçısından Değerlendirilmesi

Yeşilyurt, Erhan

Makale | 2016 | Ana Dili Eğitimi Dergisi4 ( 3 ) , pp.277 - 294

Yabancı dil öğretiminde çeşitli araçlar kullanılır. Bunlardan biri de ders kitaplarıdır. Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde farklı hedef kitlelere yönelik ders kitapları yazılmıştır. Bu araştırmada Osmanlı döneminde İngilizlere Türkçe öğretmek amacıyla İngilizce yazılan on altı kitap dil öğretimi açısından incelenmiştir. Eserler, dil bilgisi öğretimi, dil öğretim yöntemi, dil becerileri, öğretim dili, kültür aktarımı, metin seçimi, öğrenme - öğretme süreci, görseller, amaç, hedef kitle ve alfabe gibi dil öğretimindeki çeşitli unsurlar açısından değerlendirilmiştir. Nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizinin kullanıldığı . . . araştırmada elde edilen verilerin analizi için betimsel analiz ve içerik analizi yöntemleri kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda ders kitaplarında; okuma becerisinin geliştirilmesine yönelik dil bilgisi konularının öğretimine ağırlık verildiği ve hem Arap alfabesinin hem de Latin alfabesinin kullanıldığı tespit edilmiştir Various tools like textbooks are used in foreign language teaching. Different textbooks are written in teaching Turkish as a foreign language for different target groups. In this research study, sixteen books written to teach Turkish to English during the Ottoman period were examined in terms of language teaching. The books were evaluated in terms of teaching grammar, language teaching methods, language skills, teaching language, culture transfer, text selection, teaching-learning process, visuals, purpose, audience and alphabets. Document analysis of the qualitative research method was used in research, and descriptive analysis and content analysis were used for analysis. As a result of data analysis, it was realized that both the Arabic alphabet and the Latin alphabet were used, and the teaching of grammar was focused to improve students' reading skills in the textbook Daha fazlası Daha az

OSMANLI SON DÖNEMİNDEN AHLAK VE TERBİYE’YE İKİ FARKLI YAKLAŞIM: ABDULLAH ŞEVKET VE MEHMET HAZIK’IN AHLAK VE TERBİYE ANLAYIŞLARI ÜZERİNE BİR KARŞILAŞTIRMA

Meydan, Hasan

Makale | 2017 | Tarih Okulu Dergisi10 ( 29 ) , pp.1 - 22

18. yüzyıldan itibaren bilgi ve tekniği üretmede geri kaldığını fark eden Osmanlı, Tanzimat ile birlikte Batının etkisi ile yeni bir eğitim anlayışı kurgulamaya başladı. Bu yeni eğitim anlayışı medreseler, mektepler, yabancı okulları ile oldukça kozmopolit bir yapı arz etmektedir. Bu süreçte eğitimin ahlak, din ve dil gibi manevi unsurlarının temelinin nasıl olması gerektiği önemli bir tartışma konusu olmuştur. Çalışmamızın amacı Osmanlı'nın son döneminde yaşamış iki âlimin ahlak ve terbiyeye yaklaşımlarını karşılaştırarak dönemin ahlak ve terbiye anlayışına ilişkin sonuçlara ulaşmaktır. Âlimlerden birisi ilmiye sınıfını temsil eden . . . Abdullah Şevket, diğeri ise maarif sınıfından Zeynizade Hazık'tır. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. İki âlimin ahlakı temellendirme biçimleri; terbiye/pedagoji anlayışları ve görüşlerini dayandırdıkları referans noktaları inceleme teması olarak belirlenmiş ve değerlendirmeler bu temalar üzerine yapılmıştır. Sonuçta Zeynizade'nin, ahlakı akıl ve toplumsal zorunlulukla temellendirdiği, Abdullah Şevket'in ise geleneksel İslam Ahlakı çizgisinde dini temellendirmeyi tercih ettiği görülmüştür. Zeynizade Batı kaynaklı ahlak, bilgi ve terbiye anlayışından istifade ederken Abdullah Şevket geleneksel ahlak, bilgi ve terbiye anlayışını sürdürmeye çalışmaktadır Beginning from the 18th century, the Ottomans realized that it had fallen behind in the production of knowledge and technique, so they started to construct a new educational understanding under the influence of the West throughout Tanzimat Reforms Era. The new educational understanding was a very cosmopolitan structure with madrasahs, modern schools (mektep), and foreign schools. In this process, justification of the spiritual elements of education such as morality, religion and language has become an important debate. The aim of our study is comparing the approaches of two scholars who lived in the last period of the Ottomans to morals and education to reach the conclusions related to the moral and education understanding of the period. One of the scholars is Abdullah Şevket, who represents the Muslim theologians (ulema), and the other is ZeynizadeHazık from the modern educational structure (maarif ). In the study the descriptive analysis method from the qualitative research methods is used. Morality justification and pedagogy understanding of two scholars, and their reference points are defined as the basic themes of the examination and evaluations are made on these themes.In the end, we find that Zeynizade chooses ethics based on reason and social necessity while Abdullah Şevket trailing traditional Islamic Ethics chooses to base on religion.While Zeynizade is benefiting from Western ethics, knowledge and pedagogy understanding, Abdullah Şevket is trying to maintain traditional morality, knowledge and education understandin Daha fazlası Daha az

