Filtreler
Araştırmacılar
Elektif şartlarda cerrahi operasyon planlanan çocuk hastalarda hepatit B, hepatit C ve HIV seroprevalansı

Demirel, Fatma | Acun, Ceyda | Söğüt, Ayhan | Çınar, Fikret | Numanoğlu, Kemal Varın | Tomaç, Nazan

Article | 2003 | Çocuk Dergisi3 ( 3 ) , pp.200 - 203

Amaç: Elektif şartlarda cerrahi operasyon planlanan çocuk hastalarda hepatit B, hepatit C, HIV seroprevalansını belirlemek ve uygun olanların hepatit B afisi ile immunizasyonunu sağlamak, ayrıca sağlık personelinin ameliyathane ortamında çeşitli önlemleri alabilmeleri için gereken verileri elde etmek. Yöntem: Nisan 2001-Kasım 2002 tarihleri arasında Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine çeşitli indikasyonlarla öpere edilmek üzere yatırılan 0-16 yaş arasındaki 429 çocukta HBsAg, AntiHBs, AntiHBc, AntiHCV ve Anti-HIV seropozitifliği araştırıldı. Gruplar arası karşılaştırmalar için SPSS programında Ki-kare ve Fischer's kesin . . . Ki-kare testleri kullanıldı. Bulgular: HBsAg pozitifliği % 1.6, AntiHBs pozitifliği % 42 bulunurken, Anti-HIV ve Anti-HCVpozitif vaka saptan-madı. Vakaların 182'si (% 42.4) hepatit B yönünden aşılanmış, ancak bunlardan 170'inde (% 39.6) aşıya bağlı seroloji gelişmişti, 247 hasta ise (% 57.6) aşısızdı. Ant i HBs ile birlikte anti HBC pozitifliği 10 çocukta (% 2.3) saptandı. Sonuç: Opere edilecek hastalarda Hepatit B, Hepatit C ve HIV serolojisine bakılması ile sağlık personelinin korunmasının yanında, bu şekildeki tarama programlarıyla hepatit B yönünden aşısız çocukları saptayıp aşılanmalarının sağlanması da mümkündür. Aim: To evaluate the seroprevalence of hepatitis B, hepati-tis C and HIV in pediatric patients who are going to have an elective surgery and also to gatter data that could help health workers in surgery rooms to take precautions. Methods: In 429pediatric patients who were going to have elective surgery for various indications, aged between 0-16 years, HBsAg, AntiHBs, AntiHBc, Anti-HCV and AntiHIV seropositivity were evaluated between April 2001-November 2002 in the Hospital of Karaelmas University School of Medicine. The comparisons between groups were evaluated in SPSS program by chi-square and Fischer's exact tests. Results: HBsAg positivity was 1.6 %, AntiHBs positivity was 42 %, there were no anti-HIV and anti-HCVpositive cases. A hundred and eighty-two of the cases (42.4 %) were immunized for hepatitis B, and 170 of these cases (39.6 %) were seropositive. Two hundred andfourty seven patients (57.6 %) were not immunized. In ten cases (2.3 %) anti HBs positivity were found with anti HBC positivity. Conclusion: The evaluation of hepatitis B, Hepatitis C and HIV serology in patients who are going to have elective surgery .gives the opportunity to immunize the nonimmunizedpatients and to protect health workers Daha fazlası Daha az

Vulvanın siringoması

Tekin, Solak Nilgün | Altınyazar, H. Cevdet | Gün, Doğan Banu | Koca, Rafet | Çınar, Saniye

Article | 2003 | Türkiye Klinikleri Jinekoloji Obstetrik Dergisi13 ( 1 ) , pp.66 - 68

Giriş: Göz çevresinin ve yanakların siringoması iyi bilinip tanımlanmasına rağmen vulvar siringoma bu selim ekrin tümörün nadir görülen klinik bir varyantıdır. Olgu Sunumu: Bir kaç yıl içerisinde her iki labia majoralarında simetrik papüler lezyonlar gelişen 32 yaşındaki beyaz kadın hasta sunuldu. Sonuç: Histopatolojik inceleme siringomanın tipik özelliklerini göstermekteydi. Siringomanın vulvanın papüler lezyonlarının ayırıcı tanısında göz önüne alınması gerektiğini düşünmekteyiz. Introduction: Although syringoma of the eyelids and the cheeks are well known and defined, vulvar syringoma is a rare clinical variant of this benign ecc . . .rine tumor. Case Report: A case of a 32-year-old white female patient is presented, who developed papular lesions symmetrically located on both labia majora during a couple of years. Conclusion: Histopathological examination showed typical features of syringomas. We conclude that syringomas should be considered in the differential diagnosis of papular lesions of the vulva Daha fazlası Daha az