FUAT MİRAS’IN TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) BAŞKANLIĞI DÖNEMİ’NDE TOBB- SİYASET İLİŞKİSİ

Çavuşoğlu, Hüseyin | Sezer, Özcan

Makale | 2013 | Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi9 ( 1 ) , pp.167 - 193

Çalışmanın amacı, Fuat Miras’ın Odalar Birliği Başkanlığı döneminde ( 9 Ocak 1996-16 Haziran 2001), siyaset-Odalar Birliği ilişkisini ortaya koymak ve Fuat Miras’ın Odalar Birliği Başkanlığı dönemini, önceki dönemlerle karşılaştırmaktır. Fuat Miras’ın TOBB Başkanlığı döneminde, Yalım Erez’in TOBB’daki hâkimiyetinin sürdüğü görülmektedir. 28 Şubat sürecinde, Yalım Erez ile Tansu Çiller’in yolları ayrılmış, bu ayrılık DYP ile TOBB arasındaki ilişkiye de yansımıştır. Bunun sonucunda, DYP ile TOBB arasındaki ipler kopmuştur. Fuat Miras’ın TOBB Başkanlığı döneminde de Odalar Birliği’nin, ekonomik gücünü arttırdığı ve dönemin siyasi geliş . . .meleri incelendiğinde, önemli bir baskı grubu olma özelliğini sürdürdüğü görülmektedir. Bunun yanında, önceki dönemlerde olduğu gibi, Fuat Miras’ın TOBB Başkanlığı döneminde de TOBB üyesi olan birçok kişi, merkez sağ partilerden (ANAP-DYP) siyasete girmiştir. The aim of the study is to review the relationships between the politics and TOBB during his period of TOBB Presidency (January 9th 1996 – June 16th 2001) and to compare TOBB presidency period of Fuat Miras with previous periods. It is seen that predominance of Yalim Erez continued during TOBB presidency period of Fuat Miras. In the process of February 28, Yalim Erez and Tansu Çiller broke up and this was reflected on the relationship between DYP (The True Path Party) and TOBB. Consequently, TOBB broke away with DYP. During the TOBB presidency period of Fuat Miras, it was seen that the TOBB increased its economical power and continued to be an important interest group when the political events during that period were reviewed. At the same time, as during the previous periods, many TOBB members entered the political world through central right-wing parties (ANAP and DYP) during the TOBB presidency period of Fuat Miras Daha fazlası Daha az

Tam zamanında üretim modeline göre maliyetlerin izlenebilirliği

Vargün, Hakan

Makale | 2009 | Muhasebe ve Finansman Dergisi (. e-Muhasebe ve Finansman Dergisi)0 ( 44 ) , pp.251 - 263

Son yıllarda dünyayı bütünüyle saran ve etki alanını gittikçe genisleten küresel kriz, kisilerin ve firmaların kaynaklarını daha ihtiyatlı ve daha rasyonel kullanmaları gerektiğini bir kez daha gündeme getirmistir. Girdi maliyetlerinin büyük ölçüde artması ve ürünlere yönelik talebin sürekli düsme eğilimi göstermesi, özellikle sanayi kolunda faaliyetlerini sürdüren isletmeleri zor durumda bırakmıstır. Böylesi bir ekonomik durgunluğun hâkim olduğu piyasalarda, firmaların varlıklarını devam ettirebilmeleri, kullanmıs oldukları üretim sistemi ile direkt olarak iliskilidir. Bu açıdan çalısmamızda “Tam Zamanında Üretim” sistemi ele alına . . .cak ve bu üretim sisteminin, maliyet muhasebesi sisteminde meydana getirdiği bir takım değisikliler üzerinde durulacaktır. The global crisis, which encircles the whole world and widens its sphere of influence, again brought up the necessity that individuals and firms should use their sources in a more deliberative and efficient way. The highly rise of the input costs and the continuous downward tendency to the product demands put the enterprises on the spot which display activities especially on the branch of industrial employment. In markets where such an economic stagnation dominates everything, the continuous existence of the enterprises is directly related to the production system they use. From this point of view, in our work, the system of “Just-in-Time” will be discussed and some changes that this production system created on cost accounting will be emphasized Daha fazlası Daha az