Atypical presentation of Kaposi's sarcoma in the external ear

Babuccu, Orhan | Kargı, Eksal | Hoşnuter, Mübin | Doğan, Gün Banu

Article | 2003 | Kulak Burun Boğaz İhtisas Dergisi11 ( 1 ) , pp.17 - 20

Bu makalede, 36 yaşındaki sağlıklı bir erkek hastada kulak kepçesinde saptanan Kaposi sarkomu suuldu. Hastanın sol kulağında üç aydır var olan nodüler lezyon için predispozan herhangi bir faktör belirlenemedi. Lezyon tümüyle çıkarıldı. Histolojik ve immünhistolojik bulgular Kaposi sarkomu ile uyumluydu. Serolojik analizlerde anti-HIV ile anti-sitomegalovirüs IgM ve IgG antikorları negatif bulundu. Kan sayımı normaldi. Lökosit altgruplarınm sayımı ve immünglobulin elektroforezi normal sonuçlar verdi. İki yıllık izlem dönemi içinde hastada lezyon nüksü, yeni lezyon gelişimi, ya da HIV sero-konversiyonu gözlenmedi. İlgili literatürleri . . .n taranmasında, kulak kepçesinde Kaposi sarkomuna ait soliter lezyonun bildirildiği genç sağlıklı bir olguya rastlamadık. We presented a case of Kaposi's sarcoma that occurred in the external ear of a 36-year-old Caucasian man. He was otherwise healthy without a history of any predisposing factors. He had a nodular lesion in the left ear, of three-month duration. The lesion was excised completely. Histologic and immunohistologic findings were consistent with a diagnosis of Kaposi's sarcoma. Serologic analyses were negative for anti-HIV antibody and anti-cytomegalovirus IgM and IgG and blood count was normal. Differential count of leucocytes and immunoglobulin electrophoresis were normal. During a two-year follow-up, no recurrences, development of new lesions, or HIV seroconversion were detected. To our knowledge, this case is the first to report a solitary lesion of Kaposi's sarcoma occurring in the helix of the ear in a healthy young patient Daha fazlası Daha az

Nail patella sendromlu bir aile: Vaka sunumu

Demirel, Fatma | Söğüt, Ayhan | Acun, Ceyda | Tomaç, Nazan | Ermiş, Bahri | Yüksel, Birol

Article | 2003 | Çocuk Dergisi3 ( 2 ) , pp.156 - 159

Nail-patella sendromu (NPS) tırnaklar ve kemiklerin yanısıra göz ve böbrekleri de tutabilen otozomal dominant geçişli nadir bir hastalıktır. Elde baş ve işaret parmaklarının tırnaklarında hipoplazi, displazi ve V şeklinde lunula ile karakterizedir. Kemiklerde patella yokluğu veya hipoplazisi, iliak horn, gözde glokom, mikrokornea ve nefropati diğer önemli bulgulardır. Bur yazıda babaanne, baba ve kendisinde her iki el baş ve işaret parmaklarının tırnaklarında hipoplazi, displazi ve V şeklinde lunula, babasında ve kendisinde patella aplazisi, babaannesinde patella hipoplazisi, ayrıca kendisinde strabismus saptanan 2.5 yaşında bir erk . . .ek hasta sunulmuştur. Nail-patella syndrome (NPS) is an autosomal dominant hereditary disorder involving nails, bones, eyes and kidneys. It is characterized by onycodysplasia of the finger nails and V-shaped lunulae. Aplasia or hypoplasia of patella, iliac horns were shown in variable expressions. Extraosseous manifestations include ocular (glaucoma, microcornea) and renal involvement. We report a two-and-a half-year-old boy whose father and grandmother had NPS. All the patients had dysplastic, hypoplastic finger nails and V shaped lunulae. The patient child, and his father had no patella but his grandmother had hypoplastic patella. None of them had renal involvement but the patient had strabismus Daha fazlası Daha az

Ayırıcı tanıda düşünülmesi gereken bir anomali: Pelvik kaburga

Keser, Selçuk | Bayar, Ahmet | Savranlar, Ahmet

Article | 2003 | Acta Orthopaedica et Traumatologica Turcica37 ( 5 ) , pp.414 - 416

Kalça ağrısı ile başvuran 44 yaşında bir erkek hastanın pelvis radyografisinde tesadüfi olarak pelvik kaburga saptandı. Kemik kitlenin sınırlarını daha iyi görebilmek için bilgisayarlı tomografi görüntülerinin üç boyutlu rekonstrüksiyonu alındı. Pelvis etrafında atipik bir kemik yapı görüldüğünde bu gelişimsel anomalinin de akılda tutulması, gereksiz tetkikler ve tedaviyi önlemede yardımcı olabilir. Pelvic digit was incidentally detected on plain pelvis radiography of a 44-year-old male patient who presented with right-sided hip pain. Three-dimensional reconstruction of computed tomography scans provided a more clear illustration of . . . the anatomy and localization of this anomaly. To avoid unnecessary investigation methods and treatment, this entity should be kept in mind when an atypical bone structure is noted around the pelvis Daha fazlası Daha az