VERGİ UYUMUNUN SAĞLANMASINDA DUYARLI REGÜLASYON SİSTEMİ: AVUSTRALYA ÖRNEĞİ

Dökmen, Gökhan | Günel, Tuğay

Makale | 2012 | Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi8 ( 3 ) , pp.43 - 65

Mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunu sağlamaya yönelik olarak farklı stratejiler yürürlüğe konmuştur. Bu farklı stratejiler içerisinde günümüzde en dikkat çekici olanı duyarlı regülasyon stratejisidir. Duyarlı regülasyon stratejisi vergileme alanına uygulandığında, mükellef odaklı ve mükelleflerin tutum ve davranışlarına göre şekillenen bir sistem devreye girmektedir. Bu sistemde mükellefin vergiye gönüllü uyumunu kolaylaştıracak olan stratejiler uygulanmakta ve bu stratejiler mükelleflerin takındığı tavra göre değişim göstermektedir. Başka bir ifadeyle duyarlı regülasyon stratejisi mükellefin avrına göre hangi stratejilerin uygula . . .nması gerektiğini ifade eden bir sistemi betimlemektedir. Bu çalışmanın temel amacı, söz konusu sistemin uygulama sonuçlarını, Avustralya Vergi İdaresinin deneyimlerine dayalı olarak ortaya koymaktır. Çalışmada, Avustralya'da duyarlı regülasyon temeline dayalı vergileme modelini kullanmasının mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunu arttırdığı bulgusuna ulaşılmıştır. Different strategies in order to ensure voluntary compliance of taxpayers have been introduced. The most remarkable one among these strategies is the responsive regulation. When the responsive regulation strategy is applied to the field of taxation, a system which is taxpayer-focused, and which is shaped according to the behaviors and attitudes of taxpayers steps in. In this system, strategies which will facilitate voluntary compliance of taxpayers are applied and these strategies are ranged according to the attitudes adopted by taxpayers. In other words, responsive regulation strategy states which strategies should be applied according to the attitudes of taxpayers. The main purpose of this study is to reveal the results of application of the responsive regulation based on the experiences of Australian Taxation Administration. In the study, it is found that the use of taxation model which is based on responsive regulation increases voluntary compliance of taxpayers in Australia Daha fazlası Daha az

Dış Ticaret ve Ekonomik Büyüme İlişkisinin Bilgi Transferleri Yönünden İncelenmesi: Türkiye Örneği

Vergil, Hasan | Sinay, Mehmet

Makale | 2013 | İşletme ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi4 ( 1 ) , pp.59 - 76

Gelişmekte olan ülkeler AR-GE harcaması yapmak yerine daha çok ya doğrudan teknoloji transfer ederek veya teknoloji içeriğine sahip malları ithal ederek dolaylı yoldan teknolojiye sahip olmaktadırlar. Yapılan bu çalışmada Türkiye örneği üzerinde dış ticaret ve ekonomik büyüme ilişkisi, dış ticaret ile sağlanan bilgi transferleri yönünden incelenmiştir. Çalışmada Türkiye'nin 1989-2009 yıllarını kapsayan veri seti ile Johansen Eşbütünleşme Testi ve VAR yöntemleri kullanılarak dış ticaret yoluyla gerçekleşen bilgi transferlerinin ekonomik büyümeye etkisinin yönü ve boyutları tespit edilmiştir. Yapılan tahmin sonuçları incelenen dönemde . . . Türkiye'nin ekonomik büyümesinde, sermaye malları ithalatı ve ara malları ithalatı ile sağlanan bilgi transferinin önemli bir etkisinin olmadığını göstermektedir. Değişkenlerin etkisi karşılaştırıldığında ise daha düşük seviyede bilgiyi barındıran ara malı ithalatının daha yüksek bilgi içeren sermaye malı ithalatına göre ekonomik büyüme üzerinde daha fazla etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuç Türkiye'nin daha fazla sermaye malları ithal etmesi ve bu mallardaki ileri teknolojiyi özümseyecek beşeri sermayeye sahip olması gerektiğini ima etmektedir Instead of making R&D expenditures, developing countries generally obtain technology either directly by transferring technology or indirectly by importing technology contained commodities. In this study, using the Turkey’s case, the relationship between foreign trade and economic growth is investigated in terms of knowledge transfer through foreign trade for the period 1989-2009. Using Johansen cointegration method and VAR methodology, the effect of knowledge transfer through foreign trade on economic growth is investigated in terms of direction and dimension. The estimations reveal that knowledge transfer through capital and intermediate goods imports has no significant effect on economic growth of Turkey in the period investigated. Comparisons of variables show that the effect of knowledge transfer through less knowledge contained intermediate goods imports is higher than the effect of knowledge transfer through high knowledge contained capital goods imports. This result implies that Turkey should import more capital goods and have enough human capital to use technology within capital good Daha fazlası Daha az