Neonatal over kisti: Vaka sunumu

Bayar, Ülkü | Acun, Ceyda | Özdemir, Hüseyin | Demirel, Fatma | Erdem, Zühal

Article | 2003 | Türkiye Klinikleri Jinekoloji Obstetrik Dergisi13 ( 6 ) , pp.460 - 462

Amaç: Yenidoğan over kistlerinin tanı, takip ve tedavisinin belirlenmesi. Olgu Sunumu: Biz burada alt üriner sistem enfeksiyonu sonrası, postnatal birinci ayında yapılan batın ultrasonografisinde 31x23 mm boyutunda över kisti saptanan ve spontan regresyona uğrayan bir vakayı nadir görülmesi nedeniyle sunmaktayız. Sonuç: Over kisti yenidoğanlarda en sık görülen intraabdominal kitle olup, yenidoğanın maternal ve kendi gonadotropinlerine maruz kalması sonucu oluşmaktadır, Ultrasonografınin yaygın kullanımıyla birlikte neonatal over kisti tanısının insidansında artış olmuştur. Bu hastaların takip ve tedavisinde birçok farklı yaklaşım va . . .rdır. Hastanın kliniği, over kistinin büyüklüğü ve ultrasonografık olarak kistin ekojenitesi takip ve tedaviyi belirleyen en önemli etkenlerdir. Objective: The management of the ovarian cysyts in newborns. Case Report: Here we present a newborn who underwent an US examination because of urinary tract infection, which revealed a 31x23 mm ovarian cyst. Her cyst spontane-ously resolved within 5 months. Conclusion: Ovarian cysts are the most common intraabdominal masses of neonates resulting from neonatal ex-posure to maternal and self gonadotropines. Due to the widespread use of ultrasonography (US), the incidence of diagnosis of neonatal ovarian cysts have been increased. There is no consensus concerning the optimal follow-up and treatment. The most important criterias to determine the follow-up and treatment are patients' signs and symptoms, echogenicity of the cyst on ultrasound, and the diameter of the cyst Daha fazlası Daha az

Tiroidektomi operasyonlarında preoperatif uygulanan deksametazonun postoperatif bulantı-kusma ve ağrıya etkisi

Altunkaya, Hanife | Özer, Yetkin | Cihan, Alper | Özkoçak, Işıl | Demirel, Cengiz Bekir

Article | 2003 | Anestezi Dergisi11 ( 2 ) , pp.131 - 135

Çalışmada tiroidektomi yapılacak hastalarda preoperatif tek doz deksametazon kullanımının postoperatif dönemde bulantı-kusma ve ağrıya etkisinin gösterilmesi amaçlanmıştır. Randomize, çift kör ve plasebo kontrollü bu çalışmada, tiroidektomi yapılacak, ASA I-II grubunda 40 hasta çalışma kapsamına alınmıştır. Olgular rastgele iki gruba ayrılmıştır. Operasyondan 30 sn. önce Grup D (n-20) olgulara deksametazon 8 mg iv (2cc), Grup S (n=20) olgulara ise 2 cc serum fizyolojik verilmiştir. Daha sonra tüm olgularda anestezi indüksiyonu 2 mg $kg^-1$ propofol + 2 $mu$g $kg^-1$ fentanil ile yapılmış ve kas gevşemesi 0.6 mg $kg^-1$ rokuronyum il . . .e sağlanmıştır. Anestezi idamesi tüm olgularda l MAC Sevofluran ile yapılmıştır. Tüm olgularda postoperatif O.dk, 15, 30, 45.dk ve 2 saat ara ile ağrı (VAS), bulantı-kusma (0-3), ilk analjezik gereksiniminin olduğu zaman, toplam analjezik gereksinimi, pansumana tepki, insizyonda enfeksiyon, mobilizasyon süresi ve toplam hastanede kalış süresi kaydedildi. Gruplar demografik ve hemodinamik verileri, operasyon süreleri açısından benzer dağılım göstermiştir. Deksametazon kullanılan grup D olgularda postoperatif VAS değerleri, bulantı kusma insidansı (Grup D %20, Grup S %60) ve toplam analjezik miktarı (mg) (Grup D 58.2+28, Grup S 86.0±54) anlamlı düşük bulunmuştur ( Daha fazlası Daha az