Meydan, Hasan

Makale | 2015 | Tarih Okulu Dergisi8 ( 21 ) , pp.375 - 397

Bu çalışmanın amacı Osmanlının son dönem eğitimcilerinden olan Zeynizade Mehmet Hazık'ın Terbiye (Terbiye-i Bedeniye, Terbiye-i Fikrîye ve Terbiye-i Ahlakiye) isimli eserinin Terbiye-i Fikrîye bölümünün tetkik edilerek günümüz Türkçesine aktarılmasıdır. Çalışmanın tetkikinde müellifin görüşlerinin tarihi ve dini kökenlerinin belirlenmesi, kendinden sonraki ve günümüzdeki eğitim düşüncesi ile karşılaştırılması, açıklanmaya ve tenkide muhtaç noktaların tenkit ve açıklanması, günümüz eğitim çalışmaları için istifade edilebilecek fikirlerin tespit edilmesine yönelik bir yöntem takip edilmiştir. Çalışma sonucunda müellifin eğitimde yeni . . .eğitim düşüncesine yakın fikriler ileri sürdüğü ve düşünce eğitiminde öğrenciye görelik, tedricilik, somuttan soyuta, yakından uzağa, bilinenden bilinmeyene ilkelerine önem verdiği belirlenmiştir. Aims of the study, to translate Thought Education chapter of Zeynizade Mehmet Hazık's book named Terbiye (Physical Education, Thought Education and Moral Education), one of the last period educators of Ottomans, to modern Turkish language by reviewing. The review gives priority to; determining historical and religiousbackgrounds of the author's opinions, comparing with the current educational thinking, explaining and criticizing of the points in need, and pinpointing ideas that could be useful for today's education works. We have concluded that the author has similar ideas to new education thought and he is considering appropriateness to the child, gradualism, from the concrete to the abstract, from immediate environments of the child to far, from the known to the unknown Daha fazlası Daha az

ÖRGÜTSEL SESSİZLİK TÜRLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN YAPISAL EŞİTLİK MODELİ İLE BELİRLENMESİ 1

Kulualp, Halime Göktaş | Çakmak, Ahmet Ferda

Makale | 2016 | Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi12 ( 1 ) , pp.123 - 146

Bu çalışmanın amacı, örgütsel sessizlik türlerinin algılanan örgütsel destek, yönetimin açıklığı ve iş tatmini değişkenleri tarafından nasıl etkilendiğini analiz etmektir. Bartın, Bülent Ecevit ve Karabük Üniversitelerinde hizmet sunmakta olan 894 adet akademik ve idari personel üzerinde gerçekleştirilen çalışma sonuçlarına göre; algılanan örgütsel desteğin kabullenici sessizlik üzerinde ve iş tatminin prososyal sessizlik üzerinde anlamlı bir etkisinin olduğu belirlenmiştir. Savunmacı sessizlik üzerinde ise algılanan örgütsel destek, yönetimin açıklığı ve iş tatminin anlamlı bir etkisi bulunmaktadır. İçsel kontrol odağı, kabullenici . . . sessizlikle algılanan örgütsel destek ve savunmacı sessizlikle iş tatmini arasındaki ilişkide düzenleyici bir etkiye sahiptir. The aim of this study is to analyze how the types of organizational silence are affected by the perceived organizational support, management openness and job satisfaction. For this purpose, empirical evidence has gathered from 894 academic and office personnel from Bartin, Bulent Ecevit and Karabuk Universities. It has been determined that perceived organizational silence has a significant effect on acquiescent silence and job satisfaction has a significant effect on prosocial silence. Perceived organizational support, management openness and job satisfaction have a significant effect on defensive silence. Internal locus of control has a moderator effect on the relationship between acquiescent silence with perceived organizational support and defensive silence with job satisfaction Daha fazlası Daha az


6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.


Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.