Maksiller sinüs yerleşimli brown tümörü: Olgu sunumu

Erdem, Zuhal | Erdem, L. Oktay | Çınar, Fikret | Gündoğdu, Sadi

Article | 2003 | Kulak Burun Boğaz İhtisas Dergisi11 ( 4 ) , pp.121 - 124

Paranazal sinüs yerleşimli brown tümörü nadirdir. Benign özellikte fibroosseöz lezyon olan brown tümörü, tipik olarak, kortikal defekte neden olan ekspansil kitle şeklinde izlenir. Bu yazıda, burun kanaması, baş ağrısı ve sağ maksiler bölgede şişlik şikayetleri olan 13 yaşındaki erkek hastanın sağ maksiler sinüs yerleşimli brown tümörü radyolojik bulguları ile birlikte sunuldu. Biyokimyasal incelemede primer hiperparatiroidizm ile uyumlu bulgular elde edildi. Parsiyel paratiroidektomi ile maksiller sinüsteki kitle çıkarıldı. Hastanın altı aylık izleminde nüks ya da rezidü kitle saptanmadı. Brown tumor of the paranasal sinuses is rar . . .e. It is a benign fibroosseous lesion, typically presenting as an expansile mass that leads to a cortical defect. We presented the radiological findings of a brown tumor of the right maxillary sinus in a 13-year-old boy who presented with complaints of swelling in the right max-illary region, headache, and epistaxis. Biochemical findings were compatible with primary hyperparathyroidism. The lesion was removed by partial parathyroidectomy. No recurrences or residual mass were detected during a six-month follow-up period Daha fazlası Daha az

A case of monostotic fibrous dysplasia of the maxillary sinus

Erdem, L. Oktay | Erdem, C. Zuhal | Kargı, Şebnem

Article | 2003 | Kulak Burun Boğaz İhtisas Dergisi10 ( 5 ) , pp.208 - 211

Fibröz displazi, yavaş ilerleme gösteren, benign ka-rakterli nadir bir kemik hastalığıdır. Paranazal sinüslerin monostotik tutulumu nadirdir. İki yılı aşkın bir süredir yüz asimetrisi, kronik sinüzit, tekrarlayıcı baş ağrısı ve nefes darlığı şikayetleri olan 54 yaşındaki kadın hastanın çekilen düz grafilerinde opasifikasyon ve maksiller sinüste genişleme gözlendi. Aksiyel ve koronal bilgisayarlı tomografi görüntülerinde maksiller sinüste genişlemeye, burun tıkanıklığına ve maksillada kortikal kalınlaşmaya yol açan heterojen kitle belirlendi. Kortikal kemikte herhangi bir erozyon ya da bozulma belirtileri yoktu. Hastaya endonazal end . . .oskopik biyopsi yapıldı ve fibröz displazi tansı histolojik olarak doğrulandı. Fibrous dysplasia is an uncommon benign disease of the bone, with slow progression. Monostotic involvement of the paranasal sinuses is rare. We report a 54-year-old woman who had complaints of facial asymmetry, chronic sinusitis, recurrent headaches, and nasal obstruction for two years. Conventional radiography showed opacification and expansion of the maxillary sinus. Axial and coronal computed tomography scans showed a heterogeneous mass that expanded the right maxillary sinus, leading to nasal obstruction and cortical thickening of the maxilla. No signs of destruction or erosion in the cortical bone were identified. An endonasal endoscopic biopsy was performed and the diagnosis of fibrous dysplasia was confirmed histologically Daha fazlası Daha az

A case of lipoma of the deep lobe of the parotid gland

Hoşnuter, Mübin | Kargı, Eksal | Babucçu, Orhan | Yenidünya, Sibel

Article | 2003 | Kulak Burun Boğaz İhtisas Dergisi10 ( 4 ) , pp.167 - 170

Derin lob yerleşimli parotis lipomu son derece na-dirdir. Kırk iki yaşındaki bir erkek hastada sol preauriküler bölgede ağrısız, yumuşak, yavaş büyüme gösteren bir kitle saptandı. Ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi, lipom özellikleriyle uyumlu bulgular ortaya koydu. Hasta yüzeyel parotidektomi ve tümörün total eksizyonuyla tedavi edildi; fasyal sinir korundu. Histolojik bulgular tanıyı doğruladı. Ameliyattan sonra 1.5 yıllık izlemde herhangi bir nükse rastlanmadı. Lipoma of the deep lobe of the parotid gland is extremely rare. A forty-two-year-old man presented with a painless, soft, and slow-growing mass in the left preauricu . . .lar area. Ultrasonography and computed tomography findings were consistent with lipoma. The patient was treated with superficial parotidecto-my and total excision of the mass with preservation of the facial nerve. Histologic findings~confirmed the diagnosis. No recurrences were detected during 1.5 years in the postoperative period Daha fazlası Daha az


6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.


Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.